Çok tecrübelerle ve bilhassa bu sıkı ve sıkıntılı hapiste katî kanaatim gelmiş ki, Risale-i Nur ile kıraeten ve kitabeten iştigal, sıkıntıyı çok hafifleştirir, ferah verir. Meşgul olmadığım zaman o musibet tezâuf edip lüzumsuz şeylerle beni müteessir eder. Bazı esbaba binaen, ben en ziyade Hüsrev'i ve Hâfız Ali (r.h.), Tahirî'yi sıkıntıda tahmin ettiğim halde, en ziyade temkin ve teslim ve rahat-ı kalb, onlarda ve beraberlerinde bulunanlarda görüyordum. "Acaba neden?" derdim. Şimdi anladım ki, onlar hakikî vazifelerini yapıyorlar; mâlâyani şeylerle iştigal etmediklerinden ve kaza ve kaderin vazifelerine karışmadıklarından ve enâniyetten gelen hodfuruşluk ve tenkit ve telâş etmediklerinden, temkinleriyle ve metanet ve itmi'nan-ı kalbleriyle Risale-i Nur şakirtlerinin yüzlerini ak ettiler, zındıkaya karşı Risale-i Nur'un mânevî kuvvetini gösterdiler. Cenâb-ı Hak, onlardaki nihayet tevazu ve mahviyette tam izzet ve kahramanlık seciyesini umum kardeşlerimize teşmil ettirsin. âmin...
Sualler.
1- Risale-i Nur talebelerinin risalei nurlarla meşkul olmadığı vakitte musibet be sıkıntılı şeylerin TEZAUF etmesi...lüzumsuz şeylerte müteessir etmesinin hikmeti nedir.?
Nur talebeleri için hakikat böyle ise...Nurlarla alakası olmayan ve meşgul olmayanların musibet ve sıkıntılar karşısındaki dirayeti nasıl olur ki... Onlar hangi hakikate istinad ederek musibetlere karşı dayanabiliyorlar... Onların bir risalei nuru yok...
2- Üstad hazretlerinin en ziyade Husrev, Hafız Ali ve Tahiri abileri sıkıntıda görmesinin sebebi ne. Acaba diğer talebelerden farklı olarak sıkıntıları ne idi...Ne Olabilir...
3-Şimdi anladım ki, onlar hakikî vazifelerini yapıyorlar; mâlâyani şeylerle iştigal etmediklerinden ve kaza ve kaderin vazifelerine karışmadıklarından ve enâniyetten gelen hodfuruşluk ve tenkit ve telâş etmediklerinden, temkinleriyle ve metanet ve itmi'nan-ı kalbleriyle Risale-i Nur şakirtlerinin yüzlerini ak ettiler, zındıkaya karşı Risale-i Nur'un mânevî kuvvetini gösterdiler.
4- Hapiste- Dört duvar arasında Hakiki vazife ne olur ki. Hapiste malayaniyat ne olabilir ki....Hapis gibi bir ortamda dahi malayaniyat var iken şimdi hurriyet içindeki bizlerin ne kadar malayaniyat etrafında vardır...Bunlara karşı nasıl mukabele etmemiz gerekiyor.
5-Enaniyetten gelen hodfuruşluk, tenkit ve telaş... cümlesi...
hodfuruşluğun enaniyetten geldiğini, tenkidin dahi enaniyetten geldiğini bir derece anlıyor lakin telaş hissi ve duygusunun enaniyetle alakası, bağlantısı nedir...ne olabilir...
diye sualler aklımıza geldi.
biz de kardeşlerimizden sual ediyoruz.
vesselam.