Konu: Risale-i Nur Dünya İşlerine Alet Olamaz!

Azîz, s?ddîk kardeşlerim,
Risale-i Nur dünya işlerine alet olamaz, dünya işlerinde siper edilmez. Çünkü, ehemmiyetli bir ibadet-i tefekküriye olduğu cihetle, dünyevî maksatlar kasten ondan istenilmez. ?stenilse, ihlas k?r?l?r; o ehemmiyetli ibadet şekli değişir. Baz? çocuklar gibi; döğüştükleri vakit Kur’an’? siper eder, baş?na gelen darbe Kur’an’a geldiği gibi; Risale-i Nur, böyle muannid has?mlara karş? siper istimal edilmemeli.

Evet, Risale-i Nur’a ilişenler, tokat yerler; yüzer vukuat şahittir. Fakat, Risale-i Nur, tokatlarda istimal edilmez ve niyet ve kast ile tokatlar gelmez. Çünkü, s?rr-? ihlas ve s?rr-? ubûdiyete münafìdir. Bizler, bizlere zulmedenleri, bizi himaye eden ve Risale-i Nur’da istihdam eden Rabbimize havale ediyoruz...

Evet dünyaya ait harika neticeler, baz? evrad-? mühimme gibi, Risale-i Nur’da çokça terettüb ediyor. Fakat, onlar istenilmez, belki verilir; illet olamaz, bir faide olabilir. Eğer istemekle olsa, illet olur, ihlas? k?rar; o ibadeti k?smen ibtal eder.

Buradan anlamam?z gereken nedir?Risale-i nurlar? dünya işlerine siper etmek nas?l olur?

K?ymettar arkadaş?m Risaleinurlara karş? muaraza edenler her daim tokatlar yemişler ama Risale-i nur talebeleri garazkarlara karş? tokat olarak bilhassa kendilerine yap?lan şahsi hatalara karş? maddi ve manevi olarak risaleleri bir silah olarak kullanamaz birde kişi bu hizmeti Allah ad?na yapmal? belirli makamlara gelmek ve öğrendiği ilim ve işlediği amellerle insanlara hava atmamal? ben biliyorum edas?yla hareket etmemeliler k?s?r anlay?ş?mla böyle anlad?m ama ağabeylerden ablalardan gelecek cevaplarda as?l tatmin edici cevab? alacağ?z inşallah

güzel karatoprak abi..

karatoprak1975 Nickli Üyeden Alıntı

Kıymettar arkadaşım Risaleinurlara karşı muaraza edenler her daim tokatlar yemişler ama Risale-i nur talebeleri garazkarlara karşı tokat olarak bilhassa kendilerine yapılan şahsi hatalara karşı maddi ve manevi olarak risaleleri bir silah olarak kullanamaz birde kişi bu hizmeti Allah adına yapmalı belirli makamlara gelmek ve öğrendiği ilim ve işlediği amellerle insanlara hava atmamalı ben biliyorum edasıyla hareket etmemeliler kısır anlayışımla böyle anladım ama ağabeylerden ablalardan gelecek cevaplarda asıl tatmin edici cevabı alacağız inşallah

evet karatoprak abi allah razı olsun.Ben de sizin gibi düşünmüştüm ayrıca aklıma gelen başka şeylerde vardı.Dünyevi maksatlar diyince benim aklıma maddi manevi herşey geliyor doğrumu.

bikes kardeş, karatoprak abi önemli bir yönünü ifade etmiş, bu yöne artı olarak dünyevi dediğimizde akla gelen bir de şu kısım var:

İkincisi: Bugünlerde benim yanıma müteaddit ayrı ayrı zatlar geldiler. Ben onları ahiret için zannettim. Halbuki ya ticaret veya işlerinde bir kesat ve muvaffakiyetsizlik olduğundan, bize ve Risale-i Nur'a, muvaffakiyet için ve zarardan kurtulmak niyetiyle müracaat edip, dua ve istişare istediklerini anladım.
"Ben, bunlara ne edeyim ve ne diyeyim?" diye tahattur ettim. Birden ihtar edildi: "Ne sen divane ol ve ne de onları divanelikte bırakıp divanece konuşma. Çünkü yılanlar zehirine karşı tiryak tedarikiyle ve onları kaçırmasıyla meşgul ve vazifedar birtek adam, yılanlar içinde duran ve sineklerin ısırmasına maruz olan ve sinekleri kaçırmak için çok yardımcıları bulunan diğer bir adama, yılanların ısırmasını bırakıp, ona, sinekler ısırmamasına yardım için koşan divanedir ve onu çağıran dahi divanedir. O sohbet dahi divanece bir konuşmaktır."

