+ Konu Cevaplama Paneli
2. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var BirinciBirinci 1 2
Gösterilen sonuçlar: 11 ile 19 ve 19

Konu: Zindan-ı Ataletin Sebeplerinden ''Aculiyet''

  1. #11
    Ehil Üye elff - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Kocaeli
    Mesajlar
    4.016

    Standart

    Atalet tefrit , aculiyet ifrat oluyor değil mi?

    Üstad ifrat ve tefritin zararlar?n? sayarken,ikisi de kabahatlidir ama ifrat daha kabahatlidir, çünkü tefriti ifrat doğurur diyor.


    Yani acelecilik ifratsa, bir süre sonra tefrit olan tembelliği doğurmuş.


    ?stikamet de Abdulbaki abinin aktard?ğ? gibi "sab?r" olsa gerek.

    Allah istikamet dairesinde sab?r nasip etsin..

    Selam ve dua ile..
    İmân, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi İmân ve duâdır.

    ***


    ....Sevgili Üstâdım, evvelce arz ettiğim vech ile, ben artık birşey için yaşadığımı zannediyorum.


    O da, üstâdım olan dellâl-ı Kur'ân'ın vazife-i memuriye-i mânevîsini îfâ etmekle kendilerine pek cüz'î bir yardım ve Kur'ân hesâbına cüz'î bir hizmetkârlıktan ibârettir....



    ***


  2. #12
    Ehil Üye Bilal-i Sivasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2007
    Bulunduğu yer
    İzmir
    Mesajlar
    1.298

    Standart

    Atalet tefrit ise ifrat H?rs olmal?. Vasat? GAYRET' tir
    Ey muhataplarım!
    Ben çok bağırıyorum. Zîra, asr-ı salis-i aşrın, yani on üçüncü asrın minaresinin başında durmuşum,

    sûreten medenî ve
    dinde lakayd ve
    fikren mazinin en derin derelerinde olanları
    camie davet ediyorum.


  3. #13
    Yasaklı Üye Cennetâsâ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Mesajlar
    5.827

    Standart

    gayretin de istikameti olmaz mı?

  4. #14
    Ehil Üye Bilal-i Sivasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2007
    Bulunduğu yer
    İzmir
    Mesajlar
    1.298

    Standart

    GAYRET : Dikkatle ve sebatla çal?şmak, Çal?şkanl?k , çabalamak.

    Gayretin çeşitleri vard?r ama hak da olsa bat?lda olsa gayret başar?n?n anahtar?d?r.
    Ey muhataplarım!
    Ben çok bağırıyorum. Zîra, asr-ı salis-i aşrın, yani on üçüncü asrın minaresinin başında durmuşum,

    sûreten medenî ve
    dinde lakayd ve
    fikren mazinin en derin derelerinde olanları
    camie davet ediyorum.


  5. #15
    Ehil Üye nâme-i nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Mesajlar
    1.460

    Standart

    aculiyet; iş yapmadan hemen neticeyi istemek yani ataletin arkadaş?..

  6. #16
    Ehil Üye nâme-i nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Mesajlar
    1.460

    Standart

    Hem meselâ: Mühim bir netice için birisini hırs ile beklersin; "Aman gelmedi, aman gelmedi" deyip en nihayet hırs senin sabrını tüketip kalkar gidersin; bir dakika sonra o adam gelir; fakat beklediğin o mühim netice bozulur.

    (Mektubat'tan)




  7. #17
    Dost muhlis aydın - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    5

    Standart

    Allah İkİ TÜrlÜ Şerİat İndİrmİŞtİr. Bİrİncİsİ Tabİat Kanunlari DedİĞİmİz Adetullah Kİ Bunlara Muhalefetİn Cazasi Veya Bunlara Uymanin MÜkafati Burada Verİlİr. ÇaliŞmakta Servet Atalette Sefalet Gİbİ. İkİncİsİ Peygamberler Elİyle GÖnderdİĞİdİr. Bu Alemde EŞya İcad Edİlİrken Bİr Tertİb SÖz Konusudur. HerŞeyİn YaratiliŞinda Bİr Tertİb Vardir. Elde Edİlen Şey Ne Kadar Hak Olmali İse Ona GÖtÜrecek Sebeblerde O Kadar Hak Olmalidir. İŞte Şeytan Bİzlerİ Netİceye GÖtÜrecek Sebeblere Uymakta Acele Ettİrİr Kİ Netİce Alinmasin. Netİce Alinmayinca İnsan Halİyle Atalete Yanİ EylemsİzlİĞe DÜŞecektİr. Bİze DÜŞen DoĞru Sebeb Ve Vesİlelere Rİayet Etmede Sabir GÖsterektİr.

  8. #18
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart

    Acûliyet


    Hizmet ve imtihan meydanı olan bu dünyada şevke binip yola çıkan hizmet ehli yeis engelini ümit kılıcıyla, kendisini başkalarından üstün görme duygusunu da “herşeyi Allah rızası için yapma” hakikatiyle bertaraf ettikten sonra ilerleyişini sürdürürken bir engelle daha karşı karşıya gelir: acelecilik.

    Bir an önce zorlukları aşma, sonuç alma ve fütuhat yapma aceleciliği, sebepler dünyası olarak tanzim edilen bu âlemde neticelerin tahakkuku için şart kılınan zincirleme halkaları ve teker teker çıkılması gereken basamakları bir seferde ve sür’atle atlama hırs ve telâşına kapılan himmetin ayağını kaydırır ve aşağı düşürüverir.

