+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var 1 2 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 16

Konu: Kışır ve Lüb

  1. #1
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart Kışır ve Lüb

    Kışır:Kabuk, dış taraf,zahir,dıştan görünüş,belki de eşyanın mülk boyutu olarak da kabul edebiliriz.

    Lüb:İç, öz,batın yada eşyanın melekut boyutunu hatırlatan öz olarak da anlayabiliriz.
    Konuya daha güzel açılımlar sağlamak için öncelikle Risale-i Nurlardan "kışır ve lüb" ile ilgili yerleri alalım ve sonra bu bölümlerden çıkaracağımız tefekkürlerimizi paylaşalım inşallah.
    • İman, kabuğunun içerisindeki lübbü gösterir.
    • Küfür ise, lüble kabuğu tefrik etmez.
    • Kabuğu aynen lüb bilir ve insanı cevherlik derecesinden kömür derecesine indirir. ( Mesnevî-i Nuriye)
    • Lüb, kışrın zararına kuvvetleşir.
    • İşte, şu kanun, kanun-u tekâmüle dahil olan bütün eşyaya şamildir.
    • Kâinat hakikat-i uzmâsının kışır ve sureti olan âlem-i şehadet, Fâtır-ı Zülcelâlin izniyle parçalanacak, sonra daha güzel bir surette tazelenecektir.( Yirmi Dokuzuncu Söz)
    • Lübbü bulmayan, kışır ile meşgul olur.
    • Hakikati tanımayan, hayalâta sapar.
    • Sırat-ı müstakîmi göremeyen, ifrat ve tefrite düşer.
    • Muvazenesiz ve mizansız olan çok aldanır, aldatır.
    • Şu çirkin, ölü, câmid ve çoğu kışır olan dünyada hüsün ve cemal, yalnız göze güzel görünüp ülfete mâni olmazsa, yeter.( Yirmi Sekizinci Söz)

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  2. #2
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart

    • Lâfızların tebeddülüyle mânâ tebeddül etmez, bâki kalır.
    • Kabuk parçalanır, lüb bâki ve sağlam kalır.
    • Libası yırtılır, cesedi sağlam, bâki kalır.
    • Ceset ölüp dağılırsa da ruh bâki kalır.
    • Cisim ihtiyarlanırsa, enâniyet genç kalır.
    • Çokluk, cemaat dağılır, ama vahid-i fert bâki kalır.
    • Kesret bozulur, vahdet bâkidir.
    • Madde kırılır, nur bâkidir.( Mesnevî-i Nuriye)

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  3. #3
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart

    • Tavus kuşu gibi pek güzel bir kuş, yumurtadan çıkar, tekâmül eder, semâlarda tayarana başlar.
    • Âfak-ı âlemde şöhret kazandıktan sonra, yerde kalan yumurtasının kabuğu içerisinde o kuşun güzelliğini, kemâlâtını, terakkiyatını arayıp bulmak isteyen adamın ahmak olduğunda şüphe yoktur.
    • Binaenaleyh, tarihlerin naklettikleri Peygamberimiz (a.s.m.) bidâyet-i hayatına maddî, sathî, surî bir nazarla bakan bir adam, şahsiyet-i mâneviyesini idrak edemez. Ve derece-i kıymetine vasıl olamaz.
    • Ancak bidâyet-i hayatına ve levâzım-ı beşeriyetine ve ahvâl-i zahiriyesine ince bir kışır, nazik bir kabuk nazarıyla bakılmalıdır ki, o kışır içerisinden, iki âlemin güneşi ve tûbâ gibi şecere-i Muhammediye (a.s.m.) çıkmıştır. (Mesnevî-i Nuriye)

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  4. #4
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart

    K?ş?r yani kabuk bütün kuvveti ile öze yani içe hizmet etmektedir.
    K?ş?r kuvveti ve keskin sertliği ile içindeki özü korumakta ve d?şar?dan gelecek bütün tahriplere rağmen öz için bütün hücumlara,salabet ve hararetlere maruz kalmaktad?r öz için.Bütün bunlar? hakiki güzellik ve mükemmellik olan lüb için ve onun muhafazas? için yapmakta ve dayanmakatad?r.

    Bazen olur ki öz için kabuk çok sert olmal?d?r.K?ş?r ne kadar sert ise lüb o kadar güvende olur.Kabuğun sertliği özün muhafazas?na bir güvencedir.

    Hatta kabuklar? sert olan yemişleri düşünün.Lübbü o sertliğe göre daha gelişmiş ve korunmuş durumdad?r.

    Bir de k?ş?r? zay?f olan yemiş ve meyveleri düşünelim.Daha çabuk bozulmaya ve çürümeye maruzdurlar her zaman.

