+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 6 Sayfa var 1 2 3 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 57

Konu: Biz Muhabbet Fedaileriyiz Kimlere Şamildir?

  1. #1
    Müdakkik Üye nurçi38 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    759

    Question Biz Muhabbet Fedaileriyiz Kimlere Şamildir?

    Bismillahirrahmanirrahim..

    Üstâd Bedîüzzamân'?n, "Biz muhabbet fedaileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur" (Dîvân-? Harb-i Örfî, Hakikat Makalesi) cümlesinin ne manaya geldiğini tefsir ve hadislerden al?nt?lar yaparak izah etmeye gayret edeceğiz..


    Öncelikle Üstâd Hazretleri bu sözü Alem-i ?slâm içindeki mü'minler hakk?nda kullanm?şt?r.

    Çünkü, hak olan meslek ve mezheb sahihlerine muhabbet etmek farz olduğu gibi; kâfirlere karş? ise husûmet göstermek farzd?r.

    Bu sebeble Üstâd Hazretlerinin bu cümlesini, Yahûdî ve H?ristiyanlara muhabbet etmek ma'nâs?nda te'vîl etmek fâsid ve bât?ld?r. Çünkü, Yahûdî ve H?ristiyanlara muhabbet göstermek haramd?r.

    Hattâ, böyle bir muhabbet, sahibini küfre kadar gütürür(Allah muhafaza). Cenâb-? Hak, Kur'ân-? Kerîm'in pek çok âyet-i kerîmesinde kâfirlere, bahusus Yahûdî ve H?ristiyanlara dost olmay? ve onlara muhabbet etmeyi yasaklamaktad?r. Nümûne olarak bu konuyla alâkal? birkaç âyet-i kerîmeyi zikredeceğiz:

    Birincisi;

    يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاء تُلْقُونَإِلَيْهِم بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءكُم مِّنَ الْحَقِّ

    "Ey îmân edenler! Hem Benim, hem de sizin düşmanlar?n?z olan kâfirleri dost edinmeyiniz. Siz, onlara sevgi ve muhabbet gösteriyorsunuz. Halbuki onlar size gelen hakk? (Kur'ân '? ve Risâlet-i Muhammediyyeyi) inkâr ettiler. "( Mümtehine, 1)

    ?kincisi:

    يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ الْمُؤْمِنِينَ

    "Ey îmân edenleri Müminleri b?rak?p da kâfirleri dostlar edinmeyin. "( Nisa, 144)

    Üçüncüsü:

    لَا تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا آبَاءَهُمْ أَوْ أَبْنَاءَهُمْ أَوْ إِخْوَانَهُمْ أَوْ عَشِيرَتَهُمْ

    "Allah'a ve âhiret gününe îmân eden hiçbir kavmi, Allah 'a ve Peygamberine muhalefet eden kimseleri sever bulamazs?n. Velev ki o kimseler, babalan, oğullan, kardeşleri ve kabileleri olsunlar. "( Mücâdele, 22)

    Dördüncüsü:

    يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ

    "Ey iman edenler! Yahudileri ve H?ristiyanlar? dost ittihâz etmeyin! Zîrâ onlar, birbirinin dostudurlar. Sizden her kim onlar? dost ittihâz ederse, o kimse onlann zümresinden ve Allah'?n sevmediği kullar?ndan olur. Tahkik Allahu Teâlâ, Yahûdî ve H?ristiyanlan dost edinenleri hidâyete erdirmez. Çünkü onlar zâlimlerdir.”( Mâide, 51)

    Daha bunlar gibi pek çok âyet-i kerîme, kâfirlerle, bahusus Yahûdî ve H?ristiyanlarla dost olmay?, onlara meveddet ve muhabbet beslemeyi yasaklarken; Bedîüzzamân Said Nursî (ra) gibi bir müceddidin, "Biz muhabbet fedaileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur" cümlesiyle, kâfirlere karş? muhabbet beslemeyi murâd etmesi (haşa) mümkün değildir..

    İstisnalar Çoğalırsa Kaide Olur...


