+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 13 Sayfa var 1 2 3 11 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 127

Konu: Risale-i Nur Talebeleri Bir Mürşide Bağlanmadan Nasıl İrşad Olurlar.?

  1. #1
    Ehil Üye _MerHeM_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    Alem-i şehadet
    Mesajlar
    2.225

    Standart Risale-i Nur Talebeleri Bir Mürşide Bağlanmadan Nasıl İrşad Olurlar.?

    Sahabi efendilerimizden günümüze kadar irşad ile vazifeli mürşid-i kamillerin sohbet ve terbiyesi ile irşadat süre gelmişitir...Nur talebeleri bir mürşide bağlanmadan irşad noktas?nda nas?l muaffak olurlar ve Bu dairede irşat ile vazifeli biri laz?mdeğilmidir ...

    Eğer değilse bu nas?l olacakt?r...

    Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı.

    Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok.

    Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok.


  2. #2
    Ehil Üye _MerHeM_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    Alem-i şehadet
    Mesajlar
    2.225

    Standart

    Beş cüz'î misalle göstereceğiz ki, Sözler talim-i hakaik ettikleri gibi, irşad vazifesini de görüyorlar. 28.mektub

    Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı.

    Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok.

    Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok.


  3. #3
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart

    Âciz talebeniz, küre-i arz içerisinde ruhum bazan şarka, bazan cenuba, bazan garba, bazan şimale, bazan semâya giderdi.

    Acaba yard?m ne taraftan erişecek diye beklerdim.

    Ruhum bir mürşid-i ekmel taharri ederdi.

    Aramak üzere iken bana ilham olundu ki, "Mürşidi sen uzakta ar?yorsun. Pek yak?n?nda bulunan Bediüzzaman vard?r. O zat?n Risale-i Nur'u müceddid hükmündedir. Hem aktabd?r, hem zülkarneyndir, hem âhirzamanda gelecek ?sâ Aleyhisselâm?n vekilidir, yani müjdecisidir" denildi.

    Şimdi, aziz ders kardeşlerim, bu fakir, bir tane mürşid-i ekmel ve kutup ararken, Cenab-? Hakk?n ihsan?yla, keremiyle, lütfuyla, rahmetiyle, Üstad-? Muhteremin sa'yi ile yüz on dokuz mürşid-i ekmel ve kâmil buldum.

    Risaletü'n-Nur ve Mektubatü'n-Nur, yüz on dokuz adediyle, herbirisi birer mürşid-i ekmeldir ve aktabd?r.(Barla Lâhikas?)

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  4. #4
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart

    Bu bîçare kardeşinizde üç şahsiyet var ki, birbirinden çok uzakt?rlar.

    Birincisi: Kur'ân-? Hakîmin hazine-i âliyesinin dellâll?ğ? cihetindeki muvakkat ve s?rf Kur'ân'a ait bir şahsiyetim var.

    Onda dellâll?ğ?n iktiza ettiği pek yüksek ahlâk var ki, o benim değil; ben sahibi değilim. O makam?n ve vazifenin iktiza ettiği bir seciyedir.

    Bende bu neviden ne görseniz, benim değil; onunla bana bakmay?n?z, o makam?nd?r.

    Cenâb-? Hak merhametkârane inayetini benim hakk?mda böyle göstermiş ki, en ednâ bir nefer gibi bu şahs?m? en âlî ve has bir mürşid hükmünde olan esrar-? Kur'aniyede istihdam ediyor. Yüz bin şükür olsun. Nefis cümleden ednâ, vazife cümleden âlâ!(Mektubat)

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  5. #5
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Ahmed kardeşim çok elzem bir konuyu gündeme getirmişsiniz Allah razı olsun.

    Konu ile direk yada dolayısıyla cevap teşkil eder bölümlerden aklıma gelenler :






    Feyzi kardeşim,
    Sen Isparta vilayetindeki kahramanlara benzemek istiyorsan, tam onlar gibi olmalısın.


