Mealine bakmak lazım.
Nur talebesi elbette merak edecek..üstad hangi ayeti izah ediyor kuranda..
üstadın hangi ayeti kuranda izah ettiğini bilmemek çok ayıp değil mi?
nur talebesi dakik okur,nurları..gazete gibi değil.
Mealine bakmak lazım.
Nur talebesi elbette merak edecek..üstad hangi ayeti izah ediyor kuranda..
üstadın hangi ayeti kuranda izah ettiğini bilmemek çok ayıp değil mi?
nur talebesi dakik okur,nurları..gazete gibi değil.
iman insanı insan eder, belki sultan eder..
az önce bir cevap yazmıştım ama gönderdim sandım artık nereye gitti bilmiyorum.ben yeni üyeyim de.acemilikler yapabilirim kusura kalmayın.neyse ben aynı cevabı gene yazayım.
üstad, diğer ayetlerin mealinin bilinmesinin lüzumlu olduğunu düşünseydi herhalde meallerini bizzat risalelere koyardı.Üstadın akıl edemediğini şimdi biz akıl etmiş gibi, sanki bu bir eksiklik imiş gibi kendi kendimize onun mealini koyalım,şu kelimenin manasınıda aşağıya yerleştirlim gibinden birtakım şeyleri doğru bulmıyorum.Bu eserlerin müellifi üstaddır.O nasıl uygun görmüşse öyle hareket etmek geekir.Siz bir kitap yazsanız ve insanlae istediğini ekleyip çıkarsa uygun olur mu?
muhabbetle
Eğer Malik-i Mülk'e memlük isen
O'nun mülkü senindir gör.
Değerli kardeşim, yazd?klar?n hakk?nda ben şöyle düşünüyorum.
Her zaman?n bir hükmü vard?r. Üstad zaman?nda "Kur'an?n mealini yap?n , ta ne mal olduğu anlaş?ls?n" zihniyetine karş? savaş vermiştir. Elbette meal konusunda biraz temkinli davranacakt?r.
Bak?n bir şeyi yapmamak onun yap?lmas??n caiz olduğuna delil olabilir. Üstad meal koymam?ş belki ihtiyaç duymam?ş ; ama , sak?n mealie bakmay?n, dememiştir. Böyle bir emri yoktur. Böyle bir emir olmay?nca iş Abilerin meşveretine düşer. Meşveret ç?kar der konmas?nda sak?nca yok. Diğer bir meşveret der konulmas?nda sak?nca var.
?ki meşverette hakd?r. Her iki taraf diğer meşveretin karar?na sayg? duymak zorunda
Zahirde iki farkl? meşveret karar? var. biri diyor Meal koymak ciazdir, biri meal koymak caiz değildir. Şimid mant?k diyor "bunlardan ancak biri doğrudur" Ancak mant?k öyle desede hak ve hakikat öyle demiyor.
Hak ve hakikat şöyle diyor;
Mesela, meal koymak asl?nda caiz olmas?n. Yani, meşveret karar? isabetsiz olsun. Ancak, o meşveet hak ve hakikat niyet ettiğinden bir sevap ald?. Diğer taraf hakl? olduğu için iki sevap ald?.
?kisinde de zarar yok. Üstad'?n sadece adem olan bir fiili olduğu için onun emrine de karş? gelinmedi. Her iki tarf?nda zarar? yok.
Böyle şeylerle uğraşmak doğru değil. Meşreb meşrebi taklit etmemeli, etmek zorunda değildir. Zenginlik ve tekammül ancak böyle mümkündür.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz.
Say?n seha bu konuda ayn? fikirde olmam?za sevindim..Daha önceki yan?tlar?n?zda kesinlikle meal bilmek laz?m,bilmeyen alim de say?lmaz filan gibi şeyler demek istemiştiniz gibi gelmişti de.Hakk?n?z? helal edin.Elbette bazan olur ki ayn? su kime şifa,kime zehir,kime de mübah olur.Bana göre bu as?rda mealler çoğunlukla zehir olur gibi geliyor.Kendimden biliyorum da
Eğer Malik-i Mülk'e memlük isen
O'nun mülkü senindir gör.
Tarihçe-i Hayat'ta geçen bazı mektuplardan anlaşılacağı üzere,
Said Nursî, bir zamanlar felsefe mesleğinde çok ileri gitmiş, sonra Kur'an-ı Hakîmin irşadıyla, hak ve hakîkate erişmiş ve bu zamanda fen ve felsefe ile iştigal edip şek ve şüphelere maruz kalanları aklî delillerle şüphelerden kurtaracak eserler telif etmiştir.