    Oysa Yaratıcının varlık âlemine koyduğu kanun, herşeyin tedricî bir tekâmül süreci içinde gelişip mükemmele doğru gitmesini öngörür.

    Bir anda, bir çırpıda mükemmele erişilmiyor.
    Söz gelişi, tohumun filizlenip dal budak salması, yaprak ve çiçek açıp meyve vermesi, hem şartlarının tamamlanmasını, hem de belli bir zaman seyrinin yaşanmasını icab ettirmekte.

    Tarlada bu safhalardan geçerek yetişen başakların ekmek haline gelmesi de, buğday tanelerinin değirmende öğütülerek un haline getirilmesi ve unun fırınlarda hamur yapılıp pişirilmesi gibi aşamalardan oluşan farklı bir kulvarda başka merhalelerin tamamlanmasına bağlı.

    Bir diğer örnek, insanın ana rahmine düştüğü andan itibaren doğuncaya kadar ve sonrasında bebeklik, çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve ihtiyarlık dönemlerinden geçerek yaşadığı safahat.

    Bunların hiçbiri bir anda olup bitmiyor. Herşey Yaratıcının takdir ettiği İlâhî program çerçevesinde, Esma-i Hüsnadan her birinin ayrı ayrı tecellî ettiği aşamalardan meydana gelen bir tedric sürecinde kemale doğru yol alıyor.
    Mükemmele ulaşma sürecinde, yine farklı Esmâ tecellîlerinin ve imtihan sırrının tahakkuku için, zorluklar ve engeller çıkarılıyor. Onları birer birer aşmak da, kabiliyetleri geliştirme sınavının gerekleri olarak karşımıza çıkarılıyor.
    Bu gerçekler, şahsî hayatımız, iş dünyası, sosyal ve kurumsal gelişme süreçleri, devletler ve milletlerarası organizasyonlar için de geçerli.

    Hiçbir genç, ne kadar zeki ve kabiliyetli olursa olsun, bir anda kariyer hedeflerine ulaşamaz. Okuması, tahsilini tamamlaması, uzmanlaşması, uygulamada tecrübe kazanması ve alanında aranır bir eleman haline gelmesi, sabır ve sebatla yıllarca sürecek yorucu çalışmaları gerektirir.

    Aynı şekilde, hiçbir işletme bir çırpıda holding haline gelemez. Bunun için uyumlu ve çalışkan bir ekibin, doğru stratejilerle ve isabetli uygulamalarla yıllarca emek sarf etmesi gerekir.

    Keza devletlerin doğması, büyümesi ve gelişmesi de aynı kanunlara ve zamana bağlı ve tâbi.

    Bu fıtrî kanunlar, asıl meselemiz olan manevî hizmetlerde ve bu hizmetler için kurulmuş olan müesseselerde çok daha fazla geçerli. Oralarda da çabuk sonuç almak isteyen aceleciliğe yer yok. Tam tersine sabır, teennî ve temkin şart.
    Kaldı ki, manevî hizmetlerin tamamen Allah rızası için ve münhasıran uhrevî amaçlarla yapılması gerektiğinden, onlarda dünyevî neticeleri beklememek de önemli bir esas ve prensip.

    Risale-i Nur’da çok tekrarlanan “Vazifemiz hizmettir, netice Cenab-ı Hakkın takdirindedir” sözünün ifade ettiği mânâ çerçevesinde bize düşen, sorumlusu olduğumuz hizmetin gereklerini yerine getirirken, neticeye karışmamak.
    Netice görev alanımızın dışında olduğuna göre, o neticeye varmak için aceleye de hacet yok.

    Hizmetin önündeki engelleri ve hizmet esnasında karşılaşılan zorlukları aşmanın anahtarı ise Yaratıcımızın bize bahşettiği sabır kuvveti.

    Üstadın, acûliyete karşı sığınmamızı tavsiye ettiği siper olarak “Sabırlı olun, sabır yarışında düşmanlarınızı geride bırakın” mealindeki Âl-i İmran Sûresi 200. âyetini göstermesi bundan.
    Sabredelim ve sabır yarışında düşmanı geçelim ki, şevke binmiş himmetimiz tökezlemesin.

    Kazım GÜLEÇYÜZ-06.04.2008

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  9. #19
    Ehil Üye insirah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Bulunduğu yer
    Kure-i Arz
    Mesajlar
    3.312

    Standart

    Bu son günlerde anlam??n? bulamad?g?m bir atalet bir aculiyet hissi vard?
    Hamd olsun çözüldü düğümler..?nşallah çözüldüğü yerden istikametle devam ederiz.
    Kainattaki gidisati izlesek ve israfin ve intizamsizligin olmadigini gorsek,sanirim bu bizim icin en buyuk tahkik egitimi olacaktir.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Zindan-ı Ataletin Sebeplerinden ''Allah'ın Vazifesine Müdahale''
    By nâme-i nur in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 05.05.08, 11:59
  2. Zindan-ı Ataletin Sebeplerinden ''Meylüttefevvuk''
    By nâme-i nur in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 31.03.08, 23:16
  3. Zindan-ı Ataletin Sebeplerinden ''Başkasının Tekâsülünden Görenek''
    By nâme-i nur in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 10
    Son Mesaj: 27.12.07, 05:02
  4. Zindan-ı Ataletin Sebeplerinden ''Meylürrahat''
    By nâme-i nur in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 25
    Son Mesaj: 25.12.07, 02:17
  5. Zindan-ı Ataletin Sebeplerinden ''İşi Birbirine Bırakmak''
    By nâme-i nur in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 18.12.07, 15:20

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0