    Hapishanede-Allah rahmet eylesin-mühim bir şeyh ve mürşid ve cazibedar bir Nakşî evliyasından bir zat, dört ay mütemadiyen Risale-i Nur'un elli altmış şakirtleri içinde celbkârâne sohbet ettiği halde, yalnız birtek şakirdi muvakkaten kendine çekebildi. Mütebakisi, o cazibedar şeyhe karşı müstağni kaldılar. Risale-i Nur'un yüksek, kıymettar hizmet-i imaniyesi onlara kâfi olarak kanaat veriyordu.
    O şakirtlerin gayet keskin kalb ve basireti şöyle bir hakikati anlamış ki: Risale-i Nur'a hizmet ise, imanı kurtarıyor; tarikat ve şeyhlik ise, velayet mertebeleri kazandırıyor. Bir adamın imanını kurtarmak ise, on mümini velayet derecesine çıkarmaktan daha mühim ve daha sevaplıdır. Çünkü iman, saadet-i ebediyeyi kazandırdığı için bir mümine, küre-i arz kadar bir saltanat-ı bakiyeyi temin eder. Velayet ise, müminin Cennetini genişlettirir, parlattırır. Bir adamı sultan yapmak, on neferi paşa yapmaktan ne kadar yüksek ise, bir adamın imanını kurtarmak, on adamı velî yapmaktan daha sevaplı bir hizmettir.
    İşte bu dakik sırrı, senin Ispartalı kardeşlerin bir kısmının akılları görmese de umumunun keskin kalbleri görmüş ki, benim gibi biçare günahkâr bir adamın arkadaşlığını evliyalara, belki de eğer bulunsaydı müctehidlere dahi tercih ettiler.
    Bu hakikata binaen, bu şehre bir kutup, bir gavs-ı âzam gelse, "Seni on günde velayet derecesine çıkaracağım" dese, sen Risale-i Nur'u bırakıp onun yanına gitsen, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın.



    Bu zamanda, lillâhilhamd, Sünnet-i Seniye dairesinde kemal-i imanı kazanan Risale-i Nur şakirtleri evliyaların, mürşidlerin nazar-ı dikkatini celb edecek vaziyeti aldığından, her zamanda bulunan hakikî mürşidler, her halde bu zamanda Risale-i Nur şakirtlerine müşteri olurlar. Birisini elde etse, yirmi mürid kadar kıymet verirler.
    Hem, zevkli ve cazibedar velayet tereşşuhatı karşısında Risale-i Nur'un hizmetindeki meşakkat, mücahede, külfet bulunduğundan, Feyzi'ye hitaben beyan edilen hakikat o tarafa da faydası olur diye leffen size gönderildi.

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  6. #6
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Bu muhtelif turukların başı ve bu cetvellerin menbaı ve şu seyyarelerin güneşi Kur'ân-ı Hakîmdir. Hakikî tevhid-i kıble bunda olur. Öyleyse, en Âlâ mürşid de ve en mukaddes üstad da odur.


    Ona yapıştım. Nâkıs ve perişan istidadım elbette lâyıkıyla o mürşid-i hakikînin âb-ı hayat hükmündeki feyzini massedip alamıyor. Fakat ehl-i kalb ve sahib-i hâlin derecâtına göre, o feyzi, o âb-ı hayatı, yine onun feyziyle gösterebiliriz. Demek, Kur'ân'dan gelen o Sözler ve o nurlar, yalnız aklî mesâil-i ilmiye değil, belki kalbî, ruhî, hâlî mesâil-i imaniyedir. Ve pek yüksek ve kıymettar maarif-i İlâhiye hükmündedirler.
    Mektubat | Yirmi Sekizinci Mektup

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  7. #7
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Alıntı ahmetnadimcavgan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

    Sahabi efendilerimizden günümüze kadar irşad ile vazifeli mürşid-i kamillerin sohbet ve terbiyesi ile irşadat süre gelmişitir...Nur talebeleri bir mürşide bağlanmadan irşad noktasında nasıl muaffak olurlar ve Bu dairede irşat ile vazifeli biri lazımdeğilmidir ...

