10.Söz Zeylin İkinci Parçası

[buz adam]

10.Sözün zeylin ikinci parçasında diyorki:Evet, nasıl ki hayat bu kâinattan süzülmüş bir hülâsadır. Ve şuur ve his dahi hayattan süzülmüş, hayatın bir hülâsasıdır. Ve akıl dahi şuurdan ve histen süzülmüş, şuurun bir hülâsasıdır. Ve ruh dahi, hayatın hâlis ve sâfi bir cevheri ve sabit ve müstakil zâtıdır. Öyle de, maddî ve mânevî hayat-ı Muhammediye (a.s.m.) dahi, hayattan ve ruh-u kâinattan süzülmüş hülâsatü’l-hülâsadır ve risalet-i Muhammediye (a.s.m.) dahi, kâinatın his ve şuur ve aklından süzülmüş en sâfi hülâsasıdır. Belki maddî ve mânevî hayat-ı Muhammediye (a.s.m.) dahi âsârının şehadetiyle, hayat-ı kâinatın hayatıdır. Ve risalet-i Muhammediye (a.s.m.), şuur‑u kâinatın şuurudur ve nurudur. Ve vahy-i Kur’ân dahi, hayattar hakaikinin şehadetiyle, hayat-ı kâinatın ruhudur ve şuur-u kâinatın aklıdır.
BURADAN NE ANLAMALIYIZ. ÖZELLİKLE KIRMIZI YAZDIĞIM YERLERDEN

Felsefe şakirtleri ve millet-i küfriye ve nefs-i emmârenin en müthiş dalâleti, Cenâb-ı Hakkı tanımamaktadır.

[seyyah_salih]

Okul , kainat olsun...
Her bir sınıf okulun hülasasını teşkil eder..
Sınıflarda öğrenci olmazsa , boş sıralar bir mana ifade etmez..
O halde sınıfın bir hülasası olan ve sınıf hayatlandıran öğrenciler lazımdır..
Öğrenci sınıfı temsil eden bir hülasadır..
Öğrencilerin arasında en akıllıları parmakla gösterilir..
onlarda sınıftaki öğrencilerin hülasasıdır..
Öğretmensiz öğrenciler kara tahtanın önündeki öğrenmenle şereflenmezlerse , onlarda bir anlam ifade etmez..o halde o öğrencilere , özlerin özünü kendinde gösteren bir muallim-i ekmel lazımdır...Temsilden hakikate geçilir..

[seyyah_salih]

Nübüvvet beşerde zarûriyedirKarıncayı emirsiz, arıları yâsubsuz bırakmayan kudret-i ezeliye, elbette,
Beşeri de bırakmaz şeriatsız, nebîsiz. Sırr-ı nizam-ı âlem böyle ister elbette.lemeat

[.zemzemi.]

10.Sözün zeylin ikinci parçasında diyorki:Evet, nasıl ki hayat bu kâinattan süzülmüş bir hülâsadır.

kainat hayatı netice verecek şekilde dizayn edilmiştir.

Ve şuur ve his dahi hayattan süzülmüş, hayatın bir hülâsasıdır.

hayat sahipleri de şuur ve his sahiplerini netice verecek şekilde yaratılmıştır

Ve akıl dahi şuurdan ve histen süzülmüş, şuurun bir hülâsasıdır.

Şuur sahipleri de akıl sahiplerine hizmet edevcek donanımda yaratılmıştır

Ve ruh dahi, hayatın hâlis ve sâfi bir cevheri ve sabit ve müstakil zâtıdır. Öyle de, maddî ve mânevî hayat-ı Muhammediye (a.s.m.) dahi, hayattan ve ruh-u kâinattan süzülmüş hülâsatü’l-hülâsadır

Peygamberimizin manevi iklimi olmasaydı kainat yaratılmazdı. O halde o hayat kainatın da hayatını netice vermiştir.

ve risalet-i Muhammediye (a.s.m.) dahi, kâinatın his ve şuur ve aklından süzülmüş en sâfi hülâsasıdır. Belki maddî ve mânevî hayat-ı Muhammediye (a.s.m.) dahi âsârının şehadetiyle, hayat-ı kâinatın hayatıdır. Ve risalet-i Muhammediye (a.s.m.), şuur‑u kâinatın şuurudur ve nurudur. Ve vahy-i Kur’ân dahi, hayattar hakaikinin şehadetiyle, hayat-ı kâinatın ruhudur ve şuur-u kâinatın aklıdır.

BURADAN NE ANLAMALIYIZ. ÖZELLİKLE KIRMIZI YAZDIĞIM YERLERDEN

Felsefe şakirtleri ve millet-i küfriye ve nefs-i emmârenin en müthiş dalâleti, Cenâb-ı Hakkı tanımamaktadır.

[.zemzemi.]

cansızlar hem birkilere hem hayvanlara hem de insanlara,
bitkiler hem hayvanlara hem insanlara,
hayvanlar ise insanlara hizmet edece kıvamdadır. yani en geniş nimete mazhar olan ve hepsinden istiafede eden akıl sahibi olan insandır. onun için de insan kainat ağacının meyvesidir.

[ademyakup]

kainatın özü ,hayat....hayatın özü ,şuur ve his.......şuurun özü ;akıl......hayatın ve ruhu kainatın özü ise muhammed asm hayatıdır...

[ademyakup]

ağaçın özü, çekirdek..çekirdekte ne varsa ağaçtada var..bu kaideye binaen çekirdek ağacın hulasası olmuş yani özü..yani mahiyeti.