  2. #2
    acizizfakiriz
    Guest acizizfakiriz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    Alıntı nurçi38 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster


    Dördüncüsü:

    يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ

    "Ey iman edenler! Yahudileri ve H?ristiyanlar? dost ittihâz etmeyin! Zîrâ onlar, birbirinin dostudurlar. Sizden her kim onlar? dost ittihâz ederse, o kimse onlann zümresinden ve Allah'?n sevmediği kullar?ndan olur. Tahkik Allahu Teâlâ, Yahûdî ve H?ristiyanlan dost edinenleri hidâyete erdirmez. Çünkü onlar zâlimlerdir.”( Mâide, 51)
    Kardeşim siz eğer külliyat? okumuş olsayd?n?z bu ayeti bu şekilde buraya iktibas setmezdini. Üstad bu ayete bu anlam? m? vermiş. Gerçekten siz külliyat? nas?l okuyorsunuz çok merak ediyorum...

  3. #3
    acizizfakiriz
    Guest acizizfakiriz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    Alıntı nurçi38 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

    Dördüncüsü:

    يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
    "Ey iman edenler! Yahudileri ve H?ristiyanlar? dost ittihâz etmeyin! Zîrâ onlar, birbirinin dostudurlar. Sizden her kim onlar? dost ittihâz ederse, o kimse onlann zümresinden ve Allah'?n sevmediği kullar?ndan olur. Tahkik Allahu Teâlâ, Yahûdî ve H?ristiyanlan dost edinenleri hidâyete erdirmez. Çünkü onlar zâlimlerdir.”( Mâide, 51)
    Sual: Yahudi ve Nasara ile muhabbetten Kur’ân’da nehiy vard?r. Bununla beraber nas?l dost olunuz dersiniz?
    Cevap: Evvelâ: Delil kat’iyyü’l-metîn olduğu gibi, kat’iyyü’d-delâlet olmak gerektir. Halbuki tevil ve ihtimalin mecâli vard?r. Zira, nehy-i Kur’ânî âmm değildir, mutlakt?r. Mutlak ise, takyid olunabilir. Zaman bir büyük müfessirdir; kayd?n? izhar etse, itiraz olunmaz. Hem de hüküm müştak üzerine olsa, me’haz-? iştikak?, illet-i hüküm gösterir. Demek bu nehiy, Yahudi ve Nasara ile Yahudiyet ve Nasraniyet olan aynalar? hasebiyledir.
    Hem de bir adam zât? için sevilmez. Belki muhabbet, s?fat veya san’at? içindir. Öyleyse herbir Müslüman?n herbir s?fat? Müslüman olmas? lâz?m olmad?ğ? gibi, herbir kâfirin dahi bütün s?fat ve san’atlar? kâfir olmak lâz?m gelmez. Binaenaleyh, Müslüman olan bir s?fat? veya bir san’at?, istihsan etmekle iktibas etmek neden câiz olmas?n? Ehl-i kitaptan bir haremin olsa elbette seveceksin!

    Saniyen: Zaman-? Saadette bir ink?lâb-? azîm-i dinî vücuda geldi. Bütün ezhân? nokta-i dine çevirdiğinden, bütün muhabbet ve adaveti o noktada toplay?p muhabbet ve adavet ederlerdi. Onun için, gayr-? müslimlere olan muhabbetten nifak kokusu geliyordu. Lâkin, şimdi âlemdeki bir ink?lâb-? acîb-i medenî ve dünyevîdir. Bütün ezhân? zapt ve bütün ukulü meşgul eden nokta-i medeniyet, terakki ve dünyad?r. Zaten onlar?n ekserisi, dinlerine o kadar mukayyed değildirler. Binaenaleyh, onlarla dost olmam?z, medeniyet ve terakkilerini istihsan ile iktibas etmektir. Ve her saadet-i dünyeviyenin esas? olan âsâyişi muhafazad?r. ?şte bu dostluk, kat’iyen nehy-i Kur’ânîde dahil değildir. münazarat

  4. #4
    Müdakkik Üye nurçi38 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    759

    Standart

    Daha bitirmedim söyleyeceklerimi..

    İstisnalar Çoğalırsa Kaide Olur...


