Bast-ı Zaman Hakikatine Nasıl Ulaşılır? Nasıl Elde Edilebilir?
Bast-ı Zaman Hakikatine Nasıl Ulaşılır? Nasıl Elde Edilebilir?
İ'lem eyyühe'l-aziz! Denizlerde vukua gelen med ve cezir gibi, evliya arasında da bast-ı zaman(Haşiye) tayy-ı mekan meselesi şöhret bulmuştur. Ezcümle: Kitab-ı Yuvakit'in rivayetine göre, İmam-ı şa'rani bir günde iki buçuk defa kocaman Fütuhat-ı Mekkiye namındaki büyük mecmuayı mütalaa etmiştir. Bu gibi vukuat istiğrabla inkar edilmesin. Zira bu gibi garip meseleleri tasdike yaklaştıran misaller pek çoktur. Mesela, rüyada bir saat zarfında bir senenin geçtiğini ve pek çok işler görüldüğünü görüyorsun. Eğer o saatte o işlere bedel Kur'an okumuş olsaydın, birkaç hatim okumuş olurdun. Bu halet evliya için halet-i yakazada inkişaf eder. Zaman inbisat eder. Mesele ruhun dairesine yaklaşır. Ruh zaten zamanla mukayyed değildir. Ruhu cismaniyetine galip olan evliyanın işleri, fiilleri, sür'at-i ruh mizanıyla cereyan eder.
Bu konuyu biraz daha açarmısınız.
Garibiz, perişanız, aciziz, fakrımızın farkına vararak geldik kapına.
Açtık ellerimizi, Rabbim, ne olur boşta bırakma.
Sen bilirsin bu ellerle biz ne günahlar işledik !
Şimdi ise dergahının kapısında Senden yalnız seni dileniyor ve lütfunu bekliyoruz,
sakın Bana ne getirdiniz deme.
Senden başka neyimiz varsa, o bizim yokumuzdur!
Bast-ı zaman sırrıyla çok seneler hükmünde olan birkaç dakikalık zaman-ı Miraç, bu hakikatın vücudunu ispat eder ve bilfiil vukuunu gösteriyor. Mirac'ın birkaç saat müddeti, binler seneler hükmünde vüs'ati ve ihatası ve uzunluğu vardır. Çünkü, Miraç yoluyla beka alemine girdi. Beka aleminin birkaç dakikası bu dünyanın binler senesini tazammun etmiştir.
Hem, bu hakikate binaen, bazı evliya bir dakikada bir günlük işi görmüş. Bazıları, bir saatte bir senelik vazifesini yapmış. Bazıları, bir dakikada bir hatme-i Kur'aniye'yi okumuş oldukları gibi, Risale-i Nur'un telifinde de bu bast-ı zaman hakikati çok defa vukua gelmiş. Ezcümle:
On Dokuzuncu Mektup yüz elli sayfadır. Üç yüzden fazla mucizatı, kitaplara müracaat edilmeden, ezber olarak, dağ, bağ köşelerinde dört gün zarfında hergün üçer saat meşgul olmakla, mecmüu on iki saatte telif edilmesi; Ramazan Risalesi kırk dakikada telif edilmesi; Yirmi Sekizinci Söz, yirmi dakikada telif edilmesi, bast-ı zamanın vukuunu ispat etmiştir.
[İçlerinden söze başlayan biri, 'Bu halde ne kadar kaldık?' diye sordu. 'Bir gün, yahut daha da az' dediler." Kehf Sûresi: 18:19.] ayeti tayy-ı zamanı gösterdiği gibi,[Lakin Rabbinin katında bir gün, sizin hesabınıza göre bin yıl gibidir." Hac Sûresi: 22:47.] ayeti de bast-ı zamanı gösterir.
Ustadın Rusyadakı esaretinden sonra yurda donmesi esnasında da bir bastızaman varmıdır biraz acarmısın MUM kardeşim
ÜÇÜNCÜ NÜKTE
Şu dünyada zamanın fenâ ve zevâl-i eşyadaki tesiratı gayet muhteliftir. Ve mevcudat ise, mütedahil daireler gibi birbiri içinde iken, hükümleri zeval noktasında ayrı ayrı oluyor.
Nasıl ki saatin saniyelerini sayan dairesi, dakikayı ve saati ve günleri sayan daireleri zâhiren birbirine benzer, fakat süratte birbirine muhaliftir. Öyle de, insandaki cisim, nefis, kalb, ruh daireleri öyle mütefavittir. Meselâ, cismin bekası, hayatı, vücudu, bulunduğu bir gün, belki bir saat olduğu ve mazi ve müstakbeli mâdum ve meyyit bulunduğu halde, kalbin hazır günden çok gün evvel, çok gün sonraki zamana kadar daire-i vücudu ve hayatı geniştir.
Ruhun hazır günden seneler evvel ve seneler sonraki bir daire-i azîme, daire-i hayatına ve vücuduna dahildir.
İşte bu istidada binaen, hayat-ı kalbî ve ruhîye medar olan MARİFET-İ İLAHİYE ve MUHABBET-İ RABBANİYE ve UBUDİYET-İ SUBHANİYE ve marziyat-ı rahmaniye cihetiyle, bu dünyadaki fâni ömür, bâki bir ömrü tazammun eder ve ebedî ve bâki bir ömrü intaç eder ve bâki ve lâyemut bir ömür hükmüne geçer.
Evet, Bâkî-i Hakikînin muhabbet, marifet, rızası yolunda bir saniye, bir senedir. Eğer Onun yolunda olmazsa, bir sene bir saniyedir. Belki Onun yolunda bir saniye lâyemuttur, çok senelerdir. Ve dünya cihetinde ehl-i gafletin yüz senesi bir saniye hükmüne geçer.
Meşhur böyle bir söz var ki,Yani, "Firâkın bir saniyesi bir sene kadar uzundur ve visâlin bir senesi bir saniye kadar kısadır." Ben bu fıkranın bütün bütün aksine diyorum ki:
Visal, yani, Bâkî-i Zülcelâlin rızası dairesinde livechillâh bir saniye visal, değil yalnız böyle bir sene, belki daimî bir pencere-i visaldir. Gaflet ve dalâlet firâkı içinde değil bir sene, belki bin sene, bir saniye hükmündedir. O sözden daha meşhur şu söz var:Hükmümüzü teyid ediyor.
http://www.saidnursi.de/tr2/index.ph...nislemesi.html
İsterseniz buradan da bakabilirsiniz...
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)