+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var 1 2 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 11

Konu: Kesrette Vahdete Yönelmenin Sırrı

  1. #1
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart Kesrette Vahdete Yönelmenin Sırrı

    Çoğu ehl-i imanın vicdanlarını en rahatsız eden meseledir ; kesrete dalıp Vahdetten yüz çevirmek ... Hayatın akışı içerisinde , hayat-ı içtimaiyenin hengamesinde , O ' ndan gaflete düşüp kesrete dalmakla boğulan kalp ve ruha ,nasıl nefes alabileceğini anlatan bir ders :



    Sözler | Yirmi Dördüncü Söz

    Ey nefis! Mükerreren söylediğimiz gibi

    insan, şecere-i hilkatin meyvesi olduğundan, meyve gibi en uzak ve en câmi' ve umuma bakar ve umumun cihetü'l-vahdetini içinde saklar bir kalb çekirdeğini taşıyan ve yüzü kesrete, fenâya, dünyaya bakan bir mahlûktur.
    Ubûdiyet ise, onun yüzünü fenâdan bekâya, halktan Hakka, kesretten vahdete, müntehâdan mebde'ye çeviren bir hayt-ı vuslat, yahut mebde' ve müntehâ ortasında bir nokta-i ittisâldir.
    Nasıl ki tohum olacak kıymettar bir meyve-i zîşuur, ağacın altındaki zîruhlara baksa, güzelliğine güvense, kendini onların ellerine atsa veya gaflet edip düşse, onların ellerine düşecek, parçalanacak, âdi birtek meyve gibi zâyi olacak. Eğer o meyve, nokta-i istinadını bulsa, içindeki çekirdek, bütün ağacın cihetü'l-vahdetini tutmakla beraber ağacın bekâsına ve hakikatinin devamına vâsıta olacağını düşünebilse, o vakit o tek meyve içinde birtek çekirdek, bir hakikat-i külliye-i dâimeye, bir ömr-ü bâkî içinde mazhar oluyor.

    Öyle de, insan, eğer kesrete dalıp kâinat içinde boğulup dünyanın muhabbetiyle sersem olarak fânîlerin tebessümlerine aldansa, onların kucaklarına atılsa, elbette nihayetsiz bir hasârete düşer. Hem fenâ, hem fânî, hem ademe düşer; hem mânen kendini idâm eder.


    Eğer lisân-ı Kur'ân'dan kalb kulağıyla İmân derslerini işitip başını kaldırsa, vahdete müteveccih olsa, ubûdiyetin mi'racıyla arş-ı kemâlâta çıkabilir, bâkî bir insan olur.


    Ey nefsim! Mâdem hakikat böyledir ve mâdem millet-i İbrâhimiyedensin (a.s.), İbrâhimvâri, -2- de. Ve Mahbub-u Bâkîye yüzünü çevir ve benim gibi şöyle ağla:

    [Buradaki Fârisî beyitler, On Yedinci Sözün İkinci
    Makamında yazılmakla burada yazılmamıştır.] --------------------------------------------------

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  2. #2
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Alıntı gulsah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

    Eğer lisân-? Kur'ân'dan kalb kulağ?yla ?mân derslerini işitip baş?n? kald?rsa, vahdete müteveccih olsa, ubûdiyetin mi'rac?yla arş-? kemâlâta ç?kabilir, bâkî bir insan olur.

    Bu bölümde '' kalp kulağ?yla iman derslerini işitip '' cümlesinden ders-i imanda imam olan Risale-i Nur ' lar? okumaya azim önem vermemiz gerektiğini ve okumad?ğ?m?z günlerde kesret içerisinde şeytan-nefis-kör hissiyat yard?m?yla kolay gaflete düşebileceğimizi anlad?m.

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  3. #3
    acizizfakiriz
    Guest acizizfakiriz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    On Birinci Pencere
    Haberiniz olsun ki, kalpler ancak Allah'?n zikriyle huzura kavuşur. (Ra'd Sûresi: 28.


    Bütün ervâh ve kulûbun dalâletten neş'et eden ?zd?râbât ve keşmekeş ve ?zd?râbâttan neş'et eden mânevî elemlerden kurtulmalar?, birtek Hâl?k? tan?makla olur. Bütün mevcudât? birtek Sânia vermekle necât buluyorlar. Birtek Allah'?n zikriyle mutmaîn olurlar.

