+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var 1 2 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 14

Konu: İhtiyarlar Evin Bereketidir.

  1. #1
    Ehil Üye ademyakup - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2006
    Mesajlar
    8.211

    Standart İhtiyarlar Evin Bereketidir.

    Ey derd-i maişetle müptelâ olan insan! Bil ki, senin hanendeki bereket direği ve rahmet vesilesi ve musibet dâfiası, hanendeki o istiskal ettiğin ihtiyar veya kör akrabandır. Sakın deme, "Maişetim dardır, idare edemiyorum." Çünkü onların yüzünden gelen bereket olmasaydı, elbette senin dıyk-ı maişetin daha ziyade olacaktı. Bu hakikati benden inan. Bunun çok katî delillerini biliyorum; seni de inandırabilirim. Fakat uzun gitmemek için kısa kesiyorum; şu sözüme kanaat et. Kasem ederim, şu hakikat gayet katîdir. Hattâ nefis ve şeytanım dahi buna karşı teslim olmuşlar. Nefsimin inadını kıran ve şeytanımı susturan bir hakikat, sana kanaat vermeli.
    Evet, kâinatın şehadetiyle, nihayet derecede Rahmân, Rahîm ve Lâtif ve Kerîm olan Hâlık-ı Zülcelâli ve'l-İkram, çocukları dünyaya gönderdiği vakit, arkalarından rızıklarını gayet lâtif bir sûrette gönderip ve memeler musluğundan ağızlarına akıttığı gibi, çocuk hükmüne gelen ve çocuklardan daha ziyade merhamete lâyık ve şefkate muhtaç olan ihtiyarların rızıklarını dahi, bereket sûretinde gönderir. Onların iaşelerini, tamahkâr ve bahîl insanlara yükletmez.
    "Şüphesiz ki rızık veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır." (Zâriyat Sûresi, 51:58.)
    "Yeryüzünde yürüyen ve kendi rızkını yüklenemeyen nice canlının ve sizin rızkınızı Allah verir." (Ankebut Sûresi, 29:60.) âyetlerinin ifade ettikleri hakikati, bütün zîhayatın envâ-ı mahlûkları lisan-ı hâl ile bağırıp o hakikat-i kerîmâneyi söylüyorlar.
    Hattâ değil yalnız ihtiyar akraba, belki insanlara arkadaş verilen ve rızıkları insanların rızıkları içinde gönderilen kedi gibi bazı mahlûkların rızıkları dahi bereket suretinde geliyor. Bunu teyid eden ve kendim gördüğüm bir misal: Benim yakın dostlarım bilirler ki, iki üç sene evvel hergün yarım ekmek - o köyün ekmeği küçüktü - muayyen bir tayınım vardı ki, çok defa bana kâfi gelmiyordu. Sonra dört kedi bana misafir geldiler. O aynı tayınım hem bana, hem onlara kâfi geldi. Çok kere de fazla kalırdı.
    İşte şu hâl o derece tekerrür edip bana kanaat verdi ki, ben kedilerin bereketinden istifade ediyordum. Katî bir surette ilân ediyorum, onlar bana bâr değil. Hem onlar benden değil, ben onlardan minnet alırdım.
    Mektubat | Yirmi Birinci Mektup | 251
    iman insanı insan eder, belki sultan eder..

  2. #2
    Ehil Üye ademyakup - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2006
    Mesajlar
    8.211

    Standart

    Sak?n deme, "Maişetim dard?r, idare edemiyorum." Çünkü onlar?n yüzünden gelen bereket olmasayd?, elbette senin d?yk-? maişetin daha ziyade olacakt?.

    BU CÜMLEDEN NE ANLAMALIYIZ?
    iman insanı insan eder, belki sultan eder..

  3. #3
    Ehil Üye BiKeS_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    2.770

    Standart

    Alıntı yunusum Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sakın deme, "Maişetim dardır, idare edemiyorum." Çünkü onların yüzünden gelen bereket olmasaydı, elbette senin dıyk-ı maişetin daha ziyade olacaktı.

    BU CÜMLEDEN NE ANLAMALIYIZ?
    onlar olmasaydı geçim sıkıntın daha fazla olacaktı...

    Yâ Rab, garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvânem, alîlem, âcizem, ihtiyarem,


    Bî-ihtiyarem, el-aman-gûyem, afv-cûyem, meded-hâhem, zidergâhet İlâhî!




  4. #4
    Ehil Üye ademyakup - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2006
    Mesajlar
    8.211

    Standart

    demekki ihtiyar anne ve baba r?z?klar?n? beraber getirerek hatta daha fazlas?n? getirerek rahmete sebep oluyorlar..
    iman insanı insan eder, belki sultan eder..

