+ Konu Cevaplama Paneli
10. Sayfa - Toplam 10 Sayfa var BirinciBirinci ... 8 9 10
Gösterilen sonuçlar: 91 ile 96 ve 96

Konu: Muhakemat Dersleri

  1. #91
    Vefakar Üye mealebrar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Bulunduğu yer
    cibal-i toros
    Yaş
    49
    Mesajlar
    426

    Standart

    Delalet-i Selase nedir ?
    Herhangi bir söz, durum veya hareket, belli bir anlam veya hükme üç şekilde delalet eder.

    1- Delalet-i mutabıkıye: Bir lafzın (kelamın) kastedilen mananın tamamına delaleti.
    İnsan lafzının “hayvan-ı natıka” delaleti gibi.

    2- Delalet-i tazammuniye: Bir lafzın (kelamın) kastedilen mananın bir cüz’üne delaleti.
    Aslan lafzının bir şahsın cesaretine delaleti gibi.

    3- Delalet-i iltizamiye: Bir lafzın (kelamın) kastedilen mananın lazımına delaleti.

    “Eli açık” ifadesinin bir kişinin cömertliğine delalet etmesi gibi.

    “Âmm hassa delalet-i selasenin hiçbirisiyle delalet etmez.”

    Meselâ, Cenab-ı Hak, Hz. Âdem ve Havva’ya cennette bir ağacın meyvesini yasaklar. Ağaç, genel (amm) bir ifadedir, dolayısıyla bu ifadeden yola çıkarak yasak ağacın hangisi olduğunu bilemeyiz. Çünkü ağaç ifadesi incir ve elma gibi ağaç türlerinden hiçbirini bire bir gerektirmez, tazammun etmez. Dolayısıyla bu yasak ağacın hangisi olduğunu ancak sahih bir rivayetle bilebiliriz. Şayet bu konuda sahih bir rivayet yoksa tevakkuf eder, herhangi bir hüküm bildirmeyiz.
    السلام عليكم و رحمة الله ابدا دائما

  2. #92
    Vefakar Üye mealebrar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Bulunduğu yer
    cibal-i toros
    Yaş
    49
    Mesajlar
    426

    Standart

    Meselâ: Tefsir-i Beyzâvî’de
    olan âyetinde Ermeniye ve Azerbeycan Dağlarının mabeyninde olan teviline nazar-ı kat’i ile bakmak, en büyük mantıksızlıktır. Zîra esâsen nakildir. Hem de tayini Kur’ân’ın medlûlü değildir. Tefsirden sayılmaz. Zîra o tevil, âyetin bir kaydının başka fenne istinâden bir teşrihidir.


    Binâenaleyh o müfessir-i celilin tefsirdeki meleke-i rasihasına böyle zayıf noktaları bahâne tutmak, şübheleri îras etmek, insafsızlıktır.

    İşte asıl hakâik-i tefsir ve şerîat meydandadır. Yıldızlar gibi parlıyor. O hakâikteki vuzuh ve kuvvettir, benim gibi bir âcize cesâret veriyor. Ben de dava ederim:

    Tefsirin ve şerîatın ne kadar hakâik-i esasiyesi varsa birer birer nazar-ı tedkike getirilse, görülür ki; hakîkatten çıkıp hikmet ile tartılıp hak olarak hakka munsarıftır.

    Ne kadar şübheli noktalar varsa; umumen cerbezeli zihinlerden çıkıp sonra da onlara karışmış. Kimin asl-ı hakîkatlerine bir şübhesi varsa; işte meydan kendini izhâr etsin!..
    السلام عليكم و رحمة الله ابدا دائما

  3. #93
    Vefakar Üye mealebrar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Bulunduğu yer
    cibal-i toros
    Yaş
    49
    Mesajlar
    426

    Standart

    Meselâ: Tefsir-i Beyzâvî’de
    olan âyetinde Ermeniye ve Azerbeycan Dağlarının mabeyninde olan teviline nazar-ı kat’i ile bakmak, en büyük mantıksızlıktır. BURADA AZERBEYCAn DAĞLARINa teşmil eleştirildiğinden üstad coğrafya fennine ait birbilginin tufeyli olarak girmesinden dolayı tenkidin yersiz olduğunu ve KURanın da buraya işaret etmediğini nazikçe belirtmiş ayetin başka fenne istinaden yapılmış bir tefsiri olduğunu belirtiyor.
    Zîra esâsen nakildir. Hem de tayini Kur’ân’ın medlûlü değildir. Tefsirden sayılmaz. Zîra o tevil, âyetin bir kaydının başka fenne istinâden bir teşrihidir.
    السلام عليكم و رحمة الله ابدا دائما

  4. #94
    Gayyur muhakematçı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Bulunduğu yer
    alemlerde
    Mesajlar
    144

    Standart

    ALLAH razı olsun..

    demek oluyor ki, tefsirde olan her şeyi, tefsirden sanıp ona göre hükmetmek hata... hem büyük bir yanılgı, hakikattan sapma bir yerde!..

    tefsirde ki "kurani olan" ile "olmayan"ı ayırmak lazım, vesselam!

