Hissiyat-ı İnsaniyye Ruh Derecesine Çıktığı Vakit, O Hazır Zaman Genişler.Nasıl Peki?

[MuM]

.........

İkincisi, zamanla mukayyet olan cism-i maddî gılâfından sıyrılıp tecerrüdle ruhen yükselip, dün geceki Leyle-i Kadri öbür gün leyle-i îd ile beraber, bugünkü gibi hazır görmektir. Çünkü ruh zamanla mukayyet değil. Hissiyat-ı insaniye ruh derecesine çıktığı vakit, o hazır zaman genişlenir; başkalarına nisbeten mazi ve müstakbel olan vakitler, ona nisbeten hazır hükmündedir....
........
........
Haşiye 10: İmân, dizginini cism-i hayvanînin elinden alıp, kalbe, ruha teslim ettiği için, mâziye nüfuz ve müstakbele hulûl edebilir. Çünkü, kalb ve ruhun daire-i hayatı geniştir.

...................

SUALLER:


1- Hissiyat-ı insaniyye ruh derecesine nasıl çıkar? Hissiyatlar madde ile mi ruh ile mi alakadardır?


2- başkalarına nisbeten mazi ve müstakbel olan vakitler, ona nisbeten hazır hükmündedir.. Maziyi bir derece anlayabiliyoruz ancak gayb olan istikbal o insana nasıl hazır hükmüne geçer. Gaybısadece Rabbül alemin bilirken?

3- Bast-ı zaman ve tayyi mekan dediğimiz hakikatler bunların içinde midir?

İnşaallah bu noktalarda siz kardeşlerimin tefekkürlerini VE mutalaalarını yazarlarsa bizleri bahtiyar ederler.

sevgi ve muhabbetle...

MuM.

[MuM]

konumuz konular arasında unutulmasın inşaallah.

zira ehemmiyetli bir konu diye hissediyorum diğer konularımız gibi.

muhabbetle.

[gulsah]

Forumda gerek ihlas gerek ilmi vukufiyet noktasında üst düzey kardeşler mevcudken sualinize yönelmeye ruhen hicab duymakla beraber belirttiğiniz gibi geniş olan bu konunun belki bir vechesine beraber bakalım inş.

Evvela ruh derecesi yada derece-i ruh nedir ?
Hayat-ı maddiye
hayat-ı kalbiye
hayat-ı ruhiye ' nin mahiyetleri , kayıtları , şartları kısaca taşıdığı hususiyetler nelerdir ?
Zaman dediğimiz olgunun bu hayat mertebelerinde ki seyri ne şekilde cereyan ediyor ?

Bu gibi suallerin ışığında mevzuda bir nebze açıklır kazanır inş.
Şimdi forumdan çıkmak durumundayım inş. biraz zaman sonra geldiğimizde hepberaber bakalım. İsterseniz sizde bu arada lemalar' dan üçüncü lem'anın üçüncü nüktesine göz atarak suallerin cevaplarını o bölümlerde arayabilirsiniz

[seyyah_salih]

.........

İkincisi, zamanla mukayyet olan cism-i maddî gılâfından sıyrılıp tecerrüdle ruhen yükselip, dün geceki Leyle-i Kadri öbür gün leyle-i îd ile beraber, bugünkü gibi hazır görmektir. Çünkü ruh zamanla mukayyet değil. Hissiyat-ı insaniye ruh derecesine çıktığı vakit, o hazır zaman genişlenir; başkalarına nisbeten mazi ve müstakbel olan vakitler, ona nisbeten hazır hükmündedir....
........
........
Haşiye 10: İmân, dizginini cism-i hayvanînin elinden alıp, kalbe, ruha teslim ettiği için, mâziye nüfuz ve müstakbele hulûl edebilir. Çünkü, kalb ve ruhun daire-i hayatı geniştir.

...................

SUALLER:


1- Hissiyat-ı insaniyye ruh derecesine nasıl çıkar? Hissiyatlar madde ile mi ruh ile mi alakadardır?


2- başkalarına nisbeten mazi ve müstakbel olan vakitler, ona nisbeten hazır hükmündedir.. Maziyi bir derece anlayabiliyoruz ancak gayb olan istikbal o insana nasıl hazır hükmüne geçer. Gaybısadece Rabbül alemin bilirken?

3- Bast-ı zaman ve tayyi mekan dediğimiz hakikatler bunların içinde midir?

İnşaallah bu noktalarda siz kardeşlerimin tefekkürlerini VE mutalaalarını yazarlarsa bizleri bahtiyar ederler.

sevgi ve muhabbetle...

MuM.

Forumda gerek ihlas gerek ilmi vukufiyet noktasında üst düzey kardeşler mevcudken sualinize yönelmeye ruhen hicab duymakla beraber belirttiğiniz gibi geniş olan bu konunun belki bir vechesine beraber bakalım inş.

