yaşantımız içinde akla yatkın kanı sudur ki:arz edilen şey talep edene elden geldiği kadar kolaylık gösterilerek sunulunur...daha fazla ulşılsın mantığı vardır.hele arz edicinin vasfı talep edenlerinin ona ulaşmalarını kolaylaştıracak donanımlara sahipse;
1- hayvaniyeti bırak ruhun derece-i hayatına yüksel insaniyete çık kaidesi mevcutken,ruhun derece-i hayatını kazandığını iddia edebilecek dünyadaki
milyarlarca insan arasında okadar az sayılı insan vardır ki,mu mevzunun niye bu kadar zorlaştırıldığını,neden bu kadar has daireye ait lezzetler olduğunu,ruhun derece-i hayat koridorlarını dolaşan insanların niye bu kadar az olduğu ve ya azmı olması gerektiği?
2- bir davul zurna duyduğun an kalbinin kıpır kıpır olması,ve ya dum tıs dumtıs havasının seni hemen etkilemesi,kısacası menfiyatın tesirinin kuvvetli olması(ama kısa sürede olması),aynı zamanda zikrin,ibadetin,namaz hissiyatının,ibadet derinliğinin çok uzun süreli,istikrarlı,şuurlu bir irade sergilenerek azze ve cellenin lutfi ile kazanılması hakikati karşısın da sizce hangisi daha fıtri oluyor menfiyatın havasının tesiri mi,yoksa ruhun derece-i hayatına girme ümidiyle yaşayan ama düşe kalka ilereleyen bir adamın halimi?
sorum izah edemememle mevzuyu zorlaştırdı keskin aklınıza havale ediyorum