Kardeşlerim, sizlerin engin bilgilerinizden yararlanmak adına bir sorum var. Bana biri bunu söyledi. Gerçi güzel bir söz gibi geldi ama. Bu söz eserlerde var mı? Bu sözü kim söylemiş, kime söylemiş acaba?
"Hüsn-ü zan, adem-i itimat"
Kardeşlerim, sizlerin engin bilgilerinizden yararlanmak adına bir sorum var. Bana biri bunu söyledi. Gerçi güzel bir söz gibi geldi ama. Bu söz eserlerde var mı? Bu sözü kim söylemiş, kime söylemiş acaba?
"Hüsn-ü zan, adem-i itimat"
Hüsn-ü Zan ve Safdillik Arasındaki Fark Nedir?
Bu konuya bakarsanız belki yardımcı olur..
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
Teşekkür ederim ama o konu çok farklı geldi bana..
Şu linkler de yardımcı olabilir:
Sû-i Zan Nedir?
Her İnsanın Tenkid Edilebilecek Bir Tarafı Mutlaka Vardır
Anlamını Bilmediğiniz Kelimelerin Üzerine Çift Tıklayınız...
Sual: Belki onlar eski hali istiyorlar?
Cevap: Size kısa bir söz söyleyeceğim; ezber edebilirsiniz: İşte, eski hal muhal; ya yeni hal veya izmihlâl... (Bediüzzaman Said Nursi)
Ne hayal, ne kuruntu hakikat istiyorum.
Hakikat, hakikat, hakikat istiyorum!.. (Osman Yüksel SERDENGEÇTİ)
Kardeşim burasıda yardımcı olabilir diye ümid ediyorum
Hüsn-ü zan Adem-i İtimat ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Risalelerde bu ifade olduğu gibi geçmemektedir. Ancak Üstadımızın sık sık kullandığını ağabeyler ifade etmektedirler. Bu vecize, şu manayı içermektedir; İnsanlara karşı ön yargılı olmamak lazımdır. Ancak her insanın nefsi ve şeytanı vardır, fehvasınca tedbirimizi almayı da ihmal etmemeliyiz. Mesela evimize gelen bir misafire hırsızlık yapacağı şeklinde bir kötü zanda bulunmak doğru değildir. Ancak bu hüsnü zandan yol çıkarak para cüzdanımızı odasında bulundurmak veya kıymetli eşyalarımızı onun bulunduğu yerden almamayı gerektirmez.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur Editör
http://www.sorularlarisaleinur.com/s...w_qna&id=17084
Biz bu sözün "hüsn-ü zan azamî tedbir" olarak kullanılmasının daha doğru olduğuna kanaat getirmiştik forumda daha evvel.
İtimatsızlık manasına gelen "adem-i itimat" su-i zanna sebep olacağı ve bunun tesanüdümüze zarar verebileceği endişesiyle...
Serdengeçti'nin verdiği linklerde geçiyor sanırım.
Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde.. Uzun uzun düşün.. Ve hatırla yaratanını!.. "ALLAH kuluna kafi değil mi?" [Zümer Suresi - 36]
Açıklamalarınız ve yönlendirmeleriniz için teşekkürler..İstifade ediyorum sizler vasıtası ile.
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Bugün, büyük ve merhum kardeşim Molla Abdullah ile Hazret-i Ziyaeddin hakkındaki malûmunuz muhavereyi tahattur ettim. Sonra sizi düşündüm. Kalben dedim: Eğer perde-i gayb açılsa, bu sebatsız zamanda böyle sebat gösteren ve bu yakıcı, ateşli hallerden sarsılmayan bu samimî dindarlar ve ciddî Müslümanlar eğer herbiri bir velî, hattâ bir kutup görünse, benim nazarımda şimdi verdiğim ehemmiyeti ve alâkayı pek az ziyadeleştirecek; ve eğer birer âmî ve âdi görünse, şimdi verdiğim kıymeti hiç noksan etmeyecek diye karar verdim. Çünkü böyle pek ağır şerait altında İmân kurtarmak hizmeti, herşeyin fevkindedir. Şahsî makamlar ve hüsn-ü zanların ilâve ettikleri meziyetler, böyle dağdağalı, sarsıntılı hallerde hüsn-ü zanlarını kırmakla muhabbetleri azalır ve meziyet sahibi dahi onların nazarlarında mevkiini muhafaza etmek için tasannua ve tekellüfe ve sıkıntılı vekara mecburiyet hisseder. İşte hadsiz şükür olsun ki, bizler böyle soğuk tekellüflere muhtaç olmuyoruz.
Said Nursî
Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i Kur'âniyede ve imaniyede hâlis arkadaşlarım ve hak ve hakikat ve berzah ve âhiret yolunda ayrılmaz yoldaşlarım,
Biz birbirimizden ayrılmak zamanı yakın olması cihetiyle,sıkıntıdan neş'et eden gerginlikler ve kusurlar yüzünden İhlâs Risalesinin düsturları muhafaza edilmediğinden, siz birbirinizle tamam helâllaşmak lâzımdır ve zarurîdir. Siz, birbirinize en fedakâr, nesebî kardeşten daha ziyade kardeşsiniz. Kardeş ise, kardeşinin kusurunu örter, unutur ve affeder. Ben burada hilâf-ı me'mul ihtilafınızı ve enâniyetinizi nefs-i emmâreye vermiyorum ve Risale-i Nur şakirtlerine yakıştıramıyorum. Belki nefs-i emmâresini terkeden evliyalarda dahi bulunan bir nevi muvakkat enâniyet telâkki ediyorum. Siz benim bu hüsn-ü zannımı inat ile kırmayınız, barışınız.
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Sizdeki ihlâs ve sadakat ve metanet, şimdiki ağır sıkıntılarda birbirinizin kusuruna bakmamaya ve setretmeye kâfi bir sebeptir. Risale-i Nur zinciriyle kuvvetli uhuvvet öyle bir hasenedir ki, bin seyyieyi affettirir. Haşirde, adalet-i İlâhiye, hasenelerin seyyielere râcih gelmesiyle affettiğine binaen, siz de hasenelerin rüçhanına göre muhabbet ve af muamelesini yapmak lâzımdır. Yoksa bir seyyie ile hiddet etmek, sıkıntıdan gelen bir titizlik, bir asabîlikle zararlı bir hiddet, iki cihetle zulüm olur. İnşaallah, birbirinize sürurda ve tesellide yardım edip, sıkıntıyı hiçe indirirsiniz
Marifet ufku....
Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)
![]() |
RisaleForum grubuna abone ol |
Bu grubu ziyaret et |