Konu: 23. Söz 5. Noktadan Birkaç Soru

Selamun Aleykum;

23.Söz 5.noktada geçen, kainatın dualarını dualarımıza katmak ,abd-ı külli ve vekil-i umumi tabirlerini nasıl anlamalıyız.

Allah c.c. razı olsun

alaikom salam,

vallaha ben risaleyi hakk?nda pek birşey bilmem.ama arapça kökenlerine bakd?ğ?m?zda "külli kulluk" yani kendini tüm varl?ğ?nda allah?n esiri görmek olabilir.vekil-i umumi ise kelime kokeni bak?m?ndan sanki "geneli temsil eden şey" olabilir.vallaha sana yard?m? olur mu bilmem.arapça lugat kar?şt?rman gerek san?r?m.belki teşbih de yapm?ş olabilir.eğer teşbih yapm?şsa,ilim adam? olmadan veya dil bilimci olmadan anlayamazs?n zaten.

http://www.risaleforum.com/vb/showthread.php?t=13383

Bu konu ubudiyet-i külliye başl?ğ? alt?nda daha önce aç?ld?.Bu linke bak?n.

kainat?n dualar?n? dualar?m?za katmak meselesini aç?klarsan?z çoksevinirim

“Rububiyet-i amme ubudiyet-i külliye ister.” Cümlesini bütün varl?k alemi için de kendi nefsimiz itibariyle de düşebiliriz. Kainatta her varl?k nas?l bir terbiyeden geçmişse ve bu terbiyeye ne gibi bir görev terettüp ediyorsa bunu eksiksiz olarak yerine getirir. Güneşin ?ş?k vermesinden, ar?n?n bal vermesine meyve ağac?n?n meyve vermesine kadar bu gerçeğin say?s?z delilleri vard?r. Allah Rabbü’l- alemîn’dir ve Onun rububiyet-i külliyesine karş? bütün alemler de bir ubudiyet-i külliye içindedirler.

Kainat?n bir küçük misali olan insan?n da hem bedeninde hem ruhunda farkl? terbiyeler icra edilmiştir. Haf?zan?n terbiyesi başka, akl?n, hayalin terbiyeleri daha başkad?r. Bedende de her organ ayr? bir terbiyeden geçmiş ve görevini en güzel şekilde yapacak hale sokulmuştur. Bunu idrak eden, insan bütün bu duygular?n? ve organlar?n? yarat?l?ş gayelerinde kullanmakla külli bir ubudiyet yapar.

Rububiyet'in ubudiyeti gerektirmesinin say?s?z örnekleri vard?r.
Baban?n evlad? terbiyesi , öğretmenin talebeyi terbiye etmesi, mürşidin müridini manen terbiye etmesi, ustan?n ç?rağ?n? terbiye etmesi hep itaati netice verirler.

Aynen öyle de, Allah’?n kainat? yoktan yarat?p kemal noktas?na kadar terbiyesi de kulluk ve ubudiyeti icab ettirir.

?şin f?tri olan şekli budur. Yani ubudiyet rububiyete karş? f?tri bir mukabeledir.
ilm-i Heyet

sevimer kardeş bir önceki mesaj?mda link verdim oradaki yaz?lar? okuyunuz.Tafsilatl? olarak aç?klan?yor.

Esselamu Aleykum...

Dikkat ederseniz abd-ı külli ve ubudiyet-i külliye iki farklı terim...

Her varlık, yaratılışına terettüp eden görevleri yerine getirmek suretiyle Allah’a ibadetini takdim eder. Fakat bu takdim, cüz’idir ve hususidir. Yani, sadece o ferde mahsustur. İnsan ise, Cenab-ı Hakk’a ibadet ederken, hem kendi ibadetini, hem de bütün kainatın ibadetini takdim edebilir. O zaman abd-i küllî mertebesini elde eder. Mesela, Hz. Peygamber (a.s.m.) miracda bütün mahlukatın ibadetini Cenab-ı Hakk’a arzetmiştir. Her müminin namazı, onun bir nevi miracı olduğundan, her mümin namazda “iyyake nabudü” (yalnızca sana ibadet ederiz) veya “ettahiyyatu lillahi” derken derecesine göre aynı sırra mazhar olabilir. Böylece, onun ibadeti, cüz’iyetten çıkar, külliyet kesbeder.

benim sorum kul ibadet ederken yada dua ederken,kendi ibadetine ve dualarına bütün kainatın ibadetini ve dualarını nasıl katar,nasıl Rabbine takdim eder idi??yani sadece (iyyake nabudü ve Ettahiyatü lillah)demek yeterlimi,,başka şekli var mı?
(bahsi geçen ifadeler 23.sözün 5.noktasının son paragrafının son cümlelerinde geçiyor okuyup cevap verirseniz çok müteşşekkir olurum.)
Şahsi fikirlerden ziyade,Risale-i Nur'dan ve sağlam kaynaklardan cevaplarınızı bekliyorum ,,

Allah Razı olsun ...
Vesselam,..

