Dördüncü Lema da geçen dördüncü nüktede olan el cevap kısmında eğer denilse şia iki kısımdır.
Biri şia-i velayet diğeri şia-i hilafet bunlar hakkında fikirlerinizi alabilir miyiz?
Dördüncü Lema da geçen dördüncü nüktede olan el cevap kısmında eğer denilse şia iki kısımdır.
Biri şia-i velayet diğeri şia-i hilafet bunlar hakkında fikirlerinizi alabilir miyiz?
Sabah namazi bereketi konuya gördüm. ..
Nurlarin feyzi ile konuya vakit ayırmak lazım ..
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
kardeşler
Konuyu beraber mütala edelim..
Bir ip ucu ..
O pak nesil
ya dünya siyaseti
Ya da hiç birşeye alet olmayan iman hizmeti..
Bu manada veya bir başka tefekkur..
Risale-i nurdaki bu manalarla tefekkurumuze yön verirseniz minnettar oluruz..
Konu seyyah_salih tarafından (27.05.14 Saat 10:12 ) değiştirilmiştir.
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
Aziz abim telefondan yazinca iştirak edemiyorum, mazur görün![]()
"Arşa değmek istidadında olanların ayakları altına, omuzlarımızı koyarız."
Zübeyir Gündüzalp
Vesileniz ile 4. Lemanın hepsini okudum...
Istenilen cvpı vermek net ortamında mümkün görmüyorum...
Lemanın tümünü akla yedirmek, Kaş, göz , el, kol ve mimik vasıtaları ile muhatab / muhataba'nın gözlerinden geçip MÜTEYAKKIZ dimağlarına servis etmek icab eder ...
Tebrik ediyorum. Güncel bir konuyu soframıza taşıdınız...
Hak ile iştigal etmezsen
batıl seni istila eder...
İ. Şafii.
Bu fikir beyan edilirse tefrikaya sebeb verirsiniz
bence böyle bir konuda çok dikkatli olunması gerekir.
Anladım ki insanlar;
Susanı korkak. Görmezden geleni aptal. Affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar..
Ama yanılıyorlar..!
Elcevab,
Hazret-i Aliye r.a iki cihetle bakilmak gerektir.bir ciheti,şahsi kemalat ve mertebesi noktasindan .
ikinci cihet,Al-i Beytin şahs-ı mesnevisini temsil ettiği noktasındadır.
Al-i Beytin şahs-ı manevisi ise,Resul-i Ekrem a.s.v un bir nevi mahiyetini gösteriyor.
İste birinci nokta itibariyle Hazret-i Ali r.a başta olarak bütün ehl-i hakikat,H.z Ebubekir ve H.z öneri r.a takdim ediyorlar.
Hizmeti İslamiyetten ve kurbiyet-i İlahiyede makamlarini daha yüksek görmüşler.
Şîa-i velayet eğer dese ki: Hazret-i Ali'nin (R.A.) kemalât-ı fevkalâdesi kabul olunduktan sonra, Hazret-i Sıddık'ı (R.A.) ona tercih etmek kabil olmuyor.
Elcevab:
Hazret-i Sıddık-ı Ekber'in ve Faruk-u A'zam'ın (R.A.) şahsî kemalâtıyla ve veraset-i nübüvvet vazifesiyle zaman-ı hilafetteki kemalâtı ile beraber bir mizanın kefesine, Hazret-i Ali'nin (R.A.) şahsî kemalât-ı hârikasıyla, hilafet zamanındaki dâhilî bilmecburiye girdiği elîm vakıalardan gelen ve sû'-i zanlara maruz olan hilafet mücahedeleri beraber mizanın diğer kefesine bırakılsa; elbette Hazret-i Sıddık'ın (R.A.) veyahut Faruk'un (R.A.) veyahut Zinnureyn'in (R.A.) kefesi ağır geldiğini Ehl-i Sünnet görmüş, tercih etmiş.
Evfa kardesim masallah.....
"Arşa değmek istidadında olanların ayakları altına, omuzlarımızı koyarız."
Zübeyir Gündüzalp
Güzel paylasimlar olmuş. .
Birde hani murad-i ilahi başkadır..manası..
Ve pak nesil dünya saltanatına talib değil..
İman hizmetinin kudsiyeti hiç bir siyasete feda edilmez manası. .
Bu mananın asrimiza bakan vechesi..nurlarla alakası. .
Böyle bir tefekkur ile Nurlara arş dedirtin bana...)
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)
![]() |
RisaleForum grubuna abone ol |
Bu grubu ziyaret et |