+ Konu Cevaplama Paneli
3. Sayfa - Toplam 5 Sayfa var BirinciBirinci 1 2 3 4 5 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 21 ile 30 ve 43

Konu: Risale-i Nur Dünya İşlerine Alet Olamaz!

  1. #21
    Ehil Üye nâme-i nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Mesajlar
    1.460

    Standart

    nâme-i nur´isimli üyeden Alıntı
    ''önemli ama önemsenmiyor'' ifadesi size ait...

    Alıntı 145071 Nickli Üyeden Alıntı
    evet bana ait ben sadece sordum yanlış anlamış olabilirim.ne de olsa sizler kadar ehil değilim...kusura bakmayın...
    burada böyle denmemiş demek istedim... yani ''yanlış anlamışsınız'' demek için demedim... o kadar ifadede bu dikkatinizi çekmiş..

    sizler gibi ehil değilim ne demek... işte buna kızarım... kusura da bakarım
    Konu BiKeS_ tarafından (18.12.09 Saat 17:27 ) değiştirilmiştir.


  2. #22
    Ehil Üye BiKeS_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    2.770

    Standart

    Alıntı nâme-i nur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    nâme-i nur´isimli üyeden Alıntı




    burada böyle denmemiş demek istedim... yani ''yanlış anlamışsınız'' demek için demedim... o kadar ifadede bu dikkatinizi çekmiş..
    yok yalnızca burası dikkatimi çekmedi.Anladım ben ne demek istediğinizi yani siyasetle ilgili olna kısmını.
    Allah razı olsun..

    Yâ Rab, garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvânem, alîlem, âcizem, ihtiyarem,


    Bî-ihtiyarem, el-aman-gûyem, afv-cûyem, meded-hâhem, zidergâhet İlâhî!




  3. #23
    Ehil Üye nâme-i nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Mesajlar
    1.460

    Standart

    Bugünlerde benim yanıma müteaddit ayrı ayrı zatlar geldiler. Ben onları ahiret için zannettim. Halbuki ya ticaret veya işlerinde bir kesat ve muvaffakiyetsizlik olduğundan, bize ve Risale-i Nur'a, muvaffakiyet için ve zarardan kurtulmak niyetiyle müracaat edip, dua ve istişare istediklerini anladım.
    "Ben, bunlara ne edeyim ve ne diyeyim?" diye tahattur ettim. Birden ihtar edildi:
    "Ne sen divane ol ve ne de onları divanelikte bırakıp divanece konuşma. Çünkü yılanlar zehirine karşı tiryak tedarikiyle ve onları kaçırmasıyla meşgul ve vazifedar birtek adam, yılanlar içinde duran ve sineklerin ısırmasına maruz olan ve sinekleri kaçırmak için çok yardımcıları bulunan diğer bir adama, yılanların ısırmasını bırakıp, ona, sinekler ısırmamasına yardım için koşan divanedir ve onu çağıran dahi divanedir. O sohbet dahi divanece bir konuşmaktır."
    (Kastamonu L.)

  4. #24
    Dost elmnightmare - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Mesajlar
    36

    Standart

    2. Mektubu okuyun...
    Bediüzzaman neden hediye almad?ğ?n? apaç?k beyan etmiştir..
    Hediye almamas?n?n sebeplerş aras?nda diyor ki ehli delalet bizi dini ticarete alet etmekle suçluyorlar diyor..."Sizden hiç bir ücret istemeyenlere uyun Yasin 21" ayeti bu hakikati hayk?r?yor...
    Yani diyor ki:Kim ücret isterse o yanl?ş yoldad?r...
    VAr?n günümüzde para toplama geceleri düzenleyenlerin durumunu hem Bediüzzaman'dan hem de YAsin Suresi21. ayetten öğrenin...

  5. #25
    Ehil Üye BiKeS_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    2.770

    Standart

    Alıntı elmnightmare Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    VArın günümüzde para toplama geceleri düzenleyenlerin durumunu hem Bediüzzaman'dan hem de YAsin Suresi21. ayetten öğrenin...
    para toplama geceleri mı ben ilk defa duyuyorum bunu?

    Yâ Rab, garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvânem, alîlem, âcizem, ihtiyarem,


    Bî-ihtiyarem, el-aman-gûyem, afv-cûyem, meded-hâhem, zidergâhet İlâhî!




  6. #26
    Ehil Üye nâme-i nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Mesajlar
    1.460

    Standart

    kardeşim ALLAH raz? olsun çok güzel bir risaleyi ihtar ettiniz...

    fakat bizler bu risaleleri; kim nurlar?n neresinde diye cemaat veya kişileri tayin edelim diye okumuyoruz...

    kişileri ve cemaatleri nurla mehenge vural?m şeklinde bir gayemiz olmamal? değil mi..

    hem kendi nefsimiz dururken onu b?rak?p başkalar? mehenge vurmak.......

    sizin gibi güzel kardeşlerimize yak?şan? yapal?m inşaALLAH..