Risale-i Nur'un yolu, mesleği, bu zamandaki hayat şartlarına, insanların, ahval-i rûhiyelerine göre en selametli, en kısa ve umûmi bir cadde-i Kur'an'dır; serapa ilim ve tefekkür üzerine gitmektedir.
asrımız insanının yaralarına merhem olacak ayetleri tefsir etmiştir üstad hazretleri.
diğer ayetlerin tefsirlerini de okuyabileceğimiz güvenilir kaynaklar vardır elbet ama şuda bir gerçekki Kur'an-ı Kerimdeki her bir ayetin her bir asra bakan ayrı bir anlamı ve tefsiri vardır.
şöyle diyebilirimki mesela başımız ağrıyor bu ağrının ızdırabını çekerken
hiç olmadık azalarımızın hastalığı varmı diye doktor doktor gezmek gibi birşey bence diğer ayetlerin tefsirlerini araştırmak....
yanlış birşey yazdımsa hakkınızı helal edin ....
“Tevazu bulunmayan bir kalpten hayırlı işleri beklemek mümkün değildir.”
Hz. Abdullah Farukî el-Müceddidî (k.s.)
Üstad Risale-i Nur'da diyor zaten Risale-i Nur asr?n yaralar?n merhemdir.
28. Mektub'ta şöyle denmiş;
Uyand?m, anlad?m ki, bir büyük infilak olacak. O infilak ve ink?lâptan sonra, Kur'ân etraf?ndaki surlar k?r?lacak. Doğrudan doğruya Kur'ân kendi kendini müdafaa edecek. Ve Kur'ân'a hücum edilecek; i'câz? onun çelik bir z?rh? olacak. Ve şu i'câz?n bir nevini şu zamanda izhar?na, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak. Ve namzet olduğumu anlad?m.
Burda infilaktan kas?t nedir?
Elbette ki Kur'an ayetlerine gelen itirazlar ve Müslümanlar?n bu itirazlara kan?p dinden uzaklaşmas? ve soğumas?d?r.
Risale-i Nur bunu tamir ediyor. Bu ayetler Risale-i Nur'da yaklaş?k 600 kusurdur. Burda anlaş?lmayacak bir durum yoktur.
Risale-i nur'da geçmeyen ayetler anlamak için ise Üstad ölçüyü veriyor. Nur Talebesi Risale-i Nur'dan ald?ğ? dersleri ve prensipleri Asa-? Musa gibi ustal?kla kullanarak vurduğu yerden ab-? hayat f?şk?rt?r. O eserlerle her türlü müşkülü kolayl?kla çözer.
muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz.
Seha kardeşim,Allah sizlerden razı olsun.Çok ince ve önemli konulara açıklık getiriyorsunuz.Meal noktasında İşaratül İ'caz'a bakarsan ayetlerin mealleri Abdulmecit Ünlükul tarafından hemen altlarına alınmış ve Üstadımız bu mealleri yazılmasına müsade etmiştir.Bilemiyorum belki de bu ayetlerin meallerini Üstadımız kendisi mi verdi acaba diye de düşünüyorum?İşaratül İ'cazda olan meaaller niçin diğer eserlerde olmasın?
Bu hususu bilmiyordum. Allah raz? olsun.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz.
Kardeşim simdi söylediğiniz başkadır, yukarda söylediğiniz başkadır. Risalei nur sadece ititraz edilen 600 kusur ayetin tefsiri değildir. Yanınıza hafızlığı ve arapçası iyi olan birini alıp risale okursanız Ustadımızın dediği gibi her bir mes'elede 200 ayatı kuraniyenin yardıma geldiğini görürsünüz. Siz munakaşa sebebi dediniz, neye dayanarak bu sözü soylediniz? Kim nasıl munakaşa etmiş?
Kur'an'a hücüm ise ayetlerine hucum değildir, gerçi hucum olsa ne yazar, Allah zaten hepiniz toplanın gelin, bir ayetine nazire getiremezsiniz diyor. Bu mes'ele bu kadar bedihi iken Ustad'ın meramı bu olmasa gerek.
Şimdi tekrar sorayım konuyu açan kardeşin sorusuna ek olarak. Acaba Ustad Meryem sureeinin baş tarafını ihtiyarlar risalesi olarak tefsir etti, mana bedihi ise o mananın bir lazımı muraddır diye Ustadımız dediğine göre acaba murad-ı Ustadane ne ola?
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)