Evet, hadsiz hayat-ı uhreviyeye nispeten muvakkat ve fâni kısacık hayat-ı dünyeviyenin zararları, sineklerin ısırması gibidir. Hayat-ı ebediyenin zararları, ona nispeten yılanların ısırmasıdır.

elff Nickli Üyeden Alıntı

kardeş, karatoprak abi önemli bir yönünü ifade etmiş, bu yöne artı olarak dünyevi dediğimizde akla gelen bir de şu kısım var:

İkincisi: Bugünlerde benim yanıma müteaddit ayrı ayrı zatlar geldiler. Ben onları ahiret için zannettim. Halbuki ya ticaret veya işlerinde bir kesat ve muvaffakiyetsizlik olduğundan, bize ve Risale-i Nur'a, muvaffakiyet için ve zarardan kurtulmak niyetiyle müracaat edip, dua ve istişare istediklerini anladım.
"Ben, bunlara ne edeyim ve ne diyeyim?" diye tahattur ettim. Birden ihtar edildi: "Ne sen divane ol ve ne de onları divanelikte bırakıp divanece konuşma. Çünkü yılanlar zehirine karşı tiryak tedarikiyle ve onları kaçırmasıyla meşgul ve vazifedar birtek adam, yılanlar içinde duran ve sineklerin ısırmasına maruz olan ve sinekleri kaçırmak için çok yardımcıları bulunan diğer bir adama, yılanların ısırmasını bırakıp, ona, sinekler ısırmamasına yardım için koşan divanedir ve onu çağıran dahi divanedir. O sohbet dahi divanece bir konuşmaktır."

Evet, hadsiz hayat-ı uhreviyeye nispeten muvakkat ve fâni kısacık hayat-ı dünyeviyenin zararları, sineklerin ısırması gibidir. Hayat-ı ebediyenin zararları, ona nispeten yılanların ısırmasıdır.

Allah razı olsun çok istifade ettim..

Risalei nur okuyay?m..işlerim iyi gitsin..Ticarette

kar?m çok olsun..zarardan ,beladan kurtulay?m..evimiz müsibetten kurtulsun..iman?m? kurtaray?m..cehennemden kurtulay?m diye okunmamal?d?r..ubudiyetin ruhu olan ihlas kaçar...

risalei nur okuyorsun diye sana ilişene bak tokat yersin..diyemezsin...

Dünyevi cihetide şöyle anlaş?labilir ; Hem Kitab?n? oku hem esbaba yap?ş. Risale okuyorum diye bana kimse ilişmez, baş?m hep rahat olur işlerim iyi gider deyip, onu dünya meşgalelerine siper edip ihlas?n? zedeleme. Sonra musibete mübtela olursan da Nurlara küsme demektir.

yunusum Nickli Üyeden Alıntı

güzel karatoprak abi..

yorumda eğer bir güzellik görmüşseniz Kur'an'ı Kerim'in ayna eseri olan Risaleler
ve onun yansımaları olan Ağabeylerin ve Ablalarındır isabet etmişsem sizden öğrendiklerimdi üstelik gelen yeni cevaplar konunun düşünce dünyamda oturmasına yardımcı oldu Allah hepinizden razı olsun

;143374 Nickli Üyeden Alıntı

Azîz, sıddîk kardeşlerim,
Risale-i Nur dünya işlerine alet olamaz, dünya işlerinde siper edilmez.
Buradan anlamamız gereken nedir?Risale-i nurları dünya işlerine siper etmek nasıl olur?

Risale-i Nur şakirtleri, hizmet-i Nuriyeyi velayet makamına tercih eder; keşif ve kerâmâtı aramaz ve ahiret meyvelerini dünyada koparmaya çalışmaz ve vazife-i İlahiye olan muvaffakiyet ve halka kabul ettirmek ve revaç vermek ve galebe ettirmek ve müstahak oldukları şan ve şeref ve ezvak ve inayetlere mazhar etmek gibi, kendi vazifelerinin haricinde bulunan şeylere karışmaz ve harekâtını onlara bina etmezler. Hâlisen, muhlisen çalışırlar, "Vazifemiz hizmettir, o yeter" derler.