    O zaman şöyle de düşünebiliriz.Kur'an hakikatlerini ve sünnet-i peygamberi(asm) korumak için ve yaşamak için sert olamak gerekiyor.Çümkü o sertlik ile öz olah Kur'an?n ve sünnetin lübbü gelişecek ve korunacakt?r.Bu sertlik elbetteki istikamette olunan ve şeriat?n hayata yans?yan boyutlar?nda olmal?.San?r?m önce kendi hayat?m?za islam? yaşamak içinsert olmal?y?z.K?ş?r? ne kadar kuvvetli tutarsak lübü o kadar muhafaza ederiz.

    "?ttifak hüdâdad?r, hevâ ve heveste değil.
    ?nsanlar hür oldular, ama yine abdullaht?rlar. Herşey hür oldu; şeriat da hürdür, meşrutiyet de. Mesail-i şeriat? rüşvet vermeyeceğiz. Başkas?n?n kusuru insan?n kusuruna senet ve özür olamaz.(Sünuhat)"

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  5. #5
    Müdakkik Üye azize - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Mesajlar
    815

    Standart

    Önemli olan lübdür ama k?ş?rda onu korur...
    Allah(c.c)raz? olsun çok güzel bir risale dersi verdiniz.

  6. #6
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart

    "?nsan, nur-u iman ile âlâ-y? illiyyîne ç?kar, Cennete lây?k bir k?ymet al?r. Ve zulmet-i küfür ile esfel-i sâfilîne düşer, Cehenneme ehil olacak bir vaziyete girer. Çünkü, iman, insan? Sâni-i Zülcelâline nisbet ediyor. ?man bir intisapt?r. Öyleyse, insan, iman ile insanda tezahür eden san'at-? ?lâhiye ve nukuş-u esmâ-i Rabbâniye itibar?yla bir k?ymet al?r. Küfür o nisbeti kat eder. O kat'dan, san'at-? Rabbâniye gizlenir. K?ymeti dahi yaln?z madde itibar?yla olur. Madde ise, hem fâniye, hem zâile, hem muvakkat bir hayat-? hayvanî olduğundan, k?ymeti hiç hükmündedir."(Yirmi Üçüncü Söz)
    Konu Abdulbaki tarafından (10.02.08 Saat 09:27 ) değiştirilmiştir.

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  7. #7
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart

    Alıntı Abdulbaki Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    • İman, kabuğunun içerisindeki lübbü gösterir.
    • Küfür ise, lüble kabuğu tefrik etmez.
    • Kabuğu aynen lüb bilir ve insanı cevherlik derecesinden kömür derecesine indirir. ( Mesnevî-i Nuriye)
    İman,özdür,kalbe ilka edilen bir nurdur.Ancak o öz ve nur kabuğa sızmalıdır ve kabuğu da yani insanın dışını ve suretini de güzelleştirmelidir.Bunun içindir ki imanlı insanlar suretlerinden anlaşılır ve o yüzlerde lübden gelen nur yansır.Nur yüzlüdür onlar.

    "Eğer nur-u iman, içine girse, üstündeki bütün mânidar nakışlar, o ışıkla okunur. O mü'min, şuurla okur ve o intisapla okutur. Yani, "Sâni-i Zülcelâlin masnuuyum, mahlûkuyum, rahmet ve keremine mazharım" gibi mânâlarla, insandaki san'at-ı Rabbâniye tezahür eder. Demek, Sâniine intisaptan ibaret olan iman, insandaki bütün âsâr-ı san'atı izhar eder. İnsanın kıymeti, o san'at-ı Rabbâniyeye göre olur; ve âyine-i Samedâniye itibarıyladır. O halde, şu ehemmiyetsiz olan insan, şu itibarla bütün mahlûkat üstünde bir muhatab-ı İlâhî ve Cennete lâyık bir misafir-i Rabbânî olur."(Yirmi Üçüncü Söz)

    Küfür ise lübe olan nuru kırar Allaha olan intisabu kat eder.Küfür vesilesiyle o insanın kışırında da küfrün tezahuru olan manalar yansır.