    Çünkü, hadsiz mevcudât birtek zâta verilmezse, Yirmi ?kinci Sözde katî ispat edildiği gibi, o zaman, her birtek şeyi hadsiz esbâba isnad etmek lâz?m gelir ki; o halde birtek şeyin vücudu, umum mevcudât kadar müşkül olur.

    Çünkü, Allah'a verse, hadsiz eşyay? bir zâta verir. Ona vermezse, herbir şeyi hadsiz esbâba vermek lâz?m gelir. O vakit, bir meyve kâinat kadar müşkülât peydâ eder, belki daha ziyâde müşkül olur. Çünkü, nas?l bir nefer yüz muhtelif adam?n idaresine verilse, yüz müşkülât olur ve yüz nefer, bir zâbitin idaresine verilse, bir nefer hükmünde kolay olur; öyle de, çok muhtelif esbâb?n birtek şeyin icâd?nda ittifaklar?, yüz derece müşkülâtl? olur. Ve pekçok eşyan?n icâd?, birtek zâta verilse, yüz derece kolay olur.

    ?şte, mahiyet-i insaniyedeki merak ve taleb-i hakikat cihetinden gelen nihayetsiz ?zd?raptan kurtaracak, yaln?z tevhid-i Hâl?k ve mârifet-i ?lâhiyedir.

    Mâdem küfürde ve şirkte nihayetsiz müşkülât ve ?zt?râbât var; elbette o yol muhâldir, hakikati yoktur. Mâdem tevhidde, mevcudât?n yarat?l?ş?ndaki suhûlete ve kesrete ve hüsn-ü sanat?na muvâf?k olarak, nihayetsiz suhûlet ve kolayl?k var; elbette o yol vâcibdir, hakikattir.

    ?şte ey bedbaht ehl-i dalâlet! Bak, dalâlet yolu ne kadar karanl?kl? ve elemli. Ne zorun var ki, oradan gidiyorsun? Hem bak, ?mân ve tevhid yolu ne kadar kolay ve safâl?! Oraya gir, kurtul."

  4. #4
    acizizfakiriz
    Guest acizizfakiriz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    Alıntı gulsah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Ubûdiyet ise, onun yüzünü fenâdan bekâya, halktan Hakka, kesretten vahdete, müntehâdan mebde'ye çeviren bir hayt-ı vuslat, yahut mebde' ve müntehâ ortasında bir nokta-i ittisâldir.

    "İbadet, fikirleri Sani-i Hakime çevirttirmek içindir. Abdin Sani-i Hakime olan teveccühü, itaat ve inkıyadını intaç eder. İtaat ve inkıyad ise, abdi intizam-ı ekmel altına ithal eder." i.i

  5. #5
    acizizfakiriz
    Guest acizizfakiriz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    "Hem Rabbü'l-âlemîn, meyve-i âlem olan insana âlemi içine alacak bir vüs'at-i istidad verdiğinden ve bir ubûdiyet-i külliyeye müheyyâ ettiğinden;

    ve hissiyâtça kesrete ve dünyaya müptela olduğundan, bir rehber vâsıtasıyla yüzlerini kesretten Vahdete, fânîden bâkîye çevirmek istemesine mukabil, en âzamî bir derecede, en eblâğ bir sûrette, Kur'ân vâsıtasıyla en ahsen bir tarzda rehberlik eden ve risâletin vazifesini en ekmel bir tarzda ifâ eden, yine bilbedâhe O zâttır." a.s.m 19. mektub

  6. #6
    Ehil Üye BiKeS_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    2.770

    Standart

    Alıntı gulsah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bu bölümde '' kalp kulağıyla iman derslerini işitip '' cümlesinden ders-i imanda imam olan Risale-i Nur ' ları okumaya azim önem vermemiz gerektiğini ve okumadığımız günlerde kesret içerisinde şeytan-nefis-kör hissiyat yardımıyla kolay gaflete düşebileceğimizi anladım.
    ben tecrübe ettim ne yazık ki...

    Yâ Rab, garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvânem, alîlem, âcizem, ihtiyarem,


    Bî-ihtiyarem, el-aman-gûyem, afv-cûyem, meded-hâhem, zidergâhet İlâhî!