  5. #5
    Ehil Üye ademyakup - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2006
    Mesajlar
    8.211

    Standart

    Bil ki, senin hanendeki bereket direği ve rahmet vesilesi ve musibet dâfias?, hanendeki o istiskal ettiğin ihtiyar veya kör akraband?r.

    DEMEKK?

    HEM BEREKET D?REĞ?,

    HEM RAHMET VES?LES?,

    HEMDE MUS?BETLER? DEFETMEYE VES?LED?R.

    ?HT?YAR ANNE VE BABA..
    iman insanı insan eder, belki sultan eder..

  6. #6
    Ehil Üye delailinnur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2007
    Mesajlar
    1.368

    Standart

    RABB'?M Ebeden Raz? Olsun..çoook değerliydi yine..RABB'?M,hakk?n? asla ödeyemeyeceğimiz anne-babam?z?n ve çok değerli büyüklerimizin çooook dualar?n? alabilen,onlar?n çoook hizmetlerinde bulunabilen çoook hay?rl? evlatlar olabilmeyi nasip eylesin cümlemize inşaALLAH..RABB'?M onlar?n duas?n? almaktan ay?rmas?n bizleri inşaALLAH..(Amin..amin..amin..)
    İlaçların en hayırlısı KUR'AN'dır!

    Şüphesiz ALLAH ve Melekleri Peygambere
    Salat ederler.Ey İman Edenler,siz de O'NA
    Salat edin ve tam bir teslimiyetle O'NA Selam verin.(Ahzab-56)
    "İlmi, amel için öğreniniz. Çokları bunda yanıldı. İlimleri dağlar gibi büyüdü, amelleri ise zerre gibi küçüldü."
    İbrahim bin Edhem (r.a.)

  7. #7
    Dost Umeré Siniki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2008
    Mesajlar
    43

    Standart

    Allah bana da nasip etsin inşaallah.. Ve tabii ki ihtiyarlar?n en makbulü ve muhteremi olan anam ve babam?.. elden ayaktan düştükleri zamanlarda, beni onlara hay?rl? bir evlat k?ls?n..

  8. #8
    Yönetici SeRDeNGeCTi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Yaş
    38
    Mesajlar
    5.901

    Standart

    Alıntı yunusum Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sakın deme, "Maişetim dardır, idare edemiyorum." Çünkü onların yüzünden gelen bereket olmasaydı, elbette senin dıyk-ı maişetin daha ziyade olacaktı.

    BU CÜMLEDEN NE ANLAMALIYIZ?
    Büyüklerimizin evimize "bereketleriyle" geldikleri/kaldıklarını anlıyorum. Benim de dedem yarı yatalak olduğundan sırasıyla çocuklarında kalıyor. Yılda 3 ay da memleketteki evimizde kalıyor. Tüm aile fertleri olarak bizzat ve yakinen müşahade etmişizdir ki, dedemin geldiği zamanlar maddi yönden, rahatlık bakımından normal zamanlara göre çok daha iyi, bereketli geçiyordu. Allah bu hakikati anlamamızı sağlasın inşallah...
    Anlamını Bilmediğiniz Kelimelerin Üzerine Çift Tıklayınız...

    Sual: Belki onlar eski hali istiyorlar?
    Cevap: Size kısa bir söz söyleyeceğim; ezber edebilirsiniz: İşte, eski hal muhal; ya yeni hal veya izmihlâl...
    (Bediüzzaman Said Nursi)


    Ne hayal, ne kuruntu hakikat istiyorum.
    Hakikat, hakikat, hakikat istiyorum!.. (Osman Yüksel SERDENGEÇTİ)




  9. #9
    Ehil Üye Müellif-e - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Bulunduğu yer
    Zindan-ı dünya'da bir garib yolcu
    Mesajlar
    4.073

    Standart

    -Rahmet-i İlahiye'ye vasıta olmaları:

    Cenab-ı Hakkın engin ve zengin rahmeti kainatın tamamını kuşatmıştır. Özellikle bu latif rahmet, rahmete daha layık ve müstahak olanlara, daha kolay ve çabuk ulaşır. Rahmete mazhar olanların başında ise yavrular, acizler, garipler ve masumlar gelmektedir. İşte yavrular hükmüne geçmiş, kendi ihtiyacını göremeyecek kadar çok aciz duruma gelmiş, bütün sevdiklerinin ahirete göçmesiyle yalnızlaşıp fevkalade garipleşmiş ve masumiyet kesb etmiş ihtiyarlar, elbette ilahi rahmete herkesten ve her şeyden daha ziyade layıktırlar. Rahmete ermek isteyenlerin bu ihtiyarlara daha çok merhamet etmesi icap eder.

