+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 3 ve 3

Konu: Enaniyet (Benlik)

  1. #1
    Ehil Üye fanidünya... - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2013
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4.292

    Standart Enaniyet (Benlik)

    ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ
    ﺍِﻧَّﺎ ﻋَﺮَﺿْﻨَﺎ ﺍْﻻ َﻣَﺎﻧَﺔَ ﻋَﻠَﻰ ﺍﻟﺴَّﻤَﻮَﺍﺕِ ﻭَﺍْﻻ َﺭْﺽِ ﻭَﺍﻟْﺠِﺒَﺎﻝِ ﻓَﺎَﺑَﻴْﻦَ ﺍَﻥْ ﻳَﺤْﻤِﻠْﻨَﻬَﺎ ﻭَﺍَﺷْﻔَﻘْﻦَ ﻣِﻨْﻬَﺎ ﻭَﺣَﻤَﻠَﻬَﺎ ﺍْﻻ ِﻧْﺴَﺎﻥُ ﺍِﻧَّﻪُ ﻛَﺎﻥَ ﻇَﻠُﻮﻣًﺎ ﺟَﻬُﻮﻻ ً
    Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
    Biz emâneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik; hepsi de onu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korktular. İnsan ise onu yüklendi. Gerçekten insan çok zâlim, çok câhildir. (Ahzâb Sûresi: 72.)

    Gök, zemin, dağ tahammülünden çekindiği ve korktuğu emanetin müteaddid vücuhundan bir ferdi, bir vechi, ene'dir. Evet ene, zaman-ı Âdem'den şimdiye kadar âlem-i insaniyetin etrafına dal budak salan nurani bir şecere-i tûbâ ile, müdhiş bir şecere-i zakkumun çekirdeğidir. Şu azîm hakikata girişmeden evvel, o hakikatın fehmini teshil edecek bir mukaddime beyan ederiz. Şöyle ki:
    -----------------------------------------------------
    Tahammül: Yüklenme, üstlenme. * Katlanma, sabretme.
    Müteaddid: Çok sayıda, birçok, çeşitli.
    Vücuh: Vecihler, yönler, tarzlar, biçimler, şekiller.
    Vech: Yön, taraf, yüz. *Çehre, surat, yüz. *Tarz, biçim.
    Ene: Ben, benlik.
    Zaman-ı Âdem: Hz.Adem(as) zamanından.
    Alem-i insaniyet: İnsanlık alemi, insanlık dünyası.
    Şecere-i tûbâ: Tuba ağacı, cennetteki tuba ağacı.
    Şecere-i zakkum: Zakkum ağacı, meyveleri cehennemliklerin yiyeceği olan bir cehennem ağacı.
    Azîm: Büyük, yüce.
    Hakikat: Gerçek
    Fehm: Anlayış.
    Teshil: Kolaylaştırma.
    Mukaddime: Başlangıç, önsöz, giriş.

    Ene, künuz-u mahfiye olan esma-i İlahiyenin anahtarı olduğu gibi, kâinatın tılsım-ı muğlakının dahi anahtarı olarak bir muamma-yı müşkilküşadır, bir tılsım-ı hayretfezadır. O ene mahiyetinin bilinmesiyle, o garib muamma, o acib tılsım olan ene açılır ve kâinat tılsımını ve âlem-i vücubun künuzunu dahi açar. Şu mes'eleye dair "Şemme" isminde bir risale-i arabiyemde şöyle bahsetmişiz ki: Âlemin miftahı insanın elindedir ve nefsine takılmıştır. Kâinat kapıları zahiren açık görünürken, hakikaten kapalıdır. Cenab-ı Hak, emanet cihetiyle insana "ene" namında öyle bir miftah vermiş ki; âlemin bütün kapılarını açar ve öyle tılsımlı bir enaniyet vermiş ki; Hallak-ı Kâinat'ın künuz-u mahfiyesini onun ile keşfeder. Fakat ene, kendisi de gayet muğlak bir muamma ve açılması müşkil bir tılsımdır. Eğer onun hakikî mahiyeti ve sırr-ı hilkati bilinse; kendisi açıldığı gibi, kâinat dahi açılır. Şöylek ki:
    ------------------------
    Ene: Ben, benlik.
    Künuz-u mahfiye: Gizli hazineler.
    Esma-i İlahiye: Allah’a(cc) ait isimler.
    Tılsım-ı muğlak: Anlaşılması zor kapalı ve gizli mana.
    Muamma-yı müşkilküşa: Müşkülleri açan muamma, zorlukların kapısını açan bilinmez ve anlaşılmaz gizli gerçek.
    Tılsım-ı hayretfeza: Hayret verici tılsım, hayret verici gizli ve derin sır.
    Mahiyet: İç yüz, esas, asıl, temel özellik, temel gerçek.
    Alem-i vücub: Vücub alemi, Allah’a(cc) ait isim ve sıfatlar alemi.
    Künuz: Hazineler, defineler.
    Miftah: Anahtar.
    Kâinat: Yaratılan bütün varlıklar, evren.
    Zahiren: Zahir olarak, görünüş olarak, göründüğü gibi.
    Hakikaten: Gerçekten.
    Hallak-ı Kâinat: Kainatın(evrenin) yaratıcısı.
    Künuz-u mahfiye: Gizli hazineler.
    Muğlak: Kapalı, anlaşılması çok zor.
    Müşkil: Zor, güç, çetin.
    Mahiyet: İç yüz, esas, asıl, temel özellik, temel gerçek.
    Sırr-ı hilkat: Yaratılış sırrı, yaratılışın derin ve gizli manası, yaratılıştaki gizli gerçek.