  5. #5
    Ehil Üye Selim Akif - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    2.965

    Standart

    Alıntı nurçi38 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

    Çünkü, hak olan meslek ve mezheb sahihlerine muhabbet etmek farz olduğu gibi; kâfirlere karşı ise husûmet göstermek farzdır.




    husumet size ne çağrıştırdı abi?

    Bismillahirrahmanirrahim


    Elif, Lâm, Mîm.
    İnsanlar, imtihandan geçirilmeden,
    sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?


    Do men think that they will be left alone on saying,
    "We believe", and that they will not be tested?


  6. #6
    Müdakkik Üye nurçi38 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    759

    Standart

    "Biz muhabbet fedaileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur" cümlesi gibi, Yûnus Emre gibi ba'zı kâmil zatların, “Yaradılanı,sev, yaradandan ötürü" gibi sözleri de sû-i isti'mâl edilmektedir.

    "Müslüman, kâfir-mü'min ayırt etmeksizin herkesi sever."

    Evet, bu söz doğrudur. Müslüman, Allah'ın mahlûku ve san'atı olması cihetiyle her şeyin mahiûkıyyet ve san'atiyyet cihetini sever. Ancak, kâfirin küfrünü, zâlimin zulmünü, fâsıkın fıskını sevmez. Bir insânın san'atiyyet ve mahiûkıyyet cihetini sevmek ayrıdır. Bu Allah'ın tekvînî emridir. Onun münker olan, ya'nî Allah'ın hoşlanmayıp yasak kıldığı inanç ve ef'âlini sevmek de bütün bütün ayrıdır. Kâfiri küfründen, zâlimi zulmünden, fâsıkı fıskından dolayı sevmemek Allah'ın teklîfî emridir.

    Demek bu konuda iki mes'ele vardır:

    Birincisi: Allah'ın mahlûku olması i'tibâriyle, Allah yarattığı için her şeyi ve herkesi sevmek lâzımdır.

    Bu tekvînî olarak Allah'ın emridir. Mahûkıyyet i'tibâriyle mevcudata buğzetmek caiz değildir.

    İkincisi: Kâfirin, zâlimin, fâsıkın bâtıl i'tikâdını, efâl ve ahlâkını “vel buğzu fillah”
    düstûruyla sevmemek vâcibtir ve lâzımdır. Bu teklîfî olarak Allah'ın emridir. Cenâb-ı Hak, Peygamberler ve semavî kitâblar vasıtasıyla îmân ile küfrü, helâl ile haramı, hayır ile şerri beyân buyurmuş. îmânı, helâl ve hayrı sevmiş ve insanlara îmân etmelerini, helâl dâiresinde amel etmelerini ve hayra koşmalarını emretmiştir.

    Küfrü, haram ve şerri çirkin görüp insanlara küfürden, haramdan ve şerden uzak durmalarını emretmiştir. Bu noktada îmân, helâl, hayır ve ma'rufu ve bunların ehillerini sevmek îmânın bir gereği olduğu gibi; küfür, haram, şer ve münkeri ve bunların sahihlerini sevmemek de îmânın bir gereğidir.

    İstisnalar Çoğalırsa Kaide Olur...


  7. #7
    Ehil Üye Selim Akif - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    2.965

    Standart

    gelmek istediğin nokta Kafiri küfründen dolay? sevmeyiz.....

    evet kat?l?yorum sana ..Allah raz? olsun kardeş.

    Bismillahirrahmanirrahim


    Elif, Lâm, Mîm.
    İnsanlar, imtihandan geçirilmeden,
    sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?


    Do men think that they will be left alone on saying,
    "We believe", and that they will not be tested?


  8. #8
    Müdakkik Üye nurçi38 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    759

    Standart

    Bedîüzzamân Hazretleri şöyle buyuruyor:

    "Şark husûmeti, islâm inkişâfını boğuyordu; zail oldu ve olmalı. Garb husûmeti, İslâm 'ın ittihadına, uhuvvetin inkişâfına en müessir sebebdir, bakî kalmalı. "( Târihçe-i Hayât, 125)

    (Not:Husumet bana bunu çağrıştırıyor Selim Akif kardeşim.)

