Arkadaşlar , bugün Sünuhat'tan inanilmaz- süper-harikulade bir ders okudum .Bu kadar muazzam tesbitler karş?s?nda insan?n dili tutuluyor. Şiddetle , ?srarla kardeşlerimizi bu dersi teenni ile okumalar?n? tavsiye ediyorum , bir parça ağ?r gelebilir , biz ikinci kez okuyunca kar?nca karar?nca anlad?k ama süper ...
****************************
*********************
************
***
Bundan yedi sene evvel bir risaleme yazd?ğ?m zeyldir
"Birbirinizi g?ybet etmeyin." [Hucurât Sûresi: 49:12] buyuran Allah'a hamd olsun. Salât da, "Kim ki insanlar helâk oldu, insanlar helâk oldu derse, o kimse onlar?n en fazla helâk olan?d?r." [Müslim, Birr: 139; Ebû Dâvud, Edeb: 77; Muvatta', Kelâm: 2; Müsned, 2:272, 342, 465, 517.] diyen Muhammed'e (a.s.m.) olsun.
Şu zaman?n medenî engizisyonu müthiş bir vesileyle, baz? ezhan? ( fikirleri ) telkih (aş?lamak ) ile, bir k?s?m nâmeşru evlâd?n? vücuda getirip, ?slâmiyete karş? kinini ve hiss-i intikam?n? icra eder. Diyanetsizliğe veya lâübaliliğe veya H?ristiyanl?ğa temayüle veya ?slâmiyetten şüpheyle soğutmaya bir kap? açmak ister
?şte o desise şudur: "Ey Müslüman, bak nerede bir müslim varsa binnisbe fakir, gafil, bedevîdir. Nerede H?ristiyan varsa, bir derece medenî, mütenebbih( uyan?k) ehl-i servettir, demek..." ?lâ âhir.
Ben de derim ki:
Ey Müslüman! Biri maddî, biri mânevî, Avrupa rüçhan?n?n (üstünlük)iki sebebinin şu netice-i müthişiyle, o neticenin tesir-i muharribanesine ( harap eden) karş?, mevcudiyetimizin hâmisi(kurtar?c?s? ) olan ?slâmiyetten elini gevşetme, dört elle sar?l. Yoksa mahvolursun!
Evet, biz aşağ?ya iniyoruz, onlar yukar?ya ç?k?yor. Bunun iki sebebi vard?r. Biri maddî, biri mânevîdir.
B?R?NC? SEBEP: Umum H?ristiyan?n kilisesi ve mâden-i hayat? olan Avrupa'n?n vaziyet-i f?triyesidir. Zira dard?r, güzeldir, demir madenidir, girintili ç?k?nt?l?d?r. Deniz ve enhar? ( nehirleri) bağ?rsaklar?d?r, bâriddir. (soğuktur)
Evet, Avrupa küre-i zeminin hums-u öşrü iken( onbeşde biri ), nev-i beşerin bir rub'unu ( dörtte biri ) letafet-i f?triyesiyle kendine çekmiş. Hikmeten sabittir ki, efrad-? kesirenin içtimâ?, ihtiyacat? intaç eder. Görenek gibi çok esbabla tekessür eden hâcât, zeminin kuvve-i nâbitesine(yerden biten ) s?ğ?şmaz. ?şte şu noktadan ihtiyaç, san'ata ve merak ilme ve s?k?nt? vesait-i sefahete hocal?k edip tâlime başlarlar.
Evet, fikr-i san'at, meyl-i mârifet, kesretten ç?kar. Avrupa'n?n darl?ğ? ve deniz ve enhar? olan vesait-i tabiiye-i münakale ( taş?ma/ ulaş?m vas?talar?) içinde dolaşmas? sebebiyle, tearüf ( tan?şma ) ticareti, teavün iştirak-i mesaiyi intaç ettikleri gibi, temas dahi telâhuk-u efkâr?, rekabet de müsâbakat? tevlit ederler. Ve bütün sanayiinin mâderi olan demir madeni, kesretle içinde bulunduğundan, o demir, medeniyetlerine öyle bir silâh-? kuvvet vermiştir ki, dünyan?n bütün enkaz-? medeniyetlerini gasp ve garat edip gayet ağ?r bast?, mizan-? zeminin muvazenetini bozdu
Hem de herşeyi geç almak, geç b?rakmak şan?ndan olan burudet-i mutedilâne ( ?l?man soğuk) , sa'ylerine sebat ve metanet verip, medeniyetlerini idame etmiştir. Hem de ilme istinatla devletlerinin teşekkülü, mütekabil (karş?l?l? olan)kuvvetlerinin tesadümü(çarp?şmas?) , gaddarane istibdatlar?n?n iz'âcât?, engizisyonane taassuplar?n?n aksülâmel yapan tazyikat?, mütevazi unsurlar?n?n rekabetle müsabakat?, Avrupal?lar?n istidatlar?n? inkişaf ettirip, mezâyâ ve fikr-i milliyeti uyand?rd?.