Evet,
herbir eser, hususan zîhayat olsa, kâinatın küçük bir misal-i musaggarıdır ve âlemin bir çekirdeğidir ve küre-i arzın bir meyvesidir.
Öyleyse, o misal-i musaggarı, o çekirdeği, o meyveyi icad eden, herhalde bütün kâinatı icad eden yine Odur.
Çünkü, meyvenin mucidi, ağacının mucidinden başkası olamaz.
Öyleyse, herbir eser, bütün âsârı Müessirine verdiği gibi, herbir fiil dahi, bütün ef'âli Fâiline isnad eder.

Çünkü, görüyoruz ki, herbir fiil-i icadî, ekser mevcudatı ihata edecek derecede geniş ve zerreden şümusa kadar uzun birer kanun-u hallâkıyetin ucu olarak görünüyor.
Demek, o cüz'î fiil-i icadî sahibi kim ise, o mevcudatı ihata eden ve zerreden şümusa kadar uzanan kanun-u küllî ile bağlanan bütün ef'âlin Fâili olmak gerektir.




Mektubat