hayat kesreti vahdet yapar
ne anlıyoruz ?
hayat kesreti vahdet yapar
ne anlıyoruz ?
hüdabin isen o kafidir
Kesretin esası hayattır..
Hayatla kesret vahdet olur..
zerreler hayatlanır, hayat ile..
Siz bir öğretmensizniz..
sınıfa girdiniz..
sınıfta öğrenci yok..
o sıralar, tahta, masa vs vs ..
hepsi kesret olur naarınızda dağınıktır..
çünkü o dağınıklığı toparlayan hayat manasını ifade eden öğrenciler yoktur..
Sınıfa öğrenciler girdiği an her şey bir mana ifade eder..
Birlik olur..
Bir olur o sınıf, çünkü hayat girmiştir o sınıfa..
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
Vücudun kemâli hayat iledir;
belki, vücudun hakiki vücudu hayat iledir.
Hayat, vücudun nurudur; şuur, hayatın ziyâsıdır.
Hayat, her şeyin başıdır ve esâsıdır.
Hayat, her şeyi her bir zîhayat olan şeye mâl eder;
bir şeyi bütün eşyayâ mâlik hükmüne geçirir.
Hayat ile bir şey-i zîhayat diyebilir ki,
"Şu bütün eşya malımdır, dünya hânemdir,
kâinat Mâlikim tarafından verilmiş bir mülkümdür."
Nasıl ki ziyâ ecsâmın görülmesine sebeptir ve renklerin-bir kavle göre-sebeb-i vücududur; öyle de, hayat dahi mevcudâtın keşşâfıdır, keyfiyâtın tahakkukuna sebeptir, hem cüzî bir cüzîyi küll ve küllî hükmüne getirir ve küllî şeyleri bir cüze sığıştırmaya sebeptir ve hadsiz eşyayı iştirak ve ittihad ettirip bir vahdete medâr, bir ruha mazhar yapmak gibi, kemâlât-ı vücudun umumuna sebeptir. Hattâ, hayat, kesret tabakâtında bir çeşit tecellî-i Vahdettir ve kesrette Ehadiyetin bir aynasıdır
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
Bak, hayatsız bir cisim, büyük bir dağ dahi olsa, yetimdir, gariptir, yalnızdır. Münâsebeti yalnız oturduğu mekân ile ve ona karışan şeyler ile vardır; başka, kâinatta ne varsa, o dağa nispeten mâdumdur. Çünkü, ne hayatı var ki, hayat ile alâkadar olsun; ne şuuru var ki, taallûk etsin. Şimdi, bak küçücük bir cisme, meselâ balarısına. Hayat, ona girdiği anda, bütün kâinatla öyle münâsebet tesis eder ki, bütün kâinatla, hususan zeminin çiçekleriyle ve nebâtâtları ile öyle bir ticaret akd eder ki; diyebilir, "Şu arz benim bahçemdir, ticârethânemdir."
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
Mesela öldüğümüzde ruh çıkar..gider..
bir gün önce babam dediğiniz insanı hemen gömersiniz..peki neden???
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
Hayat cüz'ü küll, cüz'îyi küllî, ferdi nev', mukayyedi mutlak, bir şahsı bir âlem gibi kılar...
Kesreti vahdet yapması husunda şu örnek geldi aklıma...
Yediğimiz ve içtiğimiz pek çok şey var ve bunlar tek bir vücutta toplanıyor yani hayat vasıtasıyla herşeyden bir şey vücüda geliyor...
Cihan dolu bela başında varken ne bağırırsın küçük bir beladan, gel tevekkül kıl;
Tevekkül ile bela yüzüne gül, ta o da gülsün. O güldükçe küçülür, eder tebeddül...
tebrikler cok güzeldi
hüdabin isen o kafidir
Hayat sahipleri çoktur fakat o hayatı veren tekdir,Birdir.Bir şeyden herşeyi yapmak, herşeyden de bir şeyi yapmak ancak Vahid-i Ehad olan bir zatın işidir.Bir sineği yaratAn O(C.C.) olduğu gibi,güneşide, ayı da, kainatıda yaratan O(C.C.)'dur, ALLAH(c.c.)dır.O HAYYDIR. Ve hayat ALLAH(c.c.)IN varlığına ve birliğine en büyük delildir...SELAM VE DUA İLE...
Ve hayatın en müntehap hülâsası ruhtur. Ve zîruhun en müntehap kısmı zîşuurdur. Ve zîşuurun en camii insandır. Ve bütün kâinat ise hayata musahhardır ve onun için çalışıyor.
Burdada kendi içinde olan kesretteki vahdet var sanki...
Cihan dolu bela başında varken ne bağırırsın küçük bir beladan, gel tevekkül kıl;
Tevekkül ile bela yüzüne gül, ta o da gülsün. O güldükçe küçülür, eder tebeddül...
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)