  7. #27
    Dost elmnightmare - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Mesajlar
    36

    Standart

    Alıntı 145398 Nickli Üyeden Alıntı
    para toplama geceleri mı ben ilk defa duyuyorum bunu?
    Adı himmet gecesidir...Bilenlere sorabilirsiniz..
    Konu BiKeS_ tarafından (18.12.09 Saat 17:27 ) değiştirilmiştir.

  8. #28
    Dost elmnightmare - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Mesajlar
    36

    Standart

    Alıntı nâme-i nur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    kardeşim ALLAH razı olsun çok güzel bir risaleyi ihtar ettiniz...

    fakat bizler bu risaleleri; kim nurların neresinde diye cemaat veya kişileri tayin edelim diye okumuyoruz...

    kişileri ve cemaatleri nurla mehenge vuralım şeklinde bir gayemiz olmamalı değil mi..

    hem kendi nefsimiz dururken onu bırakıp başkaları mehenge vurmak.......

    sizin gibi güzel kardeşlerimize yakışanı yapalım inşaALLAH..
    Evet kardeşim güzel söylüyorsunuz ama bazı yanlışlıklar da varsa düzeltilmeli...Çünkü bunlar itikadi mevzular...Bakın bizi laikler ne ile suçlamakta iki şeyle...
    Birincisi dini ticarete alet etmekle
    İkincisi siyasete alet etmekle...
    Bediüzzaman bunların ikisinden de men etti..Meşreb farklı olabilir..Buna hiç bir sözümüz olamaz..Ama meşrebin yaptığı yanlışlara da gönlümüz rahat olamaz...
    Bediüzzaman binlerin imanı tehlike de kendimi düşünecek halim yok demektedir.
    Muhyiddin-i Arabî ise emr-i bil maruf nehyi aniil münker ayetini açıklarken hak ve hakikatı söylemek öncedir.Kendimiz yapamıyorsak dahi onu söylemeliyiz...
    Akaid kitaplarına bakarsanız da HAKİKATı söyleyen birine sen fitne çıkarıyorsun demek küfürdür derler...Biz bu meşrebteyiz...KArdeşim günahkar olabilir ben de olabilirim ama ne olursa olsun hakk'ı söylemeliyiz...

  9. #29
    Ehil Üye BiKeS_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    2.770

    Standart

    Evet, Risâle-i Nur'un vazifesi ise, hayat-ı ebediyeyi mahveden ve hayat-ı dünyeviyeyi de dehşetli bir zehire çeviren küfr-ü mutlaka karşı îmânî olan hakîkatlerle, gayet katî en mütemerrid zındık feylesofları dahi îmâna getiren kuvvetli bürhanlarla Kur'ân'a hizmet etmektir. Onun için, Risâle-i Nur'u hiçbir şeye âlet edemeyiz.

    Yâ Rab, garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvânem, alîlem, âcizem, ihtiyarem,


    Bî-ihtiyarem, el-aman-gûyem, afv-cûyem, meded-hâhem, zidergâhet İlâhî!




  10. #30
    Ehil Üye nurhanali - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    3.463

