Huzur ve Hitab Makamında 20. Mektub

Seni Seviyorum Allah’ım..

Çünkü Hakiki Kemalin ve Cemalin sahibi sensin Allah’ım…

Senden başka ilah yoktur Allah’ım. Hadsiz ihtiyaçlarım var , kalbim,ruhum ve bedenim sonsuz düşmanların hücumuna hedef… Yalnız sen beni bütün düşmanlarımın şerrinden koruyor ve yalnız sen bütün ihtiyaçlarımı karşılıyorsun.. Çünkü senden başka ilah yoktur.. Çünkü Rahim sensin, Kadir sensin Allah’ım, bütün güzel isimlerin sahibi sensin, yalnız sen..

Sen Vahid’sin (birsin) Allah’ım.... Hiçbir şey, hiçbir zaman, hiçbir mekan senin kabza-i tasarrufundan hariç olamaz. Kainattaki muhteşem düzen, akıl almaz derecede ölçülü yaratılış, mikro alemden makro aleme kadar her şeydeki hassas denge buna şahittir. Yalnız sana müracaat ediyorum.. Başkalara boyun eğmiyorum, hiçbir şeyden korkup titremiyorum. Çünkü her şeyin anahtarı senin yanında ve her şeyin dizgini senin elinde, her şey yalnız senin emrinle halledilir. Seni buldum Allah’ım. Hadsiz korkulardan kurtuldum Sultan’ım.

Sen Ehad’sin Allahım. İsimlerinle bize nihayetsiz yakınsın. Hiçbir mekanda olmadığın gibi her mekanda hazırsın. Saltanatında şerikin ve ortağın olmadığı gibi, icraatında ve vücut vermende de ortağın yoktur Allah’ım. Sen yardımcılara ihtiyacı olmaktan münezzehsin. Senin emir ve kuvvetin olmazsa hiçbir şey hiçbir şeye müdahale edemez. Doğrudan doğruya her anda, her yerde, her arzumda senin huzuruna çıkıp ihtiyaçlarımı yalnız sana arz edebiliyorum. Rahmetini bulup, kudretine dayanarak hadsiz sevinci kazanabiliyorum.

Her şey senin mülkündür, mülkünde dilediğin gibi tasarruf edersin Allah’ım. Ne mutlu bana ki, senin kölenim ve mülkünde çalışıyorum. Ben kendime malik değilim, bu vücut nimeti de senindir, koruyucusu da sensin, senin Kudretine ve Rahmetine güveniyor , mülkü sana emanet ediyor ve hiçbir sıkıntıdan, hastalıktan, beladan azap çekmiyorum.

Hamd yalnız sanadır Allah’ım. Çünkü bütün nimetler senindir, senin hazinenden çıkar ve hazinen ise daimidir.. Nimetin yok olmasından azap çekmiyorum Allah’ım. Çünkü Rahmet hazinen tükenmez. Meyveler gitse de ağacın baki olduğunu biliyorum Allah’ım. Her bir nimette seni düşünüyor, Rahmetinin iltifatını ve şefkatinin teveccühünü ve inamının(nimetlendirmenin) devamını düşünmekle nimetten bin derece daha leziz manevi bir lezzet kapısı buluyorum..


Seni seviyorum Allah’ım.. Çünkü hayatı veren sensin.. Hayatı rızıkla devam ettiren de sensin. Hayata lazım olan şeyleri hazırlayan da sensin. Hayatın yüce gayeleri sana aittir ve en önemli neticeleri sana bakar, ve yüzde doksan dokuz meyveleri sana aittir. Bundan dolayı hayatın ağır yükünü omzuma alıp zahmet çekmiyorum. Hayatın yok olmasını düşünüp hüzne düşmüyorum. Yalnız dünyevi ehemmiyetsiz meyvelerini görüp, dünyaya gelişimden pişmanlık duymuyorum. Vücut gemimdeki hayat makinesinin sana ait olduğunu ve senin de Hayy ve Kayyum olduğunu biliyorum. O gemide sadece bir dümenci nefer olduğumu biliyor, vazifemi yapıyor ücretimi alıyor ve keyfime bakıyorum. O hayat gemisinin ne kadar kıymetli olduğunu ve ne kadar güzel faydalar verdiğini ve gemi sahibi olan Senin ne kadar Kerim ve Rahim olduğunu düşünüyor, mutlulukla şükrediyorum. Anlıyorum ki vazifemi istikametle yaptığım vakit, o geminin verdiği bütün neticeler benim amel defterime geçer, bana baki bir hayatı temin eder, ebedi olarak hayatlandırır.