    "Eğer kat-ı intisaptan ibaret olan küfür, insanın içine girse, o vakit bütün o mânidar nukuş-u esmâ-i İlâhiye karanlığa düşer, okunmaz. Zira, Sâni unutulsa, Sânie müteveccih mânevî cihetler de anlaşılmaz, adeta başaşağı düşer. O mânidar âli san'atların ve mânevî âli nakışların çoğu gizlenir. Bâki kalan ve gözle görülen bir kısmı ise, süflî esbaba ve tabiata ve tesadüfe verilip, nihayet sukut eder. Herbiri birer parlak elmas iken, birer sönük şişe olurlar. Ehemmiyeti yalnız madde-i hayvaniyeye bakar. Maddenin gayesi ve meyvesi ise, dediğimiz gibi, kısacık bir ömürde, hayvânâtın en âcizi ve en muhtacı ve en kederlisi olduğu bir halde, yalnız cüz'î bir hayat geçirmektir. Sonra tefessüh eder, gider. İşte, küfür böyle mahiyet-i insaniyeyi yıkar, elmastan kömüre kalb eder."(Yirmi Üçüncü Söz)

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  8. #8
    Müdakkik Üye lasiyyema - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Bulunduğu yer
    Konya
    Mesajlar
    631

    Standart

    Nasıl ki, su kendi zararına olarak incimâd eder; buz, buzun zararına temeyyü’ eder; lüb, kışrın zararına kuvvetleşir; lâfız, mânâ zararına kalınlaşır; ruh, cesed hesâbına zayıflaşır; cesed, ruh hesâbına inceleşir; öyle de, âlem-i kesif olan dünya, âlem-i latîf olan âhiret hesâbına, hayat makinesinin işlemesiyle şeffaflaşır, latîfleşir. Kudret-i Fâtıra, gayet hayret verici bir faaliyetle, kesif, câmid, sönmüş, ölmüş eczâlarda nur-u hayatı serpmesi, bir reme-i kudrettir ki, âlem-i latîf hesâbına şu âlem-i kesîfi nur-u hayat ile eritiyor, yandırıyor, ışıklandırıyor; hakikatini kuvvetleştiriyor.

    Abdulbaki abi Allah razı olsun öğrenmemize vesile oluyorsunuz.Burada ben renkli olan yerleri anlayamadım anlayamadım.Yardımcı olurmusunuz.
    17.söz
    “Ey Risale-i Nur! (…) Bütün eller ve dillerde kemâl-i iştiha ve iştiyakla dinlenip okunacak ve yazılıp yayılacak en tatlı ve en halâvetli, en câzibedar ve enrevnekdar yegâne eser-i metin ve nûr-u mübîn ancak sensin!


    Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî

  9. #9
    Müdakkik Üye lasiyyema - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Bulunduğu yer
    Konya
    Mesajlar
    631

    Standart

    ,
    “Ey Risale-i Nur! (…) Bütün eller ve dillerde kemâl-i iştiha ve iştiyakla dinlenip okunacak ve yazılıp yayılacak en tatlı ve en halâvetli, en câzibedar ve enrevnekdar yegâne eser-i metin ve nûr-u mübîn ancak sensin!


    Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî

  10. #10
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart

    Alıntı lasiyyema Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    lüb, k?şr?n zarar?na kuvvetleşir; lâf?z, mânâ zarar?na kal?nlaş?r; ruh, cesed hesâb?na zay?flaş?r; cesed, ruh hesâb?na inceleşir; öyle de, âlem-i kesif olan dünya, âlem-i latîf olan âhiret hesâb?na, hayat makinesinin işlemesiyle şeffaflaş?r, latîfleşir. 17.söz
    Muhterem kardeşim,bizler şahit olmuşuzdur ki meyvelerin özü olgunlaşt?kça k?ş?r?na yani kabuğuna s?zar.bazen de lüb öyle gelişir ve olgunlaş?r ki kabuğunu şak eder ve çatlat?r.Bu bir şeriat-? f?triye kanunudur.

    Yine bazen laf?zlar manay? y?rtarak hakiki olan hakikat? aşarak o laf?z manadan beklenen ihtiyaca cevap olmayabilir.Söylenen cümleelr niyetlenen manaya göre çok kal?n ve sathi düşebilir.

    Ruh bir emir ve kanun-u namustur.Cesetten daha latif ve şeffaft?r.Ceset ruha hakim değil ruh cesede hakim olusrsa o manada ruh daha manal? ve f?tri yap?s?ana uygun hal al?r.
    Demekki ceset ruh hesab?na zay?flamal? ki insan o şeffafiyet ve nuraniyet ile terakki etsin.Büyük velilerin cesetlerini zay?flatmalar? için ve ruhu cesede hakim k?lmalar? için sadece ot yemeleri buna güzel bir misal olsa gerek.

    O halde kesif olan bu dünya da ahiret hesab?na çal?şmal? ve çal?şt?r?lmal?d?r ki ruh gibi latifleşsin ve hakiki mahiyetini bulsun.Ne mutlu şu alem-i kesif olan dünyay? alem-i şeffaf olan ahiret hesab?na çal?şt?rabilenlere.

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Kışır ve Lüb
    By Majâz in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 08.10.19, 15:05

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0