MEVZUA G?R?Ş
Bu Rabbi euzubike minhemezetiş şeyatin.Ve euzu bike rabbi en yahdurun âyet-i kerimenin ve Nâs suresi son üç ayetinin hüküm ve ikazlar?nca, her zaman ve herkes için, bilhassa dinine diyanetine samimice yap?şm?ş halis müminler için her zaman ve her yerde cinlerden ve insanlardan işi-kâr? vesvese üretmek olan şeytanlar bulunacakt?r. Bilhassa Kur’an ve sünnetin, yani ?slam dininin en temel umdele­rine hizmet etmiş ve halen de eden büyük mücahid ule­maya ve talebelerine “hümeze ve lümeze” ehli insî şey­tanlar dil uzatacaklar, çürütmeye çal?şacaklar ve iğrenç iftiralarla, arkalar?ndan çekiştirmekle çamur s?çratmak isteyeceklerdir. Lâkin bu biçâre şeytanc?klar katiyyen bil­sinler ki, Allah nurunu (yani istikametli ve nurlu dinini) tamamlayacakt?r; onlar istemeseler de... Hem Cenab-? Allah(cc) bir kuluna “Yürü!” demişse, hiçbir kuvvet onu durduramaz ve durduramayacakt?r.
Bu sözleri burada yazd?ğ?m?n sebebi, aşağ?da gelecek şeni’ iftiral? vesveselere Üç Bölüm’lü cevaplar?m?z?n içinde görülecektir. Daha aç?k söyleyeyim: Üstad Bediüzzaman Said-i Nursî Hazretleri(ra) aleyhinde eski­den, tâ 1908’lerden beri kampanyal? iftira bezirganlar? ta­raf?ndan birçok defalar sinsi ve sistemli, ama temelsizce iftiralar, vesveseli k?şk?rtmalar yap?la geldiği gibi[1], son bir-iki senedir birkaç koldan, ama tek mihraktan o eski ve köhnemiş iftiral? vesveseler tarz?nda yine bir taarruz baş­lam?şt?r.
Eğer bilseydik ki, bu iftiralar? düzenleyen kimseler, k?sa idrakli, kavrama kabiliyeti az, yüksek hakikatlerin arş?na ç?kmada zorluk çeken, bir cihette özürlü cahil in­sanlard?r, “zarar? yok, mühim değil” deyip, geçecektik.
Ya da, bu işi çevirenler ahmak s?n?f?ndan olup fuzulice tefevvüheden kişiler olmuş olsalard? “cevabü’l-ahmak? es-sukût”[2] deyip ald?rmayacakt?k. Lâkin, maattees­süf iş öyle değil. Üç ayr? koldan iftira m?zrakla­r?yla taarruza geçenlerin bir kolu derin devletin şamar oğlan?, bir kolu vahşî ve cahilî ?rkç?l?k hamiyet ajan?, öbür kolu da Vehhabî kaselisliği mukallidi olduklar? bir tak?m mermuze-i mesmua emareleriyle anlaş?lmaktad?r. Kaziye böyle olunca, art?k ?slam uhuvveti yolunda ya­p?lmas? gereken af ve safhlar bir çeşit zilletli tabasbus olacak, hakka karş? da hürmet-sizlik say?lacakt?r. Dolay?­s?yla makam, vakar ve izzet makam? olduğundan üslûp pervas?z olacakt?r.