+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 7 ve 7

Konu: 3. Lem'a 1. Nükte

  1. #1
    Ehil Üye Seha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Mesajlar
    1.626

    Standart 3. Lem'a 1. Nükte

    O azâbı çekmekte kabahat, kusur ona aittir. Çünkü kalbindeki hadsiz istidad-ı muhabbet, hadsiz bir cemâl-ı bâkiye mâlik bir Zâta tevcih etmek için verilmiş. O insan sûiistimal ederek o muhabbeti fâni mevcudata sarf ettiği cihetle kusur ediyor, kusurunun cezasını firâkın azâbıyla çekiyor.

    .................
    "Madem o hadsiz mahbubat fânidirler, beni bırakıp gidiyorlar. Onlar beni bırakmadan evvel ben onları Yâ Bâkî Ente'l-Bâkî demekle bırakıyorum. Yalnız Sen bâkisin ve Senin ibkân ile mevcudat beka bulabildiğini bilip itikad ederim. Öyleyse, Senin muhabbetinle onlar sevilir. Yoksa alâka-i kalbe lâyık değiller" demektir.


    Bu nükteden incelikleri çıkarmaya çalışalım.

    Mesela; "Onlar beni bırakmadan evvel ben onları Yâ Bâkî Ente'l-Bâkî demekle bırakıyorum." cümlesinde "onlar" nasıl bırakılır?


    Bu cümle şirki nasıl kesiyor ve hakeza...


    Muhabbetle
    Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz.

  2. #2
    Vefakar Üye resuls - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    kayseri
    Yaş
    40
    Mesajlar
    485

    Standart

    Her şey Baki Olduğu Cihetle Bakarsak Olaylara"çevremize"
    Biraz Daha Kolay Anlariz Sanirim.
    Netice Itibariyle Kainatta Her şey Allahin
    Isim Ve Sifatlarinin Ayinesi Bu Itibarla Bizler
    Için Dünyadaki Kiymeti Büyük.ama ömür Sermayesi Bitince Hiçbir şey
    Bizimle Gitmiyor.
    Yani O Fani şeylerde Baki Tecellileri Görüp Onlara Gönül Bağlamamak Gerek. Bizim Onlardaki Hissemiz Tefekkür Boyutunda.
    Diye Düşündüm Ilk Olarak.
    Dualarla.
    Güzellerin güzel yüzlerinde güzelliği yaratan, elbette o güzelliğe müştakları da yaratır(Mesnevi-i Nuriye 159.s).....

  3. #3
    Ehil Üye Muntesip - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2008
    Bulunduğu yer
    ....şehr-i güzin...
    Yaş
    37
    Mesajlar
    3.218

    Standart

    onlar zaten aynanın yansımasının yansıması değil mi nasılki güneş aynaya vurur
    aynada karanlık duvarda bir hale oluşturur işte neden güneş dururken o gölegeye meftun olalım...

  4. #4
    Yasaklı Üye Cennetâsâ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Mesajlar
    5.827

    Standart

    Alıntı Seha Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bu nükteden incelikleri çıkarmaya çalışalım.

    Mesela; "Onlar beni bırakmadan evvel ben onları Yâ Bâkî Ente'l-Bâkî demekle bırakıyorum." cümlesinde "onlar" nasıl bırakılır?


    Bu cümle şirki nasıl kesiyor ve hakeza...


    Muhabbetle
    Sarımsak tarlasını satmayan, Ya Baki entel Baki demiştir..=)

  5. #5
    Vefakar Üye AsYaX - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Bulunduğu yer
    Manisa-Yozgat
    Yaş
    30
    Mesajlar
    477

    Standart

    Alıntı Cennetâsâ Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sarımsak tarlasını satmayan, Ya Baki entel Baki demiştir..=)
    Sarımsak tarlasının hikmeti nedir?
    Benim kalbim ısrarla cennet kuşatmasında hala, ruhum bedeni terke maruz sevap artı günahlarla!..

  6. #6
    Ehil Üye osmanoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Uşak
    Mesajlar
    1.856

    Standart

    Alıntı AsYaX Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sarımsak tarlasının hikmeti nedir?
    Dost Dediğin
    "Ey Rabbimiz! Biz indirdiğin kitaba inandık ve peygambere uyduk. Sen de bizi, Senin birliğine ve peygamberinin doğruluğuna şahitlik edenlerle beraber yaz." Âl-i İmrân Sûresi: 3:53.

  7. #7
    Ehil Üye osmanoğlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Uşak
    Mesajlar
    1.856

    Standart

    Alıntı Seha Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

    Bu nükteden incelikleri çıkarmaya çalışalım.

    Mesela; "Onlar beni bırakmadan evvel ben onları Yâ Bâkî Ente'l-Bâkî demekle bırakıyorum." cümlesinde "onlar" nasıl bırakılır?


    Bu cümle şirki nasıl kesiyor ve hakeza...


    Muhabbetle
    Şimdi öncelikle “onlar” kelimesinin içine neler giriyor ona bakalım. Bu suale kısaca “mevcudat” veya “mahlûkat” olarak ta cevap verebiliriz sanıyorum. Ancak o takdirde “onlar” kelimesinden kastedilen mânâyı tam olarak karşılayabileceğimizden emin değilim.
    O zaman burada ince bir nüans var yanılmıyorsam. Bana bu nüansı düşündüren ise Üstadımız’ın 17. Lem’ada ifade ettiği şu paragraftır:
    şu âlemin fenâsından sonra sana refakat etmeyen ve dünyanın harabıyla senden mufarakat eden bir şeye kalbini bağlamak sana lâyık değildir. Hususan senin asrının inkırazıyla seni terk edip arka çeviren ve bahusus berzah seferinde arkadaşlık etmeyen ve hususan seni kabir kapısına kadar teşyî etmeyen, hususan bir iki sene zarfında ebedî bir firakla senden ayrılıp günahını senin boynuna takan, hususan senin rağmına olarak husulü ânında seni terk eden fâni şeylerle kalbini bağlamak kâr-ı akıl değildir.

