Sebeb-i kusur(KURANI ANLAMAYAN İÇİN KUSUR SEBEBİ) tevehhüm edilen (VARSAYILAN)tekrarâtındaki lem'a-i i'câza (MUCİZE DAMLASINA)bak ki; Kur'ân, hem bir kitâb-ı zikir(ZİKİR KİTABI), hem bir kitâb-ı duâ(DUA KİTABI), hem bir kitâb-ı dâvet (DOĞRUYA DAVET KİTABI)olduğundan, içinde tekrar müstahsendir(GÜZELDİR,BEĞENİLENDİR), belki elzemdir(TEKRAR ÇOK LAZIMDIR) ve eblağdır(BELİĞDİR,), ehl-i kusurun(KUSUR OLARAK DÜŞÜNENİN) zannı(ANLADIĞI) gibi değil. Zîrâ, zikrin şe'ni(GEREĞİ), tekrar ile tenvirdir(NURLANMAKTIR); duânın şe'ni(GEREĞİ), terdad(TEKRAR) ile takrirdir(AĞIZDAN OKUMAKTIR); emir ve dâvetin şe'ni(GEREĞİ), tekrar ile te'kiddir(MANASINI KUVVETLENDİRMEKTİR). Hem, herkes her vakit bütün Kur'ân'ı okumaya muktedir(GÜÇ YETİREMEZ) olamaz, fakat bir sûreye gâliben muktedir(GÜÇ YETİREBİLİR,OKUYABİLİR) olur. Onun için, en mühim makâsıd-ı Kur'âniye(KURANIN EN KIYMETLİ MAKSADLARI OLAN;TEVHİD,NÜBÜVVET,HAŞİR,İBADET VE ADALET) ekser uzun sûrelerde derc edilerek(YERLEŞTİRİLEREK), herbir sûre bir küçük Kur'ân hükmüne geçmiş. Demek, hiç kimseyi mahrum etmemek için tevhid ve haşir ve kıssa-i Mûsâ gibi bâzı maksadlar tekrar edilmiş. Hem, cismânî(BEDENİ) ihtiyaç gibi, mânevî hâcât(İHTİYAÇ) dahi muhteliftir. Bâzısına insan her nefes muhtaç olur: cisme hava, ruha Hû gibi. Bâzısına her saat: Bismillâh gibi ve hâkezâ. Demek, tekrar-ı âyet(AYETİN TEKRARI), tekerrür-ü ihtiyaçtan (İHTİYACIN TEKRARINDAN)ileri gelmiş ve o ihtiyaca işaret ederek, uyandırıp teşvik etmek, hem iştiyâkı ve iştihâyı tahrik etmek (HAREKETE GEÇİRMEK)için tekrar eder.