"Ey ehl-i iman! Bu müthiş düşmanlarınıza karşı zırhınız, Kur’ân tezgâhında yapılan takvâdır... Ve silâhınız, istiâze ve istiğfar ve hıfz-ı İlâhiyeye ilticadır."

“Kur’ân tezgâhında yapılan takvâdır.” Bu cümle Kur’an’ın emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmak anlamına geliyor.

Takva, Allah’ın yasakladığı şeylerden uzak durmak anlamına geliyor.

Tezgah, burada üretmek, ihdas etmek anlamında kullanılıyor ki Kur’an Müslümanların nasıl yaşaması gerektiğini üretip sınırlarını belirliyor, gerekli tedbirleri ihdas ediyor demektir.

İstiğfar, kelime olarak Cenab-ı Hakk'tan kusurlarının affedilmesini, günahlarının bağışlanmasını dilemek ve istemek manasına geliyor. Yani insanın manevi kir ve paslardan arınması için, Allah’tan af dilemesi ve manevi temizlik yapması demektir.

İnsanın bütün maddi ve manevi kirlerinden ve paslarından arınması ve temizlenmesi gerekir. Zira insanın her bir azasının ve duygusunun sevabı olduğu gibi kusuru ve günahı da vardır. Mesela, dilin kusur ve günahı batıl konuşmak ve gıybet etmek iken gözün günah ve kusuru harama bakmak, kulağınki haram sesleri dinlemek, mideninki haram şeyleri yemektir, kalbinki mecazi şeyleri sevmesidir...

İşte insan tövbe ve istiğfar ederken, bu sayılan veya sayılmayan şeylerin hepsinden istinkaf edip kaçınması gerekir.

Üstad Hazretlerinin şu ifadeleri istiğfarın ana umdesinin ne olduğunu izah eder mahiyettedir:

"İKİNCİ NOKTA: Şeytanın mühim bir desisesi, insana kusurunu itiraf ettirmemektir-tâ ki istiğfar ve istiâze yolunu kapasın. Hem nefs-i insaniyenin enâniyetini tahrik edip, tâ ki nefis kendini avukat gibi müdafaa etsin, adeta taksirattan takdis etsin..."(1)


Evet kusuru görebilmek tövbe ve istiğfarın girişi ve yarısı hükmündedir. Kusuru görmemek ise Allah korusun firavunluğa gidişin başlangıcı ve çekirdeği hükmündedir. Bu sebeple nefisin kusur ve ayıplarını görmek kemalattan ve güzel hasletler sınıfındandır. İstiğfarın özü ve esası da insanın kusur ve ayıplarını görmesi ve elinden geldiği kadar ondan kaçınmasıdır. Dil ile istiğfar edip göz yaşı dökmek ise istiğfarın şekil boyutu ya da bir şubesi niteliğindedir.

İstiaze şeytanın şerrinden Allah’a sığınmaktır. En büyük istiaze “Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile başlarım” diyerek "euzü besmele"çekmektir.

Sorularla Risale