bismillah her hayrın başıdır!!buradaki kurbiyeti ilahiyye nasıl bulunur??
bismillah her hayrın başıdır!!buradaki kurbiyeti ilahiyye nasıl bulunur??
Bir asker sırtını orduya dayadığı gibi bir insan da bismillah ile kendini Rabbine, Allah'a isitnad edeceğinden kendi için kurbiyet, Allah için de akrebiyet zuhur etmektedir.
Yani insanın bu işeri tek başına yapması mümkün olmadığından kainatın diziginlerini elinde bulunduran zatın tasarrufuyla bu işlerin olacağını itikad etmekle Rabbine tyaklaşır.Çünkü biz O'ndan nihayetsiz uzağız. Anacak O ise bize nihayet decede yakın olduğu içinde O bize akreb olmuş olur..
gafletle, kendi hesabına bir iş yaptığın zaman, haddini tecavüz etme. Eğer Mâlikin hesabına olursa, istediğin şeyi al ve yap-fakat izin ve meşiet ve emri dairesinde olmak şartıyla. İzin ve meşîetini de şeriatından öğrenirsin.
İşte, ey mağrur nefsim, sen o seyyahsın. Şu dünya ise bir çöldür. Aczin ve fakrın hadsizdir. Düşmanın, hâcâtın nihayetsizdir. Mâdem öyledir, şu sahrânın Mâlik-i Ebedîsi ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini al. Tâ bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisâtın karşısında titremeden kurtulasın.
Evet, bu kelime öyle mübârek bir defînedir ki, senin nihayetsiz aczin ve fakrın, seni nihayetsiz kudrete, rahmete rabt edip, Kadîr-i Rahîmin dergâhında aczi, fakrı en makbul bir şefaatçi yapar. Evet, bu kelime ile hareket eden, o adama benzer ki: Askere kaydolur. Devlet nâmına hareket eder. Hiçbir kimseden pervâsı kalmaz. Kanun nâmına, devlet nâmına der. Her işi yapar, her şeye karşı dayanır. 1. söz
Bütün mahlûkat-bilhassa insanlarda-ferdî olsun, nevî olsun, şerif olsun, hasis olsun; ilim, irade, kudret itibarıyla Cenab-ı Hakkın tecellîsine mazhardır. Herbirşey, herbir insan, "Allah yanımdadır" diyebilir. Bilhassa insanın zaafı, fakrı, aczi nisbetinde Cenab-ı Hakkın kurbiyeti ve herbir şeyin Cenab-ı Hakla münasebeti olmakla beraber, O da münasebettardır. Ve gayr-ı mütenahi acz ve fakrı olan insan, gayr-ı mütenahi kudret ve gınâ ve azameti olan Cenab-ı Hakla münasebeti ne kadar lâtiftir! mes.nur.
Cin ve insin en çok isyanlarını, en şedit tuğyanlarını, en azîm küfranlarını tevlid eden şöyle bir vaziyetleridir ki, nimet içinde in'âmı görmüyorlar. İn'âmı görmediklerinden, Mün'im-i Hakikîden gaflet ederler. Mün'imden gafletleri saikasıyla, o nimetleri esbaba veya tesadüfe isnad ederek, Allah'tan o nimetlerin geldiğini tekzib ediyorlar.
Binaenaleyh, herbir nimetin bidayetinde, mü'min olan kimse besmeleyi okusun. Ve o nimetin Allah'tan olduğunu kastetmekle, kendisi ancak Allah'ın ismiyle, Allah'ın hesabına aldığını bilerek, Allah'a minnet ve şükranla mukabelede bulunsun. mes.nur.
Cenâb-ı Hakkın esmâsına karşı olan muhabbetin tabakâtı var. Sâbıkan beyân ettiğimiz gibi, bâzan âsâra muhabbet sûretiyle esmâyı sever. Bâzan, esmâyı kemâlât-ı İlâhiyenin ünvanları olduğu cihetle sever. Bâzan, insan, câmiiyet-i mahiyet cihetiyle hadsiz ihtiyacât noktasında esmâya muhtaç ve müştak olur ve o ihtiyaçla sever. Meselâ, sen bütün şefkat ettiğin akrabâ ve fukarâ ve zayıf ve muhtaç mahlûkata karşı âcizâne istimdâd ihtiyacını hissettiğin halde biri çıksa, istediğin gibi onlara iyilik etse, o zâtın in'âm edici ünvânı ve kerîm ismi ne kadar senin hoşuna gider, ne kadar o zâtı o ünvan ile seversin. Öyle de, yalnız Cenâb-ı Hakkın Rahmân ve Rahîm isimlerini düşün ki, sen sevdiğin ve şefkat ettiğin bütün mü'min âbâ ve ecdâdını ve akrabâ ve ahbabını dünyada nimetlerin envaıyla ve Cennette enva-ı lezâiz ile ve saadet-i ebediyede onları sana gösterip ve kendini onlara göstermesiyle mes'ud ettiği cihette, o Rahmân ismi ve Rahîm ünvânı ne kadar sevilmeye lâyıktırlar ve ne derece o iki isme ruh-u beşer muhtaç olduğunu kıyas edebilirsin. Ve ne derece "'Elhamdülillâhi alâ Rahmâniyyetihî ve alâ Rahîmiyyetihî" yerindedir, anlarsın. 32. söz
ve bihi nesteinu
bu satırları size yazdırmış olan şey,ne aradığınızı farkettirmiştir..
Sözlerin ilk kısmında bir ders bir usul var..
Ey kardeş! Benden birkaç nasihat istedin. Sen bir asker olduğun için askerlik temsilâtıyla, sekiz hikâyecikler ile birkaç hakikatı nefsimle beraber dinle. Çünki ben nefsimi herkesten ziyade nasihata muhtaç görüyorum. Vaktiyle sekiz âyetten istifade ettiğim sekiz sözü biraz uzunca nefsime demiştim. Şimdi kısaca ve avam lisanıyla nefsime diyeceğim. Kim isterse beraber dinlesin.
bu kısmı okuyunca size nasıl manalar açıldığını nasıl bir usul gördüğünüzü yazabilirmisiniz, bu kısmı talim edip devam etmek daha isabetli olur..
اِهْدِنَاالصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ صِرَاطَ الَّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ
aczmendi reşha
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)