    Sâni'-i Hakîm, insanın eline emanet olarak, rububiyetinin sıfât ve şuunatının hakikatlarını gösterecek, tanıttıracak, işarat ve nümuneleri câmi' bir ene vermiştir. Tâ ki o ene, bir vâhid-i kıyasî olup, evsaf-ı rububiyet ve şuunat-ı uluhiyet bilinsin. Fakat vâhid-i kıyasî, bir mevcud-u hakikî olmak lâzım değil. Belki hendesedeki farazî hatlar gibi, farz ve tevehhümle bir vâhid-i kıyasî teşkil edilebilir. İlim ve tahakkukla hakikî vücudu lâzım değildir.
    -----------------------------------
    Sâni'-i Hakîm: Hiçbir şeyi gayesiz ve faydasız bırakmayıp her şeyde sayısız gayeler ve faydalar gözeten sanatkar yaratıcı.
    Rububiyet: Allah’ın(cc) terbiyecilik sıfatı, Allah’ın(cc) her şeyin sahibi, ihtiyaçlarının karşılayıcısı ve terbiye edicisi olması.
    Sıfât: Nitelik, sahip olunan özellik, vasıf.
    Şuunat: İşler, olaylar. *Kabiliyetler, yetenekler.
    Hakikat: Gerçek.
    İşarat: İşaretler.
    Nümune: Örnek.
    Câmi': Kendinde toplayan, çok özellikli, toplayıcı.
    Ene: Ben, benlik.
    Vâhid-i kıyasî: Ölçü birimi, bir şeyin miktarını ve diğer özelliklerini ölçmek için belirlenen değişmez parça veya miktar (ağırlık için kilo, uzunluk için metre, sıvı için litre gibi).
    Evsaf-ı rububiyet: Rububiyet sıfatları, her şeyin sahibi ve terbiyecisi olmanın sıfatları(üstün özellikleri).
    Şuunat-ı uluhiyet: Uluhiyet şuunatı, Allah’ın(cc) kainatı ve bütün varlıkları emir ve idaresi altına alıp kendine kulluk ettirmekliğindeki işler.
    Mevcud-u hakikî: Hakiki mevcud, gerçek varlık.
    Hendese: Matematikte çizim ve şekil bilgisi, geometri, mühendislik.
    Farazî: Farz edilen, varsayılan, sanki varmış gibi kabul edilen.
    Tevehhüm: Evhamlanma, kuruntuya kapılma, asılsız ve gerçek dışı düşüncelere kapılma, sanma.
    Vâhid-i kıyasî: Ölçü birimi, bir şeyin miktarını ve diğer özelliklerini ölçmek için belirlenen değişmez parça veya miktar (ağırlık için kilo, uzunluk için metre, sıvı için litre gibi).
    Teşkil: Meydana getirmek, oluşturmak, var etmek, yapmak.
    Tahakkuk: Doğruluğu meydana çıkma, gerçekleşmek, gerçeklik kazanma, ortaya çıkma.


    Sözler


  2. #2
    Ehil Üye fanidünya... - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2013
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4.292

    Standart

    SUAL:
    Niçin Cenab-ı Hakk'ın sıfât ve esmasının marifeti, enaniyete bağlıdır?