  5. #95
    Vefakar Üye mealebrar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Bulunduğu yer
    cibal-i toros
    Yaş
    49
    Mesajlar
    426

    Standart

    Alıntı muhakematçı Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    ALLAH razı olsun..

    demek oluyor ki, tefsirde olan her şeyi, tefsirden sanıp ona göre hükmetmek hata... hem büyük bir yanılgı, hakikattan sapma bir yerde!..

    tefsirde ki "kurani olan" ile "olmayan"ı ayırmak lazım, vesselam!
    Binâenaleyh o müfessir-i celilin tefsirdeki meleke-i rasihasına böyle zayıf noktaları bahâne tutmak, şübheleri îras etmek, insafsızlıktır.

    İşte asıl hakâik-i tefsir ve şerîat meydandadır. Yıldızlar gibi parlıyor. O hakâikteki vuzuh ve kuvvettir, benim gibi bir âcize cesâret veriyor. Ben de dava ederim:


    Tefsirin ve şerîatın ne kadar hakâik-i esasiyesi varsa birer birer nazar-ı tedkike getirilse, görülür ki; hakîkatten çıkıp hikmet ile tartılıp hak olarak hakka munsarıftır.

    Ne kadar şübheli noktalar varsa; umumen cerbezeli zihinlerden çıkıp sonra da onlara karışmış. Kimin asl-ı hakîkatlerine bir şübhesi varsa; işte meydan kendini izhâr etsin!..
    السلام عليكم و رحمة الله ابدا دائما

  6. #96
    Gayyur muhakematçı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Bulunduğu yer
    alemlerde
    Mesajlar
    144

    Standart

    inşALLAH, bir süredir ara verdiğimiz muhakemat derslerine, RABBimizin imkan verdiği nispette devam edelim!..

    Yedinci Mukaddeme


    Mübalâğa ihtilâlcidir. Şöyle ki:

    Beşerin seciyelerindendir, telezzüz ettiği şeyde meylü't-tezeyyüd ve vasfettiği şeyde meylü'l-mücazefe ve hikâye ettiği şeyde meylü'l-mübalâğa ile, hayali hakikate karıştırmaktır.

    Bu seciye-i seyyie ile iyilik etmek, fenalık etmek demektir. Bilmediği halde, tezyidinden noksan, ıslahından fesat, medhinden zemm, tahsininden kubh tevellüd eder.

    Zira muvazenet ve tenasüpten nâşi olan hüsnü, ihlâl eder.

    Nasıl ki, bir ilâcı istihsan edip izdiyad etmek, devayı dâ'e inkılâp etmektir. Öyle de, hiçbir vakit hak ona muhtaç olmayan mübalâğalı tergib ve terhible,

    gıybeti katle müsavi; veya ayakta bevletmek, zina derecesinde göstermek; veya bir dirhemi tasadduk etmek, hacca mukabil tutmak gibi muvazenesiz sözler, katl ve zinayı tahfif ve haccın kıymetini tenzil ediyorlar.

    Bu sırra binaen, vâiz hem hakîm, hem muhakemeli olmalıdır.

    Evet, muvazenesiz vâizler, çok hakaik-i neyyire-i diniyenin husufuna sebep olmuşlardır.

    Meselâ, inşikak-ı kamer olan mucize-i mütevatire-i bâhireyi, meylü'l-mücazefe ile, "arza nüzul ile Peygamberin cebine girip çıkmış" olan ilâve, o güneş-misal mucizeyi Süha yıldızı gibi, mahfî ve kamer-misal olan bürhan-ı nübüvveti münhasif ettiği gibi münkirlerinin bahanelerine kapılar açtı.

    Hasıl-ı kelâm, her muhibb-i dine ve âşık-ı hakikate lâzımdır:

    Herşeyin kıymetine kanaat etmek ve mücazefe ve tecavüz etmemektir. Zira, mücazefe, kudrete iftiradır. Ve "Daire-i imkânda daha ahsen yoktur" olan sözü İmam-ı Gazalî'ye dediren, hilkatteki kemal ve hüsne adem-i kanaattir ve istihfaf demektir.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Muhâkemât ve Ahmet Feyzi Kul
    By hasandemir in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 08.08.20, 21:01
  2. Muhâkemât Önsöz'den..
    By bir_damla_nur in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 18.01.09, 20:08
  3. Muhakemat Dersleri
    By ŞİMŞEK MUSTAFA in forum Sesli ve Görüntülü Risale-i Nur Sohbetleri
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 22.12.08, 23:56
  4. Muhakemat (7.Mukaddemenin Hatimesi)
    By Kur'aniyyun in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 08.11.07, 17:10
  5. Muhakemat ve Ahmet Feyzi Kul
    By muntehab in forum Bediüzzaman'ın Talebeleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17.01.07, 12:40

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0