Üstad emirdağ lahikasında urfa taşıyla, toprağıyla mübarektir diyor.neden acaba?neden urfaya çok peygamber gelmiş? düşünelim..
Üstad emirdağ lahikasında urfa taşıyla, toprağıyla mübarektir diyor.neden acaba?neden urfaya çok peygamber gelmiş? düşünelim..
iman insanı insan eder, belki sultan eder..
2006 da bediuzzaman haftasında yeni asya gazetesinde Abdullah yeğin abi ile yapılan bir mülakattan alınmıştır
Urfa’da bulunuyordunuz. Üstad vefat etmeden önce, onunla en son ne zaman görüştünüz?
Üstadımızın vefatından tahminen bir ay kadar önce, bir vesileyle Isparta’ya ziyaretine gitmiştim. O zaman kendisine sormuştum: “Siz Ankara, Konya, İstanbul ve daha bazı yerleri seyahat edip geziyorsunuz, ziyaret ediyorsunuz. Peki siz 10 sene evvel bizi Urfa’ya gönderirken demiştiniz ki ‘Ben de Urfa’ya geleceğim’. Şimdi Urfa’ya gelmeyecek misiniz?”
Üstadımız dedi ki:
“Urfa’da Risâle-i Nur yok mu?”
“Var” dedim.
“Risâle-i Nur varken, bana ihtiyaç kalmamıştır. Risâle-i Nur benim vazifemi yapar” dedi.
“Peki gelmeyecek misiniz?” dedim.
Hiçbir şey demedi, sükût etti...
Sonra ben tabiî, kat’î kanaat getirdim ki, Üstad yalan söylemez, Urfa’ya gelecektir. Hakikaten bir ay sonra, bir gün, ben Kadıoğlu Camii’nin hücresinde iken, baktım ki Zübeyir Ağabey koşarak geldi. Öğle vaktiydi. “Üstad geldi, nereye gideceğiz?” diye sordu. Gittik, Üstadın arabasına bindik. Üstad zaten çok rahatsızdı, hasta bir vaziyette idi. Bir Urfalı giderken dedi ki: “İpek Palas Oteli en iyidir”, onun yerini bize tarif etti. Hüsnü Bayram şofördü, Zübeyir Ağabey yanındaydı. Bir de rahmetli Bayram kardeş vardı. Pazartesi günüydü geldikleri gün. Ramazan’ın 21’i idi zannediyorum. Bir süre sonra hükümet, “Said Nursî Urfa’da durmasın” demeye başladı. Ankara’dan haberler geliyordu. Emniyete emirler veriliyordu. Biz de sağa sola telgraflar çekiyorduk, telefon ediyorduk. “Niye Üstadımızı burada bırakmıyorlar, v.s..” diye.
Yalnız Salı sabahı beni çağırdı Üstad. O zaman dedi ki: “Urfa mübarek bir yerdir. Urfa hizmet-i imaniyesi olmasaydı Arap-Türk birleşmezdi” dedi. O zaman Bağdat Paktı vardı. Bu meseleye ehemmiyet veriyordu. Şimdi anlıyoruz ki, o zaman Urfa’dan ve sâir yerlerden giden kitaplar v.s.’ler Irak’ta anlaşılmaya başlamış. Meselâ o dönem, Iraklı Kasım Efendi Risâle-i Nurları okumuş, fakat o zaman ehemmiyetinin farkına iyice varamamış. Sonradan onlar tercüme ettiler. Risâle-i Nur Arapça’ya çevrildi. Bütün Araplar şimdi Elhamdülillah Risâle-i Nur’u yavaş yavaş anlamaya başladı. Üstadın dediği aynen zuhur etti yani.
Üstadımız, Urfa’yı İslâm âleminin merkezi gibi görüyordu. Oradaki hizmete çok ehemmiyet veriyordu.
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
Urfa Taşıyla,Toprağıyla Mübarektir!..
Daha önce açılmıştı ekleyeceğiniz yorumlara bu linkten devam edebilirsiniz..
Yâ Rab, garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvânem, alîlem, âcizem, ihtiyarem,
Bî-ihtiyarem, el-aman-gûyem, afv-cûyem, meded-hâhem, zidergâhet İlâhî!
Düşündüm taşındım öbür konuyu inceledim epey bir kaynatılmış konu.
Bu yüzden buradan devam edebilirsiniz...
Konu tekrar açılmıştır..
Kusura bakmayın selametle...
Yâ Rab, garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvânem, alîlem, âcizem, ihtiyarem,
Bî-ihtiyarem, el-aman-gûyem, afv-cûyem, meded-hâhem, zidergâhet İlâhî!
Diyarbakırda taşıyla toprağıyla birde insanıyla mübarek
Müslüman eriyiz, silsilemiz kahraman / Müslümanız, Hakk'a tapan Müslüman...
Bir gün Kur an etrafındaki surların yıkıldığını görürsen, hemen kemiklerini taş, etlerini harç, kanını da su edeceksin. Etrafına ilimden, irfandan, faziletten ahlâktan kaleler dikeceksin. Kaleler, fedailer ister. Nasıl olsa sen de içinde fedai olacaksın.
Aslında takılma amaçlı söyledim
Urfaya 2 kez gelmek nasip oldu.Manevi havayı solukladığım bir şehirdi.Üstadın eski kabrinin mekanınıda gördüm.Hiç unutmam orada bi hatıram vardır.
Turistler soruyor''Niçin mezarı yıkmışlar''Önce cevap verilmiyor.''yıkılmış işte''Ben orada dayanamıyorum,turisti sanırım dürttüm''Devlet yaptı devlet!''Dedim.Orada tepkime ve tepki şeklime turistler çok güldü.
Müslüman eriyiz, silsilemiz kahraman / Müslümanız, Hakk'a tapan Müslüman...
Bir gün Kur an etrafındaki surların yıkıldığını görürsen, hemen kemiklerini taş, etlerini harç, kanını da su edeceksin. Etrafına ilimden, irfandan, faziletten ahlâktan kaleler dikeceksin. Kaleler, fedailer ister. Nasıl olsa sen de içinde fedai olacaksın.
Annem Mekke ve Medinenede mubarek bir atmosfer olduğundan söz eder hep.
Ben o mubarek yeri henüz göremedim fakat Urfa Mardin ve Diyaribekiri gördüm gezdim bence oralardada mubarek bir atmosfer var.
Şu anda Bu güzel illerimiz farklı yönleri ile malesef göz önündeler ama ben biliyorum ki o değerli memeleketlerimiz üzerlerinde oynan oyunlar oraların kıymetli olduğundandır.
Hem maddi hemde manevi değerleri dünyaca biliniyor inşallah benim güzel memleketim
hamiyyet perver insanlar sayesinde hak ettiği değeri yine bulacak.
Konu CAN KARDEŞ tarafından (29.04.09 Saat 11:50 ) değiştirilmiştir.
Müslüman eriyiz, silsilemiz kahraman / Müslümanız, Hakk'a tapan Müslüman...
Bir gün Kur an etrafındaki surların yıkıldığını görürsen, hemen kemiklerini taş, etlerini harç, kanını da su edeceksin. Etrafına ilimden, irfandan, faziletten ahlâktan kaleler dikeceksin. Kaleler, fedailer ister. Nasıl olsa sen de içinde fedai olacaksın.
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)