Kışır:Kabuk, dış taraf,zahir,dıştan görünüş,belki de eşyanın mülk boyutu olarak da kabul edebiliriz.
Lüb:İç, öz,batın yada eşyanın melekut boyutunu hatırlatan öz olarak da anlayabiliriz.
Konuya daha güzel açılımlar sağlamak için öncelikle Risale-i Nurlardan "kışır ve lüb" ile ilgili yerleri alalım ve sonra bu bölümlerden çıkaracağımız tefekkürlerimizi paylaşalım inşallah.
- İman, kabuğunun içerisindeki lübbü gösterir.
- Küfür ise, lüble kabuğu tefrik etmez.
- Kabuğu aynen lüb bilir ve insanı cevherlik derecesinden kömür derecesine indirir. ( Mesnevî-i Nuriye)
- Lüb, kışrın zararına kuvvetleşir.
- İşte, şu kanun, kanun-u tekâmüle dahil olan bütün eşyaya şamildir.
- Kâinat hakikat-i uzmâsının kışır ve sureti olan âlem-i şehadet, Fâtır-ı Zülcelâlin izniyle parçalanacak, sonra daha güzel bir surette tazelenecektir.( Yirmi Dokuzuncu Söz)
- Lübbü bulmayan, kışır ile meşgul olur.
- Hakikati tanımayan, hayalâta sapar.
- Sırat-ı müstakîmi göremeyen, ifrat ve tefrite düşer.
- Muvazenesiz ve mizansız olan çok aldanır, aldatır.
- Şu çirkin, ölü, câmid ve çoğu kışır olan dünyada hüsün ve cemal, yalnız göze güzel görünüp ülfete mâni olmazsa, yeter.( Yirmi Sekizinci Söz)