İlmi muhitten inikas eden kader, herseyde esma-i nuriyeden bir hisse tersim etmistir...
Kardesler burada ifade edilmek istenen mana nedir sizce???
İlmi muhitten inikas eden kader, herseyde esma-i nuriyeden bir hisse tersim etmistir...
Kardesler burada ifade edilmek istenen mana nedir sizce???
Bu millet cennete giderse bizde cennete; eger bu millet cehenneme giderse bizde cehenneme!!!
Ahmet Husrev Altınbasak
kardesler kimseden bir yanıt yokmu???
Bu millet cennete giderse bizde cennete; eger bu millet cehenneme giderse bizde cehenneme!!!
Ahmet Husrev Altınbasak
kader ilmin bir nevidir(çeşidir) diyor başka yerde tabiat risalesinde..İlmi muhitten(YANİ ALLAHIN İLİM SIFATINDAN) inikas eden(YANSIYAN) kader, herseyde esma-i nuriyeden(NUR OLAN İSİMLERDEN) bir hisse tersim etmistir...(RESİM YAPMIŞTIR,ŞEKİL VERMİŞTİR)
iman insanı insan eder, belki sultan eder..
Demek kader Allahın ilminde yansımış.Herşeyde,o şeyin özelliğine göre esmada şekil almıştır..Esma ona şekil vermiştir.Mesela İnsanın kaderi programı Allahın ilminde yazılmıştır.Esmada ona şekil vermiştir.manasında anlıyorum...elbette daha çok anlamı var.
iman insanı insan eder, belki sultan eder..
"Cenab-ı Hak, herşeye layıkını veriyor. Ve maslahata göre veriyor. Eğer atası, in'amı bu kaideden hariç olsaydı, senin eşeğinin kulağı senden ve senin üstadlarından daha akıllı, daha alim olması lazımdı. Ve senin parmağın içinde senin şuur ve iktidarından daha çok bir şuur, bir iktidar yaratırdı. Demek herşeyin bir haddi var. O şey, o had ile mukayyeddir.
Kader, herşeye bir miktar ve o miktara göre bir kalıp vermiştir. Feyyaz-ı Mutlaktan aldığı feyze olan kabiliyeti o kalıba göredir.
Malümdur ki, dahilden harice süzülen cüz-ü ihtiyari mizanıyla, ihtiyaç derecesiyle, kabiliyetin müsaadesiyle, hakimiyet-i Esmanın nizam ve tekabülüyle feyz alınabilir." mes nur
Kırmızı puntolu yere kadar ıztırari kader geçerlidir. Kırmızılı yerde ise ihtiyari kader resmin tamamlanmasında adi bir şart olarak önemli olmaktadır.
Allah (c.c) hep 12'den vurur.
Kader denilince biz insanlar , iyi ve kötü halleriyle kendi insani yaşantımızı anlarız; özellikle kötü yaşanmış taraflarını ön plana çıkarırız. Ama aslında kader bütün kainatın en ince detayına kadar yaratılış programıdır. Cenab-ı Hak hepimizin ruhunu ruhlar aleminde yaşattı ve sonra kabzetti. Ve sonra tekrar bizi bu dünyada diriltti. Bu dünyadaki yaşantımız oradaki yaşantımıza göredir, gördüğümüz rüyalar da o önceki ruhlar alemindeki yaşantımıza işaret eder.
وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِنْ بَنِي آدَمَ مِنْ ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَىٰ أَنْفُسِهِمْ أَلَسْتُ بِرَبِّكُمْ ۖ قَالُوا بَلَىٰ ۛ شَهِدْنَا ۛ أَنْ تَقُولُوا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَٰذَا غَافِلِينَ
7 / A'RÂF - 172
Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).
Hani Rabbin (ezelde) Âdemoğullarının sulplerinden zürriyetlerini almış, onları kendilerine karşı şahit tutarak, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)” demişlerdi. Böyle yapmamız kıyamet günü, “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.
“Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur’an’dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın.” (Yunus Suresi, 61)
Konu zeet06 tarafından (01.03.09 Saat 17:02 ) değiştirilmiştir.
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)