    Bu konuda Bediüzzaman Hazretleri şu tespitlerini kaydeder: “Eğer rahmet-i Rahman istersen, o Rahman'ın vedialarına ve senin hanendeki emanetlerine rahmet et.

    Âhiret kardeşlerimden Mustafa Çavuş isminde bir zât vardı. Dininde, dünyasında muvaffakiyetli görüyordum. Sırrını bilmezdim. Sonra anladım ki, o muvaffakiyetin sebebi: O zât ise, ihtiyar peder ve vâlidelerinin haklarını anlamış ve o hukuka tam riayet etmiş ve onların yüzünden rahat ve rahmet bulmuş. İnşallah âhiretini de tamir etmiş. Bahtiyar olmak isteyen ona benzemeli.”
    ( Mektubat, s: 262)

    1-Musibetlerin def' edilmesinde şefaatçi olmaları:
    Hadis-i Şerifte: "Aranızda beli bükülmüş ihtiyarlarınız, otlayan hayvanlarınız ve emzirilen çocuklarınız olmasa idi, belalar sel gibi üstünüze dökülecekti." ( Keşfü-l Hafa, 2/163) buyurulmakla, bir eve, millete, devlete veya mevkie inecek olan musibeti def'edecek sebeplerin başında, ihtiyarların varlığı gelmektedir.

    Bu nedenle ihtiyarları sevmeli, saymalı, onlara kötü söz söylememeli, azarlamamalı, hatta “öf” bile denilmemelidir. Çünkü, onlar Allah'ın bir hediyesi ve emanetidir. Allah'ın emanetine hürmet edenler, rahmete mazhar olacaklardır. O emanete gereken ihtimamı ve merhameti gösteremeyenler ise, hem bu dünyada hem de ahirette rahmetten mahrum kalacaklardır.

    Kur'an-ı Kerimin muhtelif Ayet-i Kerimelerinde ve bazı Hadis-i Şeriflerde anne ve babalara hürmetin Allah'a ve Resulüne ( a.s.m ) hürmet anlamında olduğu ve onları kırmamak lazım geldiği ifade edilmektedir.

    Bunlardan birkaçı şöyle:
    “Yüce Rabb 'in şöyle emretti; Yalnız Allah'a ibadet edeceksiniz, ana - babalarınıza iyilik yapacaksınız. Şayet bunlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlarsa sakın onlara "öf " dahi deme, yüzlerine bağırma, onlara tatlı söz söyle. Onlara, merhamet belirtisi olarak tevazu kanadını aç da, "Ya Rab, küçüklüğümde bana şefkat gösterdikleri gibi, sen de onlara merhamet et de "(İsra suresi, 23-24)

    "Biz, insana, ana-babasına iyilikte bulunmayı tavsiye ettik. Özellikle de anasını tavsiye ederiz ki, o, kat kat zaafa düşerek ona hamile kalmış, emzirmesi de tam iki sene sürmüştür. Binaenaleyh; bana ve ana - babana şükret. " ( Lokman suresi, 14 ).

    Peygamber Efendimiz de (a.s.m) "kime iyilik yapayım?" diye üç defa soran bir sahabeye, üç defasında da, "annene" cevabını verir. Sonra sorduğunda ise, babasına iyilik yapması gerektiğini söylemiştir. (Buhârî, Edeb, 2; Müslim, Birr, 1).

    Sahabelerden Ebu'd-Derdâ (r.a) bildiriyor: “Hz. Peygamber (a.s.m) bana dokuz önemli şey tavsiye etti. Bunlardan biri de; ana - baba da dahil olmak üzere aile fertlerinin ihtiyaçlarını karşılamaktır." (Buhârî, Edebü'l-Müfred, 9)

    Yine Peygamberimiz (a.s.m), cihada katılmak isteyen bir sahabeyi, ihtiyaçlarından dolayı, ana - babasının yanına göndermiştir. (Buhârî, Edebu'l - Müfred, 9).

    Bir gün Peygamberimiz (a.s.m) ashabına; "Size, büyük günahların en büyüğünü bildireyim mi?" diye üç defa sordu. Üç defasında da sahabeler "evet bildir, ey Allah'ın Resulü" dediler. Peygamber efendimiz ( a.s.m) ; "bunlar sırasıyla Allah'a ortak koşmak, ana - babaya karşı gelmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan söylemek" olduğunu belirtmiştir. (Buhârî, Edeb, 6).