    Eğer aklın varsa, uhrevî inkılâbâtında, berzahî etvârında ve dünyevî inkılâbâtının müsâdemâtı altında ezilen, bozulan ve ebedî seferde sana arkadaşlığa muktedir olmayan işleri bırak, ehemmiyet verme, onların zevâlinden kederlenme.”
    Eğer Cenab-ı Hakk bizi bir vazife ile tavzif edip bu âleme gönderdi ise –ki öyle olduğunu biliyoruz- o zaman bu vazifemiz esnasında istifade edeceğimiz, namzet olduğumuz âlem-i bâkiye götürebileceğimiz şeyler de olmalı diye düşünüyorum. Yani Allah bizi bu âleme gönderip (hâşâ) “ne haliniz varsa görün!” demiyeceğine, demediğine göre biz burada meşrû olan şeylerden istifade edeceğiz, onlarla ünsiyet edeceğiz, onlara mübaşeret edeceğiz demektir. Böyle hılkat ve vazife gereği mecbur ve mükellef olduğumuz şeylerin terkini ise Bediüzzaman Hazretleri gibi birinin tavsiye etmesi muhaldir. O zaman akla şu geliyor: “Demek ki burada terk edilmesi istenen dünya ve içindekiler değildir; onların Sânî-i Hakîm’e bakan yüzleri değildir; melekût ciheti değildir. Onların fânî yüzüdür, dünyaya bakan yüzüdür, mülk cihetidir.
    Öyleyse “onlar”ın nasıl bırakılacağını bize gösteren, anlatan bir bölüm; 32. Sözdeki sual ve cevap aklıma geliyor:

    Mühim Bir Suâl: Diyorsunuz ki: "Muhabbet ihtiyârî değil. Hem, ihtiyac-ı fıtrîye binâen, leziz taamları ve meyveleri severim, peder ve vâlide ve evlâtlarımı severim, refîka-i hayatımı severim, dost ve ahbablarımı severim, enbiyâ ve evliyâyı severim, hayatımı, gençliğimi severim, baharı ve güzel şeyleri ve dünyayı severim. Nasıl bunları sevmeyeceğim? Nasıl bütün bu muhabbetleri Cenâb-ı Hakkın zât ve sıfat ve esmâsına verebilirim? Bu ne demektir?"
    Elcevap: Dört Nükteyi dinle.
    BİRİNCİ NÜKTE: Muhabbet, çendan, ihtiyârî değil. Fakat ihtiyar ile muhabbetin yüzü, bir mahbubdan diğer bir mahbuba dönebilir. Meselâ, bir mahbubun çirkinliğini göstermekle veyahut asıl lâyık-ı muhabbet olan diğer bir mahbuba perde veya ayna olduğunu göstermekle, muhabbetin yüzü mecâzî mahbubdan hakiki mahbuba çevrilebilir.
    İKİNCİ NÜKTE: Tâdâd ettiğin sevdiklerini, sevme demiyoruz. Belki, onları Cenâb-ı Hakkın hesâbına ve Onun muhabbeti nâmına sev deriz.
    Meselâ, leziz taamları, güzel meyveleri, Cenâb-ı Hakkın ihsanı ve o Rahmân-ı Rahîmin in'âmı cihetinde sevmek, Rahmân ve Mün'im isimlerini sevmektir. Hem mânevî bir şükürdür. Şu muhabbet, yalnız nefis hesâbına olmadığını ve Rahmân nâmına olduğunu gösteren, meşrû dairesinde kanaatkârâne kazanmak ve mütefekkirâne, müteşekkirâne yemektir.
    Hakeza bu mevzu sonuna kadar okunabilir.
    Sanıyorum “onlar”ın nasıl bırakılacağının ip uçları bu bölümde gizli. Aynı zamanda eşyanın hakîki yüzünü görüp ona uygun hareket etmek, lâyık olduğu mevkiden fazla mevkî vermemek; ayrıca o eşyayı temellük etmemek, Sahib-i Hakîkisini tanımak ta şirki keser, eşyayı Sahib-i Hakîkîsi’ne mal eder diye düşünüyorum.
    Başka kardeşlerimizin de tefekkürlerini bekliyoruz inşallah!

    "Ey Rabbimiz! Biz indirdiğin kitaba inandık ve peygambere uyduk. Sen de bizi, Senin birliğine ve peygamberinin doğruluğuna şahitlik edenlerle beraber yaz." Âl-i İmrân Sûresi: 3:53.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. 3.Lema, 3.Nükte
    By ademyakup in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 13
    Son Mesaj: 20.05.11, 15:35
  2. 23.Söz 2 Mebhas 2 Nükte
    By elifnuray in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 19.12.09, 15:04
  3. 11 Lem'a 2.Nükte
    By bir_damla_nur in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 04.01.09, 23:55
  4. 23. Söz, 4. Nükte
    By rukiye2 in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 02.09.08, 01:16
  5. Bediüzzaman'dan Bir Nükte
    By SeRDeNGeCTi in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 17.04.07, 21:25

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0