33.sÖz 25.pencere (aç?klamal? ders)
“ Nas?l ki madrup elbette daribe işaret eder,sanatl? bir eser sanatkar? icap eder,velet validi iktiza eder,tahtiyet fevkiyeti iltizam eder ve hakeza…Bütün umuru izafiye diye tabir ettikleri biri birisiz olmayan evsaf? nisbiye misullü,şu kainat?n cüziyat?nda ve heyeti umumiyesinde görünen imkan dahi vücubu gösterir.Ve bütün onlarda görünen mahlukiyet,halikiyeti gösterir. Ve umumda görünen kesret ve terkip vahdeti istilzam eder.ve vücup ve fiil,ve hallakiyet ve vahdet bil bedahe ve bizzarure mümkin,münfail,kesir,mürekkep,mahluk olmayan vacip ve fail,vahid ve hal?k olan mevsuflar? ister.Öyle ise bil bedahe bütün kainattaki bütün imkanlar, bütün infialler bütünün mahlukiyetler bütün kesret ve terkipler bir zat-? vacibul vücud, fa’alün lima yürüd,hal?k? küllü şeye,vahidi ahade işaret eder.”
Mahlûkat ve mevcudat kelam ilmince ikiye ayr?l?r.Ya cevherdir, ya ar?z. Ar?z da dokuz tanedir.
?MKÂN DA?RES?NDEK? NESNELER
CEVHER: …
ARIZ: Bir yere yerleşmesinde başkas?na muhtaç olan ve müstakil olmayan, müstakil olan şeyle kaim olana ar?z denir. Ar?z dokuza ayr?l?r.
1.KEM: Kemiyet Risale-i Nur da çok geçer. Say?lar demektir
KEM: Zat? itibar? ile taksimi iktiza eden ar?zd?r. Yani zat? itibariyle bölüne bilen bir şeye kem denir.
2.KEYF?YET: Zat? itibariyle ne taksimi nede nispeti iktiza etmeyen ar?zd?r. Hararet, bürudet gibi ne taksimi olur, ne de başkas?na nispet olunabilir. Arada dönen bir şey değil. Hararet, soğukluk gibi elle tutulmaz. Taksim de olunamaz.
3.EYNE: Bir cismin bir mekân da husulüne denir. Bir cismin bir yerde yerleşme haletine eyn denir. O haldir.
4.META: Bir şeyin zamanda husulüne denir. Veya zaman?n küçük parças?na denir. Bir şeyin küçük zaman parças?na yerleşmesine denir.
5.VEZA: bir şeyin baz? parçalar?n? baz?lar?na nispet etmekle ve o şeyin eczalar?n? başka bir şeye nispet etmekle, o şeye has?l olan heyettir. Vaziyet bu kelimenin tahlilî- Ayakta durmakla s?rt üstü yatmak gibi. duruşun- vezad?r.Vaziyettir.
6.MÜLK: Bir şeyi ihata edenden dolay? o şeye ar?z olan heyettir. Cildin cesede elbisenin bedene ihatas? gibi
7.?ZAF?YE: Mütekerrir olan nispettir. Babal?ğ?n oğulla, oğulluğunda babal?ğa olan izafesi, nispeti gibi
8.FAAL: Tesir etmek, suyu ?s?tan alet gibi. Alet cevherdir. Is?tma olay? tesir faildir.
9.?NF?AL: Teessür etmek, bir şeyin tesirini kabul etmektir. Mesela ?s?tma haletine faal, suyunda ?s?nmay? kabul etme haletine infial denir. Birisi bir ağ?r kelime söyler buna faal denir. Bundan bir rahats?zl?k meydana gelir. Buna da infial denir.
?şte alim-i mütekellime göre iki bölümdür. Ya cevherdir, ya Ar?zd?r. Ar?zda dokuz tanedir.
Kâinat?n bir birine karş? taksimat? böyledir. Gerçek manada düşündüğümüz zaman, kâinat Allaha karş? mutlaka münfaildir. Hepsi Allaha karş? ar?zd?r, müstakil değil.
Çünkü Cenab-? hak hal?kt?r. Kâinat mahlûktur. Mahlûk hal?ks?z olmaz. Para var paran?n üzerinde nak?ş var. Bu nak?ş mutlaka darba delalet eder. Mutlaka infial failden gelir. Kanundur. Kâinatta böyle olduğuna göre, Cenab? hakla mukayese ettiğimiz zaman; kâinata bak?yoruz ki infial var. Kâinat mümkünül vücuttur, mahlûktur. Öyle ise bu kâinata vacibul vücut bir zat laz?m. Kâinat bir failsiz olmaz.
Ulema-? ilmi kelam kâinat? böyle taksim ettikten sonra dönüyorlar o kâinat?n taksimat?ndan Allah?n varl?ğ?n? ispat ediyorlar. ?mkân vücubsuz olmaz. Öyle ise bu alemde Allahs?z olmaz. Bu Mütekellimin usulündeki ispatt?r.