    ELCEVAB:
    Çünki mutlak ve muhit bir şeyin hududu ve nihayeti olmadığı için, ona bir şekil verilmez ve üstüne bir suret ve bir taayyün vermek için hükmedilmez, mahiyeti ne olduğu anlaşılmaz. Meselâ: Zulmetsiz daimî bir ziya, bilinmez ve hissedilmez. Ne vakit hakikî veya vehmî bir karanlık ile bir had çekilse, o vakit bilinir. İşte Cenab-ı Hakk'ın ilim ve kudret, Hakîm ve Rahîm gibi sıfât ve esması; muhit, hududsuz, şeriksiz olduğu için onlara hükmedilmez ve ne oldukları bilinmez ve hissolunmaz. Öyle ise hakikî nihayet ve hadleri olmadığından, farazî ve vehmî bir haddi çizmek lâzım geliyor. Onu da enaniyet yapar. Kendinde bir rububiyet-i mevhume, bir mâlikiyet, bir kudret, bir ilim tasavvur eder; bir had çizer. Onun ile muhit sıfatlara bir hadd-i mevhum vaz'eder. "Buraya kadar benim, ondan sonra onundur" diye bir taksimat yapar. Kendindeki ölçücükler ile, onların mahiyetini yavaş yavaş anlar. Meselâ: Daire-i mülkünde mevhum rububiyetiyle, daire-i mümkinatta Hâlıkının rububiyetini anlar ve zahir mâlikiyetiyle, Hâlıkının hakikî mâlikiyetini fehmeder ve "Bu haneye mâlik olduğum gibi, Hâlık da şu kâinatın mâlikidir." der ve cüz'î ilmiyle onun ilmini fehmeder ve kesbî san'atçığıyla o Sâni'-i Zülcelal'in ibda-i san'atını anlar. Meselâ: "Ben şu evi nasıl yaptım ve tanzim ettim. Öyle de şu dünya hanesini birisi yapmış ve tanzim etmiş." der. Ve hâkeza... Bütün sıfât ve şuunat-ı İlahiyeyi bir derece bildirecek, gösterecek binler esrarlı ahval ve sıfât ve hissiyat, ene'de münderiçtir.

    Demek ene, âyine-misal ve vâhid-i kıyasî ve âlet-i inkişaf ve mana-yı harfî gibi; manası kendinde olmayan ve başkasının manasını gösteren, vücud-u insaniyetin kalın ipinden şuurlu bir tel ve mahiyet-i beşeriyenin hullesinden ince bir ip ve şahsiyet-i âdemiyetin kitabından bir eliftir ki, o elif'in "iki yüzü" var. Biri, hayra ve vücuda bakar. O yüz ile yalnız feyze kabildir. Vereni kabul eder, kendi icad edemez. O yüzde fâil değil, icaddan eli kısadır. Bir yüzü de şerre bakar ve ademe gider. Şu yüzde o fâildir, fiil sahibidir. Hem onun mahiyeti, harfiyedir; başkasının manasını gösterir. Rububiyeti hayaliyedir. Vücudu o kadar zaîf ve incedir ki; bizzât kendinde hiçbir şeye tahammül edemez ve yüklenemez. Belki eşyanın derecat ve miktarlarını bildiren mizan-ül hararet ve mizan-ül hava gibi mizanlar nev'inden bir mizandır ki; Vâcib-ül Vücud'un mutlak ve muhit ve hududsuz sıfâtını bildiren bir mizandır.

    Sözler

    Konu fanidünya... tarafından (21.12.14 Saat 01:35 ) değiştirilmiştir.

  3. #3
    Ehil Üye fanidünya... - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2013
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4.292

    Standart

    İşte mahiyetini şu tarzda bilen ve iz'an eden ve ona göre hareket eden ﻗَﺪْ ﺍَﻓْﻠَﺢَ ﻣَﻦْ ﺯَﻛَّﻴﻬَﺎ Nefsini günahlardan arındıran kurtuluşa ermiştir. (Şemsi Sûresi: 9.) beşaretinde dâhil olur. Emaneti bihakkın eda eder ve o enenin dûrbîniyle, kâinat ne olduğunu ve ne vazife gördüğünü görür ve âfâkî malûmat nefse geldiği vakit, ene'de bir musaddık görür. O ulûm, nur ve hikmet olarak kalır. Zulmet ve abesiyete inkılab etmez. Vaktaki ene, vazifesini şu suretle îfa etti; vâhid-i kıyasî olan mevhum rububiyetini ve farazî mâlikiyetini terkeder. ﻟَﻪُ ﺍﻟْﻤُﻠْﻚُ ﻭَ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺤَﻤْﺪُ ﻭَ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺤُﻜْﻢُ ﻭَ ﺍِﻟَﻴْﻪِ ﺗُﺮْﺟَﻌُﻮﻥَ Mülk Onun, hamd Onun, hüküm Onundur ve Ona döndürüleceksiniz.) der. Hakikî ubudiyetini takınır. Makam-ı "ahsen-i takvim"e çıkar.

    Sözler


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Haliliye Mesleği ve Enaniyet Tuzağı
    By aşur in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 14.10.11, 10:51
  2. Benlik - Alaaddin Başar
    By BiKeS_ in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 27.05.11, 11:24
  3. Benlik
    By ademyakup in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 25
    Son Mesaj: 30.10.08, 15:11
  4. Çağın Hastalığı Enaniyet
    By sinay in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 28
    Son Mesaj: 28.07.08, 00:10

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0