  7. #7
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Kesret içindeyken huzur-u tam ' m?n yakalanmas?nda , bu zamanda en kesin , selametli yolun Risale-i Nur olmas?n?n s?rr? ise :
    Evet, ilm-i kelâm vas?tas?yla kazan?lan marifet-i ?lâhiye, marifet-i kâmile ve huzur-u tam vermiyor. Kur'ân-? Mu'cizü'l-Beyân?n tarz?nda olduğu vakit, hem marifet-i tammeyi verir, hem huzur-u etemmi kazand?r?r ki, inşaallah, Risale-i Nur'un bütün eczalar?, o Kur'ân-? Mu'cizü'l-Beyân?n cadde-i nuranîsinde birer elektrik lâmbas? hizmetini görüyorlar.
    Kur'ân-? Hakîmden al?nan marifet ise, huzur-u daimîyi vermekle beraber, ne kâinat? mahkûm-u adem eder, ne de nisyan-? mutlakta hapseder. Belki, baş?bozukluktan ç?kar?p Cenâb-? Hak nam?na istihdam eder; herşey mir'ât-? marifet olur. Sadi-i Şirazî'nin dediği gibi,
    -3- (3- Uyan?k ve zeki gözler nazar?nda, her yaprak Allah'?n marifetine dair bir delildir. )
    herşeyde Cenâb-? Hakk?n marifetine bir pencere açar.
    Mektubat | Yirmi Alt?nc? Mektup
    -------------------------------------------------------------

    ?şte bu yüzden Risale-i Nur talebesi kesrette kaybolmay?p huzur-u tamm? yakalayabilmek için yani kendini her daim Zat-? Zülcelalin huzurunda bilmesi ve o huzur ile gaflete düşmemesi için inzivaya kapan?p kendini hayat-? içtimaiyeden soyutlamas?na gerek yok çünkü :


    '' ...mevcudât? kendileri hesâb?na hizmetten azlederek,Fât?r-? Zülcelâl hesâb?na istihdam edip, Esmâ-i Hüsnâs?n?n mazhariyet ve âyinedarl?k vazifesinde istimâl ederek, mânâ-i harfî nazar?yla onlara bak?p, mutlak gafletten kurtulup huzûr-u dâimîye girmektir; her şeyde Cenâb-? Hakka bir yol bulmakt?r. Elhâs?l, mevcudât? mevcudât hesâb?na hizmetten azlederek, mânâ-i ismiyle bakmamakt?r. ''

    gibi derslerin talimiyle herşeyde heran O ' na ait sikkeleri , damgalar? mühürleri görebilir . Adeta her hadiseyi birer mektubat-? Rabbaniye suretinde görüp zahiren halk içerisinde görünsede bat?nen Hak ile münasebattard?r.

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  8. #8
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Alıntı acizizfakiriz;113641

    [SIZE=3
    Nickli Üyeden Alıntı
    "?badet fikirleri Sani-i Hakime çevirttirmek içindir. Abdin Sani-i Hakime olan teveccühü, itaat ve ink?yad?n? intaç eder.
    Allah raz? olsun çok yerinde bir paylaş?md? ...
    9. sözden de anl?yoruzki namaz?n gün içerisinde 5 vakte serpilmesinde ki hikmetlerden biride o an içerisinde bulunduğumuz kesreti '' Allahu ekber '' diyerek tekbir getirerek elimizin tersi ile arkam?za atarak huzur-u tamm? kazanabilmetir.
    Hatta belki gün içinde en fazla kesretin her yan?m?z? kuşatt?ğ? öğlen vaktinde , öğlen namaz?n?n 4 sünnet 4 farz 2 son sünnet şeklinde bir miktar uzunluğu , kalp ve ruhun masivadan tasfiye işlemlerinin tamamlanma ve huzuru yakalama süresine işarettir.

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  9. #9
    acizizfakiriz
    Guest acizizfakiriz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    "Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın kıssa-i meşhuresinin hülâsası:
    Denize atılmış, büyük bir balık onu yutmuş. Deniz fırtınalı ve gece dağdağalı ve karanlık ve her taraftan ümit kesik bir vaziyette,
    Senden başka ilâh yoktur. Seni her türlü noksandan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum. (Enbiyâ Sûresi: 87.)

    münâcâtı, ona sür'aten vasıta-i necat olmuştur.

    Şu münâcâtın sırr-ı azîmi şudur ki:
    O vaziyette esbab bilkülliye sukut etti. Çünkü o halde ona necat verecek öyle bir Zat lâzım ki, hükmü hem balığa, hem denize, hem geceye, hem cevv-i semâya geçebilsin.

    Çünkü onun aleyhinde gece, deniz ve hut ittifak etmişler.

    Bu üçünü birden emrine musahhar eden bir Zat onu sahil-i selâmete çıkarabilir.

    Eğer bütün halk onun hizmetkârı ve yardımcısı olsaydılar, yine beş para faydaları olmazdı. Demek esbabın tesiri yok.