    "Ana - babamı ağlar hâlde terk ederek, hicret etmek üzere senin emrini almaya geldim" diyen bir sahabeye Peygamberimiz (a.s.m): "Onlara dön, nasıl ağlattınsa onları öylece güldür, sevindir" der ve henüz Müslüman dahî olmayan ana - babasının yanına gönderir.

    Peygamberimiz (a.s.m) çok öfkeli bir şekilde üç defa, "Yazıklar olsun o kimseye " dediğinde Ashab-ı Kiram; "Kimdir o? Ey Allah'ın Resulü! " diye sorunca; "Ana - babası veya bunlardan birisi yanında ihtiyarladığı hâlde, Cennet'e giremeyip Cehennem'i boylayan kimse" der. (Müslim, Birr, 9).

    Amr ibn ül-Âs'ın oğlu Hz. Abdullah (r.a) anlatıyor: Bir adam peygamberimiz (a.s.m)'a gelerek cihada gitmek için izin istedi. Peygamberimiz de ona; "Annen baban sağ mıdır?" diye sordu. Adam: "Evet", deyince Resulüllah (a.s.m): "O hâlde sen önce onların rızasını almaya çalış, " buyurarak ona bu görevini hatırlattı. (Tecrid-i Sarih Tercümesi, VIII, 377).

    Hz. Peygamber (a.s.m) çocukların ebeveynlerine karşı sorumluluklarının ne kadar büyük olduğunu şöyle dile getirmektedir: "Çocuk, hiç bir iyilikle babanın hakkını ödeyemez. Ancak onu köle olmuş bir vaziyette bulur da satın alarak hürriyetine kavuşturursa hakkını öder." (Buhârî, Edebü'l-Müfred, 6)

    Hz. Büreyt (r.a)'dan rivayet edilen bir Hadîs-i Şerifte; adamın biri Kâ'be'yi tavaf ederken annesini omzunda taşıyarak tavaf ettirmiş. Resulüllah (a.s.m)'ın yanına gelerek: " Annemin hakkını ödedim mi?" diye sormuş. Resulüllah ( a.s.m) " Hayır, bu yaptığın sana hamile iken alıp verdiği bir nefesin hakkı bile değil." diyerek cevap vermişlerdir.

    Yukarıda geçen ayetlerde de görüldüğü gibi, Cenab-ı Hak kendisine ibadetten hemen sonra ebeveyne iyiliği emretmiş, Peygamberimiz de (a.s.m): "Allah'ın rızası, babanın rızasında, gazabı da gazabındadır" (Buhârî, Edebü'l-Müfred, 1; Tirmizî, Birr, 3) buyurmuştur. İyilik yapmada babadan önce gelen annenin durumu da, tabii ki böyledir.

    Bu şefkat dolu tasvirin, insanları anne babalarına teşekküre yönelttiği oldukça açıktır. Bu gibi ifadelerden de anlaşıldığı gibi, eşyanın ve varlıkların hakiki makamını ve mertebesini Kur'an ortaya koyduğu gibi, anne ve babalara nasıl davranılması gerektiğini de en iyi İslam dini tasvir etmektedir.

    Burhan Sabaz (Dr.)
    Sorularla Risale-i Nur


  10. #10
    Dost Umeré Siniki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2008
    Mesajlar
    43

    Standart

    Alıntı SeRDeNGeCTi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Büyüklerimizin evimize "bereketleriyle" geldikleri/kaldıklarını anlıyorum. Benim de dedem yarı yatalak olduğundan sırasıyla çocuklarında kalıyor. Yılda 3 ay da memleketteki evimizde kalıyor. Tüm aile fertleri olarak bizzat ve yakinen müşahade etmişizdir ki, dedemin geldiği zamanlar maddi yönden, rahatlık bakımından normal zamanlara göre çok daha iyi, bereketli geçiyordu. Allah bu hakikati anlamamızı sağlasın inşallah...
    amin kardeşim amin..

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Evin Olsun İstersen...
    By KERRÂ_ in forum Tavsiye Edilen Siteler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 09.08.08, 17:36
  2. İhtiyarlar Lem'a sı
    By aras873 in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 27.12.07, 22:34
  3. İhtiyarlar Lem'asından Sorularım
    By karatoprak1975 in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 26.10.07, 16:44
  4. Aynı Evin Kedileri!..
    By emaneten in forum Gündem
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 24.10.07, 14:56
  5. İhtiyarlar Evin Bereket Direğidir
    By sliha87 in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21.08.06, 17:52

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0