    Standart

    [Üstadımızın çok evvel yazmış olduğu zîrdeki mektubu, şahsî nüfuz temin ve dini siyasete âlet etmek ithamlarına tam bir cevap olduğundan, kararnameye ilhak edilmiştir:]
    Konuşan yalnız hakikattir
    Risale-i Nur'da ispat edilmiştir ki, bazen zulüm içinde adalet tecellî eder. Yani, insan bir sebeple bir haksızlığa, bir zulme mâruz kalır, başına bir felâket gelir, hapse de mahkûm olur, zindana da atılır. Bu sebep haksız olur. Bu hüküm bir zulüm olur. Fakat bu vâkıa adaletin tecellîsine bir vesile olur. Kader-i İlâhî başka bir sebepten dolayı cezaya, mahkûmiyete istihkak kesb etmiş olan o kimseyi bu defa bir zâlim eliyle cezaya çarptırır, felâkete düşürür. Bu, adalet-i İlâhînin bir nevi tecellîsidir.
    Ben şimdi düşünüyorum. Yirmi sekiz senedir vilâyet vilâyet, kasaba kasaba dolaştırılıyorum. Mahkemeden mahkemeye sürükleniyorum. Bana bu zâlimane işkenceleri yapanların bana atfettikleri suç nedir? Dini siyasete âlet yapmak mı? Fakat bunu niçin tahakkuk ettiremiyorlar? Çünkü hakikat-i halde böyle birşey yoktur.
    Bir mahkeme aylarca, senelerce suç bulup da beni mahkûm etmeye uğraşıyor. O bırakıyor; diğer bir mahkeme aynı meseleden dolayı beni tekrar muhakeme altına alıyor. Bir müddet de o uğraşıyor, beni tazyik ediyor, türlü türlü işkencelere mâruz kılıyor. O da netice elde edemiyor, bırakıyor. Bu defa bir üçüncüsü yakama yapışıyor. Böylece musibetten musibete, felâketten felâkete sürüklenip gidiyorum. Yirmi sekiz sene ömrüm böyle geçti. Bana isnad ettikleri suçun aslı ve esası olmadığını nihayet kendileri de anladılar.
    Onlar bu ithamı kasten mi yaptılar, yoksa bir vehme mi kapıldılar? İster kasıt olsun, ister vehim olsun, ben böyle bir suçla münasebet ve alâkam olmadığını kemâl-i kat'iyetle yakinen ve vicdanen biliyorum. Dini siyasete âlet edecek bir adam olmadığımı bütün insaf dünyası da biliyor. Hattâ beni bu suçla itham edenler de biliyorlar. O halde neden bana bu zulmü yapmakta ısrar edip durdular? Neden ben suçsuz ve mâsum olduğum halde böyle devamlı bir zulme, muannid bir işkenceye mâruz kaldım? Neden bu musibetlerden kurtulamadım? Bu ahval adalet-i İlâhiyeye muhalif düşmez mi?
    Bir çeyrek asırdır bu suallerin cevaplarını bulamıyordum.
    Bana zulüm ve işkence yaptıklarının hakikî sebebini şimdi anladım.