    Müsebbibü'l-Esbabdan başka bir melce olamadığını aynelyakin gördüğünden,

    sırr-ı ehadiyet, nur-u tevhid içinde inkişaf ettiği için, şu münâcat birden bire geceyi, denizi ve hût'u musahhar etmiştir.

    O nur-u tevhid ile hût'un karnını bir tahtelbahir gemisi hükmüne getirip ve zelzeleli dağvâri emvac dehşeti içinde, denizi, o nur-u tevhid ile emniyetli bir sahrâ, bir meydan-ı cevelân ve tenezzühgâhı olarak o nur ile semâ yüzünü bulutlardan süpürüp, kameri bir lâmba gibi başı üstünde bulundurdu. Her taraftan onu tehdit ve tazyik eden o mahlûkat, her cihette ona dostluk yüzünü gösterdiler." 1. lema

  10. #10
    Ehil Üye _MerHeM_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    Alem-i şehadet
    Mesajlar
    2.225

    Standart

    ?kinci Kelime
    Şu kelimede şifal?, saadetli bir müjde vard?r. Şöyle ki:


    Kâinat?n ekser envâ?yla alâkadar ve o alâkadarl?k yüzünden perişan ve keşmekeş içinde boğulmak derecesine gelen ruh-u beşer ve kalb-i insan, kelimesinde bir melce, bir hâlâskâr bulur ki, onu bütün o keşmekeşten, o perişaniyetten kurtar?r. Yani, mânen der: Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma. Onlara tezellül edip minnet çekme. Onlara temellûk edip boyun eğme. Onlar?n arkas?na düşüp zahmet çekme. Onlardan korkup titreme. Çünkü Sultan-? Kâinat birdir. Herşeyin anahtar? Onun yan?nda, herşeyin dizgini Onun elindedir. Herşey Onun emriyle hâlledilir. Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.

    ---------------- ------------------ ------

    ?nsan?n ruhu ve kalbi bu kainat?n ve alemin içinde vucuda gelen hadiseler ve olaylarla ister istemez alakadard?r....

    Hadiselerin karmaş?kl?ğ?nda insan ruhu ve kalbi huzuru ve saadeti bulamaz...

    Ne kadar o kesret dairesine ,Yani olan olaylar ile kalbini ve akl?n? yorarak dalsa ve Tekrar o kesret dairesinden kendi nefsine döndüğünde vahdetten nasibi yoksa mutlak bir yaln?zl?k içinde boğuluyor bitiyor yok oluyor suretinde görür .....

    Çünkü bakar ki bu karma kar?ş?k hadiselere bir tesiri yok değiştirmeyede muktedir deyildir....Boğocu bir halet-i ruhiye hisseder...

    Vahdet penceresinden kainata ve kendisine baksa her şey bir elden ç?kt?ğ?n? baş? boşluk ve karma kar?ş?kl?k olmad?ğ?n? an be an anlar...

    Ve o vahdetin verdiği huzurdan kalben ve ruhen bir an dahi ayr?lmaktan yokluğa düşmek kadar azab hisseder...

    Onun nazar? kendi nazar? olmaktan ç?kar...nazar? hak olur ,Hakk?n penceresinden görür seyereder, Hayretten huzura kalb olur...

    ?şte ehl-i kemalin vahdet dairesinde suluklar? ve bir an bile allahtan gaflet edememelerinin s?rr? neye baksa onu görür neyi işitse onu duyar neye dokunsa onu anlar...

    ?şte allah c.c onun gören gözü işiten kulağ? tutan eli yüreyen ayağ? olur...Yakini hak olur...Her an onunlad?r bir an dahi gaflet edemez...

    Vahdet dairesini her an teneffüs eder...O teneffüsü bir an kesilse hayat? söner...
    Konu _MerHeM_ tarafından (31.12.07 Saat 22:24 ) değiştirilmiştir.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Vahdete yüzleri çevirmek için, bak ne güzel söylemiş
    By fanidünya... in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.06.14, 12:34
  2. Kesrette (Çokluk) Vahdeti (Birlik) Bulmak
    By ıslak seccadem in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 28.05.12, 16:20
  3. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02.02.12, 05:03
  4. Hayat, Kesrette Bir Çeşit Tecellî-i Vahdettir...
    By Mahkum in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08.08.08, 14:19
  5. Mevlana,Kesretten Vahdete Yüzleri Çevirmek İçin
    By SeRDeNGeCTi in forum İslami Konular ve İman Hakikatleri
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 31.08.07, 06:43

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0