Sevimer Nickli Üyeden Alıntı

Esselamu Aleykum...

benim sorum kul ibadet ederken yada dua ederken,kendi ibadetine ve dualarına bütün kainatın ibadetini ve dualarını nasıl katar,nasıl Rabbine takdim eder idi??yani sadece (iyyake nabudü ve Ettahiyatü lillah)demek yeterlimi,,başka şekli var mı?
(bahsi geçen ifadeler 23.sözün 5.noktasının son paragrafının son cümlelerinde geçiyor okuyup cevap verirseniz çok müteşşekkir olurum.)
Şahsi fikirlerden ziyade,Risale-i Nur'dan ve sağlam kaynaklardan cevaplarınızı bekliyorum ,,

Allah Razı olsun ...
Vesselam,..

aleykumselam

• ... Rubûbiyetin saltanatı, nasıl ki ubûdiyeti ve itaati ister; Rubûbiyetin kudsiyeti, pâklığı dahi ister ki, abd, kendi kusurunu görüp istiğfar ile ve Rabbini bütün nekâisten pâk ve müberrâ ve ehl-i dalâletin efkâr-ı bâtılasından münezzeh ve muallâ ve kâinatın bütün kusurâtından mukaddes ve muarrâ olduğunu tesbih ile, "SübhanAllah" -1- ile ilân etsin.

• Hem de, Rubûbiyetin kemâl-i kudreti dahi ister ki, abd, kendi zaafını ve mahlûkatın aczini görmekle, kudret-i Samedâniyenin azamet-i âsârına karşı istihsan ve hayret içinde " Allahu Ekber" deyip, huzû ile rükûa gidip, Ona ilticâ ve tevekkül etsin.

Hem, Rubûbiyetin nihayetsiz hazîne-i rahmeti de ister ki, abd, kendi ihtiyacını ve bütün mahlûkatın fakr ve ihtiyacâtını suâl ve duâ lisâniyle izhâr ve Rabbinin ihsan ve in'âmâtını şükür ve senâ ile ve "Elhamdulillah" -3- ile ilân etsin.

9. söz
------------------------------------------

ubudiyet : insanın aczini fakrını zaafını dergah-ı ilahiye taktim etmektir , çekirdek lisan-ı acz ile besmele der aczini ilen eder sonra meyvedar bir ağaca dönüşmekle hal dili ile elhamdülillah der tüm bunlar onun ubudiyetidir ki neticeyi Halıkından görür şükreder işte insanın bunu müşahede etmekle kendi aczi ile beraber o çekirdeğin aczinide görüp dergah-ı ilahiyeye sunması onun ubudiyetini kendi ubudiyeti içine katmasıdır ve insan kendine edilen ikramlar ile o ağaca takılan ikramları tefekkür edip şükretmesi yine ubudiyet-i külliyeye girer.

Aslında kardeşin verdiği linkte sizin sorularınız Risale-i Nur ' dan alıntılarla cevaplanmış tekrar dikkat ile bakabilirsiniz.

Sevimer Nickli Üyeden Alıntı

Selamun Aleykum;

23.Söz 5.noktada geçen, kainatın dualarını dualarımıza katmak ,abd-ı külli ve vekil-i umumi tabirlerini nasıl anlamalıyız.

Allah c.c. razı olsun

Meselâ: Nasılki bir adam beş kuruş kıymetinde bir hediye ile, bir padişahın huzuruna girer ve görür ki, herbiri milyonlara değer hediyeler, makbul adamlardan gelmiş, orada dizilmiş. Onun kalbine gelir: "Benim hediyem hiçtir, ne yapayım?" Birden der: "Ey seyyidim! Bütün şu kıymetdar hediyeleri kendi namıma sana takdim ediyorum. Çünki sen onlara lâyıksın. Eğer benim iktidarım olsaydı, bunların bir mislini sana hediye ederdim." İşte hiç ihtiyacı olmayan ve raiyetinin derece-i sadakat ve hürmetlerine alâmet olarak hediyelerini kabul eden o padişah, o bîçarenin o büyük ve küllî niyetini ve arzusunu ve o güzel ve yüksek itikad liyakatını, en büyük bir hediye gibi kabul eder. Aynen öyle de: Âciz bir abd, namazında "Ettahiyyatü lillah" der. Yani: Bütün mahlukatın hayatlarıyla sana takdim ettikleri hediye-i ubudiyetlerini, ben kendi hesabıma, umumunu sana takdim ediyorum. Eğer elimden gelseydi, onlar kadar tahiyyeler sana takdim edecektim. Hem sen onlara, hem daha fazlasına lâyıksın. İşte şu niyet ve itikad, pek geniş bir şükr-ü küllîdir. Nebatatın tohumları ve çekirdekleri, onların niyetleridir.

(Sözler'den)

Ozaman''Niyetimizi'' sağlam tutmam?z gerekiyor abd-i külliye ulaşabilmek için..Namaz?n mahiyetini bilmek,okunan surelerin manalar?n? idrak etmek,Etteh?yyatu''deki s?rlar? bilmek bize abd-? külli için birrer anahtar olacakt?r.
Üstteki sözlerdeki eklenti akl?ma gelmişti,sizin sorunuza benzer de sözler isimli eserde soru var ve ustadda üstteki eklentiyle cevap vermiş.

o tabirler insan?n manevi mertebede ulaşacağ? en son basamak olduğu için..

o mertebeye geldiğimizde daha iyi anlar?z..fakat herkes o mertebeye gelemez..

mesela:üstad evrad okurken sesli..okuduğu yerdeki ağaçlar?n hayvanlar?n ve evin ona kat?lmas?..

davud as m?n zikir etmesiyle dağlar?n taşlar?n ğaçlar?n hayvanlar?n birlikte o zikre kat?lmas?..

umumi vekil...her eşyan?n nam?na onlar?n tesbihlerini ve zikirlerini dergahi ilahiye sunmak..şahis olmak zikirlerine..

kulun bütün eşyan?n kulluklar?n? hissederek ..kulluğunu icra etmesi ise abdi külldir