Yirmidördüncü Mektub'un Birinci Zeyli
ﺑِﺎﺳْﻤِﻪِ ﻭَﺍِﻥْ ﻣِﻦْ ﺷَﻲْﺀٍ ﺍِﻻ َّ ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﺑِﺤَﻤْﺪِﻩِ
(Onun adıyla. O her kusurdan münezzehtir. Hiçbir şey yoktur ki Onu hamd ile tesbih etmesin.)
ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ
ﻗُﻞْ ﻣَﺎ ﻳَﻌْﺒَﺆُ ﺍ ﺑِﻜُﻢْ ﺭَﺑِّﻰ ﻟَﻮْﻻ َ ﺩُﻋَٓﺎﺅُ ﻛُﻢْ
(Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
De ki: Eğer duanız olmasa Rabbim katında ne ehemmiyetiniz var. (Furkan Suresi: 77.))
BİRİNCİ NÜKTE:
Dua bir sırr-ı azîm-i ubudiyettir. Belki ubudiyetin ruhu hükmündedir. Çok yerlerde zikrettiğimiz gibi, dua üç nevidir:
-----------------------------------
Zeyl: Ek, ilave, bir şeyin altı, devamı.
Nükte: Derin ve ince manalı söz.
Sırr-ı azîm-i ubudiyet: Allah'a(cc) kulluğun büyük sırrı (gizli ve ince manası).
Belki: Şüphesiz, kat'iyetle. Hattâ.
Ubudiyet: Allah'ın(cc) emir ve yasaklarına uymak.
Zikrettiğimiz: Bahsettiğimiz.
Nevi: Çeşit, tür, nev'.
Birinci nevi dua:
İstidad lisanıyladır ki; bütün hububat, tohumlar lisan-ı istidad ile Fâtır-ı Hakîm'e dua ederler ki: "Senin nukuş-u esmanı mufassal göstermek için, bize neşv ü nema ver, küçük hakikatımızı sünbülle ve ağacın büyük hakikatına çevir."
----------------------
İstidad: Kabiliyet.
Hububat: Tohumlar, taneler.
Lisan-ı istidad: Kabiliyet dili, istidad lisanı, yeteneğin konuşması.
Fâtır-ı Hakîm: Sonsuz hikmet sahibi yaratıcı, herşeyi faydalı ve gayeli yapan yaratıcı.
Nukuş-u esma: İsimlerinin san'at süslemeleri, isimlerinin san'at incelikleri ve işlemeleri.
Mufassal: Geniş bilgili, ayrıntılı.
Neşv ü nema: Büyüme ve gelişme.
Hakikat: Gerçek.
Hem şu istidad lisanıyla dua nev'inden birisi de şudur ki: Esbabın içtimaı, müsebbebin icadına bir duadır. Yani: Esbab bir vaziyet alır ki, o vaziyet bir lisan-ı hal hükmüne geçer ve müsebbebi Kadîr-i Zülcelal'den dua eder, isterler. Meselâ: Su, hararet, toprak, ziya bir çekirdek etrafında bir vaziyet alarak, o vaziyet bir lisan-ı duadır ki: "Bu çekirdeği ağaç yap, yâ Hâlıkımız!" derler. Çünki o mu'cize-i hârika-i kudret olan ağaç; o şuursuz, camid, basit maddelere havale edilmez, havalesi muhaldir. Demek içtima'-ı esbab bir nevi duadır.
-----------------------------
İstidad: Kabiliyet, yetenek.
Esbab: Sebepler.
İçtimaı: Topluluğa ait, birlikte yaşayanlara dair.
Müsebbeb: Netice, sebebe bağlı olarak meydana gelen.
Lisan-ı hal: Durum dili, durum ve görünüş konuşması.
Kadîr-i Zülcelal: Sonsuz büyüklük ve yücelik sahibi ve her şeye kudreti(gücü) yeten Allah(cc).
Ziya: Işık.
Lisan-ı dua: Dua lisanı, yalvarma ve yardım isteme.
Hâlık: Yoktan en güzel şekilde yaratan Allah(cc).
Mu'cize-i hârika-i kudret: Allah'ın(cc) sonsuz gücünü gösteren harika eseri. Kudretin harika mucizesi.
Camid: Cansız. *Donuk.
Muhal: İmkansız, mümkün olmayan, olamaz.
İçtima'-ı esbab: Sebeplerin bir araya getirilmesi, esbabın içtiması.
Mektubat