    "Eğer düşmanlık etmek istersen; kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adavet et. " (22. Mektûb)

    Müceddid-i Elf-i Sânî İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârukî, Mektûbât kitabının 266. Mektubunda şunu kaydeder:

    "imân, zarurî ve tevatür yolu ile bize gelen dînî emirleri tasdikten ibarettir. Bu tasdikin alâmeti de küfür ve onun levâzımâhndan teberrî edip uzaklaşmaktır. Bu teberrî, ancak Hakk'ın düşmanları olan kâfirlere karşı düşmanlık beslemekle olur.

    "Allah ve Resulüne muhabbet, onların düşmanları olan kâfirlere karşı adâvetsiz olamaz. "( Mektûbât-ı İmâm Rabbânî, 266. Mektûb)

    Hazret-i Abdullah b. Abbâs (ra) der ki:

    "Kişinin ne kadar namazı ve orucu olsa da; o, bunlarla tam ma'nâsıyla Allah'ın dostluğuna kavuşamaz. Ancak ne zaman Allah için sever, Allah için buğz eder, Allah için dostlar edinir, Allah için düşmanlar edinirse; işte o zaman hakîkî ma'nâda Allah'ın dostluğunu elde eder."( Nevâdiru'1-Usûl, 1/229-338)

    İstisnalar Çoğalırsa Kaide Olur...


  9. #9
    Müdakkik Üye nurçi38 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    759

    Standart

    Alıntı Selim Akif Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    gelmek istediğin nokta Kafiri küfründen dolayı sevmeyiz.....

    evet katılıyorum sana ..Allah razı olsun kardeş.
    Senden de razı olsun kardeşim..

    İstisnalar Çoğalırsa Kaide Olur...


  10. #10
    Müdakkik Üye nurçi38 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    759

    Standart

    Hulâsa: Üstâd Hazretleri, "Biz muhabbet fedaileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur" cümlesiyle anlad?ğ?m kadar?yla meâlen diyor ki: Bizler kitâb ve sünnet dâiresinde muhabbet fedaileriyiz. Nefsimiz i'tibâriyle kimseye muhabbet veya buğz edemeyiz. Şerîat ölçüsüyle severiz, şerîat ölçüsüyle buğzederiz. Şerîat-? tekvîniyyeye göre herkesi severiz. Şerîat-? teklîfiyyeye göre ise mü'minleri sever, kâfirlere ise husûmet ederiz. Zîrâ, kâfirin küfrünü sevmek küfürdür.

    Dîn-i Mübîn-i ?slâm, her bir mes'ele için bir ölçü ta'yîn ettiği gibi, bu muhabbet ve husûmet mes'elesi için de bir ölçü ta'yîn etmiştir. O ölçü de şudur:

    “El Hubbu Lillah, vel buğzu fillah”

    Ya'nî: "Allah için Allah'?n dostlar?n?, ya'nî s?rât-? müstakim ehli olan ve in'âmât-? ?lâhiyyeye mazhar olan enbiyâ, s?dd?kîn, şühedâ, sâiihîn ve bunlara tâbi' olan mü'minleri sevmek; Allah için Allah'?n düşmanlar?na, ya'nî s?rât-? müstakimden udûi edip küfür ve dalâlet batakl?ğ?na düşen kâfirlere, müşriklere, münaf?klara, bahusus Allah'?n gazab?na ma'rûz kalan Yahûdîlere ve dâllîn güruhu olan H?ristiyanlara buğzetmektir."

    Mesele nihayet buldu..

    Selametle..

    İstisnalar Çoğalırsa Kaide Olur...


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Kimlere Cennet Vacib Kılınmış...
    By yasemenn in forum Hadis-i Şerifler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 23.09.09, 22:32
  2. Biz Muhabbet Fedaileriyiz;Husumete vaktimiz yoktur cümlesinin izahı....
    By **Muttakİ** in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 12.03.09, 10:37
  3. Biz, Muhabbet Fedaileriyiz; Husumete Vaktimiz Yok
    By karatoprak1975 in forum Risale-i Nur Talebeliği
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 02.12.06, 11:05

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0