İnsandaki Tahribkarlık(Yıkıcılık), Temelleri ve Müminin İmar Vazifesi.
"Evet, ey insan! Sende iki cihet var: Birisi, icad ve vücud ve hayır ve müsbet ve fiil cihetidir.
Diğeri, tahrip, adem, şer, nefiy, infiâl cihetidir.
Birinci cihet itibâriyle arıdan, serçeden aşağı; sinekten, örümcekten daha zayıfsın. İkinci cihet itibâriyle dağ, yer, göklerden geçersin. Onların çekindiği ve izhâr-ı acz ettikleri bir yükü kaldırırsın. Onlardan daha geniş, daha büyük bir daire alırsın. Çünkü sen, iyilik ve icad ettiğin vakit, yalnız vüs'atin nisbetinde, elin ulaşacak derecede, kuvvetin yetişecek mertebede iyilik ve icad edebilirsin. Eğer fenalık ve tahrip etsen, o vakit, fenalığın tecavüz ve tahribin intişâr eder.
.
.
.
Elhâsıl: Nefs-i emmâre, tahrip ve şer cihetinde nihayetsiz cinayet işleyebilir. Fakat, icad ve hayırda iktidarı pek azdır ve cüzîdir. Evet, bir hâneyi bir günde harab eder; yüz günde yapamaz. Lâkin, eğer
enâniyeti bıraksa, hayrı ve vücudu tevfîk-ı İlâhiyeden istese, şer ve tahripten ve nefse itimaddan vazgeçse,istiğfar ederek tam abd olsa, o vakit sırrına mazhar olur.Ondaki nihayetsiz kabiliyet-i şer, nihayetsiz kabiliyet-i hayra inkılâb eder;ahsen-i takvîm kıymetini alır, âlâ-yı illiyyîne çıkar. İşte, ey gâfil insan! Bak, Cenâb-ı Hakkın fazlına ve keremine! Seyyieyi bir iken bin yazmak, haseneyi bir yazmak veya hiç yazmamak adâlet olduğu halde; bir seyyieyi bir yazar, bir haseneyi on, bâzan yetmiş, bâzan yedi yüz, bâzan yedi bin yazar.
Hem, şu Nükteden anla ki, o müthiş Cehenneme girmek ceza-i ameldir, ayn-ı adldir; fakat Cennete girmek, mahz-ı fazlıdır. "