    Eğer değilse bu nasıl olacaktır...
    İmam-ı Rabbânî ve Müceddid-i Elf-i Sânî Ahmed-i Farukî (r.a.) demiş: "Hakaik-i imaniyeden birtek meselenin inkişafı ve vuzuhu, benim indimde binler ezvak ve kerâmâta müreccahtır. Hem bütün tarikatlerin gayesi ve neticesi, hakaik-i imaniyenin inkişafı ve vuzuhudur."
    Madem şöyle bir tarikat kahramanı böyle hükmediyor. Elbette, hakaik-i imaniyeyi kemâl-i vuzuhla beyan eden ve esrar-ı Kur'âniyeden tereşşuh eden Sözler, velâyetten matlup olan neticeleri verebilirler

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  8. #8
    Gayyur vedat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Yaş
    41
    Mesajlar
    78

    Standart

    Risâle-i Nur, başkalarından ders almaya ihtiyaç bırakmıyor. Herkes istidâdı nisbetinde kendi kendine istifâde eder. Aklınız herbir meseleyi tam anlamasa da, ruh, kalb ve vicdânınız hissesini alır. Ne kadar istifâde etseniz, büyük bir kazançtır.
    Sözler 723

  9. #9
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Alıntı ahmetnadimcavgan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sahabi efendilerimizden günümüze kadar irşad ile vazifeli mürşid-i kamillerin sohbet ve terbiyesi ile irşadat süre gelmişitir...Nur talebeleri bir mürşide bağlanmadan irşad noktasında nasıl muaffak olurlar ve Bu dairede irşat ile vazifeli biri lazımdeğilmidir ...

    Eğer değilse bu nasıl olacaktır...
    Nihayet, hem Türk gençliğine, hem umum Müslümanlara ve beşeriyete Kur'ânî bir rehber ve bir mürşid-i ekmel olacak bir eserin Bediüzzaman Said Nursî'nin Risâle-i Nur eserleri olduğu kanaatine vardık. Bizimle beraber, bu hakikate Risâle-i Nur'la imânını kurtaran yüz binlerle kimseler de şâhittir.

    ----------------------------
    Yukarıda ki dersden anladığım kadarıyla Risale-i Nur mesleğinde irşad vazifesi tek bir şahsın tekelinde değil ; bütün Risale-i Nur külliyatının bu vazifeyi deruhte ediyor öyleki henüz genç bir delikanlı yada hanım bir kardeşimiz dahi eline Risale-i Nur külliyatını aldıktan sonra önünde kıymetli alimlerden müteşekkil bir cemaat bile olsa ' Konuşan hakikattir '' sırrınca hakaik-i Kuran ' ı çekinmeden tebliğ eder.

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  10. #10
    Ehil Üye _MerHeM_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    Alem-i şehadet
    Mesajlar
    2.225

    Standart

    bu gün mühim bir nakşi mürşid-i kamilin yanına gittim..biraz sohbet ile mukaleme ettik..

    Sordum Bediuzzaman haz. mürşid-i kamilmidir...Dedi o bu noktayı kabül etmiyor..İman cihetinde yapılan tecdid vazifesi ondadır..

    Kitabi olarak o tecdidi sözlerdedir..

    Tecdid vazifesini mevlana halid-i bağdadi ile manevi bağlantısından almıştır dedi...

    Bir hapishanede olan biri bu eserleri okumakla imanla hapisten çıkıyor..demek tesir sözlerdedir.. dedi..

    Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı.

    Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok.

    Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok.


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. İrşad, Kutb ve İrşad Kutbu
    By Büyükdoğu in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 13
    Son Mesaj: 20.10.09, 23:10
  2. Risâle-i Nûr’un İrşad Usûlü
    By Ab-ihayaT in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28.07.08, 12:50
  3. Risale-i Nur Talebeleri ve Tefekkür
    By hayırlısı in forum Risale-i Nur Talebeliği
    Cevaplar: 28
    Son Mesaj: 07.01.08, 17:57
  4. Said Nursî ve Nur Talebeleri Risâleleri Nasıl Okurlardı?
    By SeRDeNGeCTi in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 16
    Son Mesaj: 17.12.07, 11:43
  5. Nur Talebeleri Nasıl bir Cemaattir?
    By elff in forum Risale-i Nur Talebeliği
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 13.06.07, 14:16

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0