    Ben kemâl-i teessürle söylüyorum ki, benim suçum, hizmet-i Kur'âniyemi maddî ve mânevî terakkiyatıma, kemâlâtıma âlet yapmakmış.
    Şimdi bunu anlıyorum, hissediyorum, Allah'a binlerle şükrediyorum ki, uzun seneler ihtiyarım haricinde olarak hizmet-i imaniyemi maddî ve mânevî kemalât ve terakkiyatıma ve azaptan ve Cehennemden kurtulmama ve hattâ saadet-i ebediyeme vesile yapmaklığıma, yahut herhangi bir maksada âlet yapmaklığıma mânevî gayet kuvvetli mânialar beni men ediyordu.
    Bu derunî hisler ve ilhamlar beni hayretler içinde bırakıyordu. Herkesin hoşlandığı mânevî makamatı ve uhrevî saadetleri a'mâl-i saliha ile kazanmak ve bu yola müteveccih olmak hem meşru hakkı olduğu, hem de hiç kimseye hiçbir zararı bulunmadığı halde ben ruhen ve kalben men ediliyordum.
    Rıza-yı İlâhîden başka fıtrî vazife-i ilmiyenin sevkiyle, yalnız ve yalnız imana hizmet hususu bana gösterildi.
    Çünkü
    şimdi bu zamanda hiçbir şeye âlet ve tâbi olmayan ve her gayenin fevkinde olan hakaik-i imaniyeyi fıtrî ubudiyetle, bilmeyenlere ve bilmek ihtiyacında olanlara tesirli bir surette bildirmek; bu keşmekeş dünyasında imanı kurtaracak ve muannidlere kat'î kanaat verecek bir tarzda, yani hiçbir şeye âlet olmayacak bir tarzda, bir Kur'ân dersi vermek lâzımdır ki, küfr-ü mutlakı ve mütemerrid ve inatçı dalâleti kırsın, herkese kat'î kanaat verebilsin. Bu kanaat de bu zamanda, bu şerait dahilinde, dinin hiçbir şahsî, uhrevî ve dünyevî, maddî ve mânevî bir şeye âlet edilmediğini bilmekle husule gelebilir.
    Yoksa komitecilik ve cemiyetçilikten tevellüd eden dehşetli dinsizlik şahsiyet-i mâneviyesine karşı çıkan bir şahıs, en büyük mânevî bir mertebede bulunsa, yine vesveseleri bütün bütün izale edemez. Çünkü imana girmek isteyen muannidin nefsi ve enesi diyebilir ki: "O şahıs, dehâsıyla, harika makamıyla bizi kandırdı." Böyle der ve içinde şüphesi kalır.
    Allah'a binlerce şükürler olsun ki, yirmi sekiz senedir dini siyasete âlet ithamı altında, kader-i İlâhî, ihtiyarım haricinde, dini hiçbir şahsî şeye âlet etmemek için beşerin zâlimâne eliyle mahz-ı adalet olarak beni tokatlıyor, ikaz ediyor; "Sakın" diyor, "iman hakikatini kendi şahsına âlet yapma-tâ ki, imana muhtaç olanlar anlasınlar ki, yalnız hakikat konuşuyor. Nefsin evhamı, şeytanın desiseleri kalmasın, sussun."
    İşte, Nur Risalelerinin büyük denizlerin büyük dalgaları gibi gönüller üzerinde husule getirdiği heyecanın, kalblerde ve ruhlarda yaptığı tesirin sırrı budur, başka bir şey değildir. Risale-i Nur'un bahsettiği hakikatlerin aynını binlerce âlimler, yüz binlerce kitaplar daha belîğane neşrettikleri halde yine küfr-ü mutlakı durduramıyorlar. Küfr-ü mutlakla mücadelede bu kadar ağır şerait altında Risale-i Nur bir derece muvaffak oluyorsa, bunun sırrı işte budur.
    Said yoktur. Said'in kudret ve ehliyeti de yoktur. Konuşan yalnız hakikattir, hakikat-i imaniyedir.
    Madem ki nur-u hakikat, imana muhtaç gönüllerde tesirini yapıyor; bir Said değil, bin Said fedâ olsun. Yirmi sekiz sene çektiğim ezâ ve cefalar ve mâruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helâl olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ithamlarla mahkûm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlayanlara, hepsine hakkımı helâl ettim.
    Âdil kadere de derim ki:
    Ben senin bu şefkatli tokatlarına müstahak idim. Yoksa herkes gibi gayet meşru ve zararsız olan bir yol tutarak şahsımı düşünseydim,
    maddî-mânevî füyûzât hislerimi feda etmeseydim, İmân hizmetinde bu büyük mânevî kuvveti kaybedecektim.
    Ben maddî ve mânevî herşeyimi feda ettim, her musibete katlandım, her işkenceye sabrettim. Bu sayede hakikat-i imaniye her tarafa yayıldı. Bu sayede Nur mekteb-i irfanının yüz binlerce, belki de milyonlarca talebeleri yetişti.
    Artık bu yolda, hizmet-i imaniyede onlar devam edeceklerdir.
    Ve benim maddî ve mânevî herşeyden ferağat mesleğimden ayrılmayacaklardır. Yalnız ve yalnız Allah rızası için çalışacaklardır.
    Benimle beraber çok talebelerim de türlü türlü musibetlere, ezâ ve cefâlara mâruz kaldılar, ağır imtihanlar geçirdiler. Benim gibi onlar da bütün haksızlıklara ve haksız hareket edenlere karşı bütün haklarını helâl etmelerini isterim. Çünkü onlar bilmeyerek kader-i İlâhînin sırlarına, derin tecellîlerine akıl erdiremeyerek bizim dâvâmıza, hakikat-i imaniyenin inkişafına hizmet ettiler. Bizim vazifemiz onlar için yalnız hidayet temennisinden ibarettir. Bize ezâ ve cefâ edenlere karşı hiçbir talebemin kalbinde zerre kadar intikam emeli beslememesini ve onlara mukabil Risale-i Nur'a sadakat ve sebatla çalışmalarını tavsiye ederim.
    Ben çok hastayım. Ne yazmaya, ne söylemeye tâkatim kalmadı. Belki de bunlar son sözlerim olur. Medresetü'z-Zehranın Risale-i Nur talebeleri bu vasiyetimi unutmasınlar.
    Emirdağ Lâhikası | Konuşan Yalnız Hakikattir | 318
    Risale-i nur bir imtihan kitabıdır.
    Davasına sadık olmayan insanların başarı ihtimali yoktur.



+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Risale-i Nur dünya işlerine âlet olamaz
    By fanidünya... in forum Bediüzzaman'ın Hayatı (Eski, Yeni ve Üçüncü Said Dönemleri)
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 26.03.15, 19:30
  2. İslamın ve Risale-i Nur'un Dünya İşlerine Alet Edilmesi Hakkındaki Görüşleriniz Neler
    By myd38 in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 21
    Son Mesaj: 18.12.09, 03:31
  3. Risâle-i Nur’u Şahsî Menfaatlere ve Manevî Kemâlâtlara Alet Yapmak???
    By MuM in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 69
    Son Mesaj: 30.08.09, 13:33
  4. Bediüzzaman:''Nur Mesleği Hiçbir Şeye Alet Olamaz"
    By SeRDeNGeCTi in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28.05.07, 12:10
  5. Mahkeme Hiç Bir Cereyana Alet Olamaz
    By gulsah in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 01.05.07, 19:18

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0