Haşiye: Sâni-i Hakîm beden-i insan? gayet muntazam bir şehir hükmünde halk etmiştir. Damarlar?n bir k?sm?, telgraf ve telefon vazifesini görür; bir k?sm? da, çeşmelerin borular? hükmünde, âb-? hayat olan kan?n cevelân?na medârd?rlar.
Kan ise, içinde iki k?s?m küreyvât halk edilmiş. Bir k?sm? küreyvât-? hamrâ tâbir edilir ki, bedenin hüceyrelerine erzak dağ?t?yor ve bir kanun-u ?lâhî ile hüceyrelere erzak yetiştiriyor-tüccar ve erzak memurlar? gibi. Diğer k?sm? küreyvât-? beyzâd?rlar ki, ötekilere nisbeten ekalliyettedirler. Vazifeleri, hastal?k gibi düşmanlara karş? asker gibi müdâfaad?r ki, ne vakit müdâfaaya girseler, Mevlevî gibi iki hareket-i devriye ile, süratli bir vaziyet-i acîbe al?rlar.
Kan?n heyet-i mecmûas? ise, iki vazife-i umumiyesi var. Biri bedendeki hüceyrât?n tahribât?n? tâmir etmek; diğeri hüceyrât?n enkazlar?n? toplay?p, bedeni temizlemektir. Evride ve şerâyin nâm?nda iki k?s?m damarlar var ki; biri sâfî kan? getirir, dağ?t?r, sâfî kan?n mecrâlar?d?r. Diğer k?sm?, enkaz? toplayan bulan?k kan?n mecrâs?d?r ki, şu ikinci ise, kan?, "ree" denilen nefesin geldiği yere getirirler.
Sâni-i Hakîm, havada iki unsur halk etmiştir: biri azot, biri müvellidü'l-humuza. Müvellidü'l-humuza ise, nefes içinde kana temas ettiği vakit, kan? telvîs eden karbon unsur-u kesîfini kehribar gibi kendine çeker. ?kisi imtizâc eder, buhar-? hâm?z-? karbon denilen (semli havaî) bir maddeye ink?lâb ettirir; hem hararet-i garîziyeyi temin eder, hem kan? tasfiye eder. Çünkü, Sâni-i Hakîm, fenn-i kimyâda aşk-? kimyevî tâbir edilen bir münâsebet-i şedîdeyi müvellidü'l-humuza ile karbona vermiş ki; o iki unsur birbirine yak?n olduğu vakit, o kanun-u ?lâhî ile, o iki unsur imtizâc ederler. Fennen sabittir ki, imtizâcdan hararet hâs?l olur. Çünkü, imtizâc, bir nevi ihtirakt?r. Şu s?rr?n hikmeti şudur ki:
O iki unsurun, herbirisinin zerrelerinin ayr? ayr? hareketleri var. ?mtizâc vaktinde her iki zerre, yani onun zerresi, bunun zerresiyle imtizâc eder; birtek hareketle hareket eder. Bir hareket muallâk kal?r. Çünkü, imtizâcdan evvel iki hareket idi; şimdi, iki zerre bir oldu. Her iki zerre, bir zerre hükmünde bir hareket ald?. Diğer hareket, Sâni-i Hakîmin bir kanunu ile, hararete ink?lâb eder. Zâten, "Hareket, harareti tevlid eder" bir kanun-u mukarreredir.
?şte bu s?rra binâen, beden-i insaniyedeki hararet-i garîziye, bu imtizâc-? kimyeviye ile temin edildiği gibi; kandaki karbon al?nd?ğ? için, kan dahi sâfî olur. ?şte, nefes dahile girdiği vakit, vücudun hem âb-? hayat?n? temizliyor, hem nâr-? hayat? iş'âl ediyor. Ç?kt?ğ? vakit, ağ?zda, mu'cizât-? kudret-i ?lâhiye olan kelime meyvelerini veriyor.
*
* [Sanat?nda ak?llar?n hayrete düştüğü Allah, her türlü kusur ve noksandan uzakt?r.]