Evvela ruh derecesi yada derece-i ruh nedir ?
Hayat-ı maddiye
hayat-ı kalbiye
hayat-ı ruhiye ' nin mahiyetleri , kayıtları , şartları kısaca taşıdığı hususiyetler nelerdir ?
Zaman dediğimiz olgunun bu hayat mertebelerinde ki seyri ne şekilde cereyan ediyor ?

Bu gibi suallerin ışığında mevzuda bir nebze açıklır kazanır inş.
Şimdi forumdan çıkmak durumundayım inş. biraz zaman sonra geldiğimizde hepberaber bakalım. İsterseniz sizde bu arada lemalar' dan üçüncü lem'anın üçüncü nüktesine göz atarak suallerin cevaplarını o bölümlerde arayabilirsiniz

BENCE TAM GULŞAH ABİME GÖRE BİR KONU...

[MuM]

İmân, dizginini cism-i hayvanînin elinden alıp, kalbe, ruha teslim ettiği için, mâziye nüfuz ve müstakbele hulûl edebilir. Çünkü, kalb ve ruhun daire-i hayatı geniştir.....



.........

.........



Herbir insan, aklıyla, hayal süratinde seyerânı; herbir velî, kalbiyle berk süratinde cevelânı ve cism-i nurânî olan herbir melek ruh süratinde Arştan ferşe, ferşden Arşa deverânı; ehl-i Cennetin insanları, Burak süratinde, haşirden beş yüz sene fazla mesafeden Cennete çıkmaları olduğu gibi, nur ve nur kabiliyetinde ve evliyâ kalblerinden daha latîf ve emvâtın ruhlarından ve melâike cisimlerinden daha hafif ve cesed-i necmî ve beden-i misâlîden daha zarif olan ruh-u Muhammediyenin (a.s.m.) hadsiz vezâifine medâr ve cihâzâtının mahzeni olan cism-i Muhammedî (a.s.m.), elbette onun ruh-u âlîsiyle Arşa kadar beraber gidecektir.

[gulsah]

ÜÇÜNCÜ NÜKTE
Şu dünyada zamanın fenâ ve zevâl-i eşyadaki tesiratı gayet muhteliftir. Ve mevcudat ise, mütedahil daireler gibi birbiri içinde iken, hükümleri zeval noktasında ayrı ayrı oluyor.

Nasıl ki saatin saniyelerini sayan dairesi, dakikayı ve saati ve günleri sayan daireleri zâhiren birbirine benzer, fakat süratte birbirine muhaliftir.

• Öyle de, insandaki cisim, nefis, kalb, ruh daireleri öyle mütefavittir.

Meselâ,

1. cismin bekası, hayatı, vücudu, bulunduğu bir gün, belki bir saat olduğu ve mazi ve müstakbeli mâdum ve meyyit bulunduğu halde,
2. kalbin hazır günden çok gün evvel, çok gün sonraki zamana kadar daire-i vücudu ve hayatı geniştir.
3. Ruhun hazır günden seneler evvel ve seneler sonraki bir daire-i azîme, daire-i hayatına ve vücuduna dahildir.

--------------
Demek cismimiz zaman itibariyle bulunduğu an ile kayıtlıdır.Mekan itibariylede bulunduğu mekanla sınırlıdır.Tü mhayatı, ömrü, bekası içerisinde bulunduğu an hatta an-ı seyyaleden ibarettir. Bir saniye öncesi cismani hayat için gitmiştir tekrar cismen birsaniye öncesini yaşayamacağı gibi henüz bir saniye sonrasınada geçiş yapamaz.
Kalbin ( ki burada kalpden kasıt çam kozalağı gibi olan bir et parçası değil , latife-i Rabbaniyedirki ' kalp' şeklinde tesmiye edilmiş. ) hayatı ise cisme göre daha serbestir. Ruhi hayat tabakasıda kalbi ve cismaniye göre daha serbesttir.
Buna üstad çok hoş bir örnek vermiş şöyleki :
Mesela bir dakikaya sorsak , senin ömrün nekadar diye. Diyecek ki '' 60 saniye
Peki bir saate sorsak senin ömrün nekadar diye , O da diyecek : '60 dakika '
Pekibir güne sorsak senin ömrün nekadar sürüyor oda '' 24 saat ''
Peki bir insanın 1 dakika ile 60 dakikada ( yani bir saatte ) yapacakları iş aynı olur mu ? Bir saat bir daikikate göre daha uzundur dolayısıyla siz bir saat içinde burdan taksime gider ( trafik açıksa hatta orada birde tost yiyebilirken , bir dakika içinde ancak otobüse binebilirsiniz.
İşte bedenin ömrü bir andan ibarettir ancak bu kadar sınırlı bir zaman diliminde tasarrufda bulunabilir.Ruhun ise bir anı bir yıldır. Yani ruh bir anda bir yıllık bir zaman diliiminin genişliğindeki mesafeyi kat edebilir , bir yıl sürecek işleri bir anda görebilir. Acaba Hz. Osman hilafet zamanında hergün 1000 rekatlık namazı nasıl kılıyor ve her namazda bütün bir Kuran ' ı nasıl hatim ediyordu ?