Seni seviyorum Allah’ım.. Çünkü ölümü veren sensin.. Ölüm sendendir.. Başı boş bir hadise değildir. Yani, sen bizi hayat vazifesinden terhis ersin, fani dünyadan yerimizi değiştirirsin. Hizmet külfetinden azad edersin. Yani fani geçici hayattan baki hayata alırsın. Seni seviyorum çünkü ölüm idam değil, hiçlik değil, yokluk değil, sönmek değil, ebedi ayrılık değil, tesadüf değil, sahipsiz bir yok oluş değil. Ölüm hikmeti sonsuz, rahmeti sonsuz tarafından bir terhistir, bir mekan değişikliğidir. Sonsuz mutluluk diyarına, asli vatana bir sevkıyattır. Sevdiklerinin ve sevdiklerimizin yüzde doksan dokuzunun bulunduğu berzah alemine bir kavuşma kapısıdır..

Seni seviyorum Allah’ım... Çünkü bütün kainatın mevcudatında görünen ve muhabbet vesilesi olan kemal, güzellik ve ihsanın hadsiz bir derece üstünde bir cemal(güzellik), kemal(mükemmellik), ihsan(ihsanda bulunma) ın sahibi sensin.. Ve bütün sevilenlere, sevgililere bedel Senin cemalinin bir cilvesi kafi gelir. Sevdiklerimizin yok olup gitmelerine bedel senin yokluktan münezzeh olman, kusurdan Müberra olman; sevgililerimizin ayrılığının kalp ve ruhumuzda açtığı yaraları tedavi ediyor. Madem sen varsın ve bakisin, başkaları ne olursa merak çekmeyiz. Çünkü gerçek Cemal, Kemal ve İhsan sahibi ve dolayısıyla gerçek muhabbete layık sensin. Başkaları senin Cemalinin, Kemalinin ve İhsanının gölgelerinden ibarettir.Onlar bir nevi aynadırlar.. Aynada görünen de sensin, aynadaki Cemale, Kemale ve İhsana muhabbet de sanadır. Aynanın değişmesi senin cemalinin şaşaasını tazeleştirir. Güzelleştirir. Madem sen varsın, öyleyse her şey var.

Seni seviyorum Allah’ım.. Çünkü her hayır ve iyilik ancak senin elindedir. Çünkü sen Alimsin. Her şeyi bilensin.. Senin ilmin her şeyi kuşatmıştır.. Benim gizli açık bütün amelim katında yazılıdır. Her yaptığımız iyilik senin defterine geçer. Her işlediğimiz salih amel, iyi iş senin defterine kaydedilir. Hayatımın neticelerinin kaydedilmiş olmasından dolayı sana hadsiz teşekkür ederim..

Seni seviyorum Allah’ım.. Çünkü sen Kadirsin.. Hiçbir şey sana ağır gelmez.. Bir baharı yaratman bir çiçek kadar kolaydır. Cenneti yaratmak, bir bahar kadar sana rahattır. Senin her günde, her sende, her asırda yeniden yeniye icad ettiğin hadsiz sanat eserlerin; senin sonsuz kudretine sonsuz dillerde şahitlik yaparlar. Kudretinde hiçbir cihetle noksaniyet yoktur.Benim bu küçük bahçemi yarattığın gibi, cenneti dahi benim için yaratabilir ve yaratmışsın ve bize mukaddes kitaplarında vaad etmişsin. Vaad ettiğin için mutlaka yaratacaksın. Çünkü vaadini yerine getirmemek ya aczden yada cehlden (bilmemekten) dir. Kainatı emrine amade eden kudretin aczden münezzeh olduğu gibi her şeydeki muhteşem hikmetin kaynağı olan ilmin cehlden müberradır.. Yani bilerek vaad ediyorsun, sonsuz kudretinle de yaratıyorsun..

Seni seviyorum Allah’ım.. Çünkü dönüş sanadır. Bu fani dünyada yokluğa, karanlığa, unutulmaya, çürümeye, dağılmaya değil; bekaya, baki bir vücut bulmaya, ışık yurduna, Sahip ve Malikimizin tarafına gidiyoruz. Ayrılığa değil kavuşmaya gidiyoruz.. Seni seviyorum Allah’ım.. Çünkü beni daire-i huzuruna alıyorsun.. Doğrudan doğruya seni, yani Yaratıcımı, Mabudumu, Rabbimi, Seyidimi, Malikimi bileceğim…Sana kavuşacağım. Huzuruna ereceğim..