[gulsah]

.........




1- Hissiyat-ı insaniyye ruh derecesine nasıl çıkar?

4 yol ile çıkar .


İşte bu istidada binaen, hayat-ı kalbî ve ruhîye medar olan

1. marifet-i İlâhiye ve
2. muhabbet-i Rabbâniye ve
3. ubudiyet-i Sübhâniye ve
4. marziyât-ı Rahmâniye cihetiyle,

bu dünyadaki fâni ömür, bâki bir ömrü tazammun eder ve ebedî ve bâki bir ömrü intaç eder ve bâki ve lâyemut bir ömür hükmüne geçer.Lemalar

--------------
Demek ki bizden sudur eden bir ahval, efal, ezkar bu dört maddeden en az birine temad etmiyorsa o iş sadece hayat-ı cismani ile sınırlı kalmaya mahkumdur yani fanidir , o an husule gelir ve biter çünkü kalp ve ruh derece-i hayatına girememiş demektir.Demek bir işe beka vermek ancak bu dört madde ile mümkün

[gulsah]

bilemiyorum acaba sizin sualleriniz ile bu cevaplar bir paralellik arzediyormu?
Çünkü çok yönlü konularda bazen cevap sorulan suale tam muvafık düşmeyebiliyor

[MuM]

bilemiyorum acaba sizin sualleriniz ile bu cevaplar bir paralellik arzediyormu?
Çünkü çok yönlü konularda bazen cevap sorulan suale tam muvafık düşmeyebiliyor

birden bir kaç soru sual edince böyle oluyor. ama o an aklıma geldiği için yazmazsam inanın unutuyorum. düşününce de bulamıyorum. Çok yönlü sual edince de bir çok yere varıyor konu.

hakkınızı helal ediniz.

[gulsah]

.........

İkincisi, zamanla mukayyet olan cism-i maddî gılâfından sıyrılıp tecerrüdle ruhen yükselip, dün geceki Leyle-i Kadri öbür gün leyle-i îd ile beraber, bugünkü gibi hazır görmektir. Çünkü ruh zamanla mukayyet değil. Hissiyat-ı insaniye ruh derecesine çıktığı vakit, o hazır zaman genişlenir; başkalarına nisbeten mazi ve müstakbel olan vakitler, ona nisbeten hazır hükmündedir....
........
........
Haşiye 10: İmân, dizginini cism-i hayvanînin elinden alıp, kalbe, ruha teslim ettiği için, mâziye nüfuz ve müstakbele hulûl edebilir. Çünkü, kalb ve ruhun daire-i hayatı geniştir.

...................

SUALLER:


1- Hissiyat-ı insaniyye ruh derecesine nasıl çıkar? Hissiyatlar madde ile mi ruh ile mi alakadardır?


2- başkalarına nisbeten mazi ve müstakbel olan vakitler, ona nisbeten hazır hükmündedir.. Maziyi bir derece anlayabiliyoruz ancak gayb olan istikbal o insana nasıl hazır hükmüne geçer. Gaybısadece Rabbül alemin bilirken?

3- Bast-ı zaman ve tayyi mekan dediğimiz hakikatler bunların içinde midir?

İnşaallah bu noktalarda siz kardeşlerimin tefekkürlerini VE mutalaalarını yazarlarsa bizleri bahtiyar ederler.

sevgi ve muhabbetle...

MuM.

3 )

cismani , kalbi ve ruhi hayat mertebelerinin incelendiği bölümde ( üçüncü lema üçüncü nükte ) üstad bast-ı zaman ve tayy-ı mekan konuları ile meseleyi izah edip genişletiyor . Dolayısıyla bu hakikatlerde mevzuya dahildir.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1222 bakılabilir...


2. ) sualinizde istikbal için 'gayb' tabirini kullanmışsınız. Hem doğru hem eksik...
Zira gayb çok geniş açılı bir kelime iken en dar manası ' bilinmeyen ' dir. Dolayısıyla Allah ' ın bildirmediği herşey bizim için ' gayb ' dır diyebilriz. O ' nun bildirdiği ise gaybilikten çıkar ( en azından bildirdiği kişi için çıkar ) Dolayısıyla bu açıdan bakarsak kimse kendisine bildirilmeden gaybı bilemez .
Sadece istikbal değil geçmişte gaybdır. Mesela Kuranda diğer kitaplarda bulunmayan kıssa-i peygambler mevcuddur ki bunlarda gaybdır. Ama Allah ' ın bidirmesi ile bildirdiği miktar kadarıyla bizce gaybilikten çıkmıştır. Demek O bildirmedikçe , gayba yetişemeyiz.