+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2

Konu: Risâle-i Nur ve Hz. Ali

  1. #1
    Müdakkik Üye ahmetmustafa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Bulunduğu yer
    Connecticut, USA
    Mesajlar
    734

    Standart Risâle-i Nur ve Hz. Ali

    Risâle-i Nur ve Hz. Ali

    Risâle-i Nur eserlerini okuyanlar, bu eserlerde Hz. Ali'ye ve çeşitli vasıflarına sıkça atıfta bulunulduğuna şahit olmuşlardır.

    Hatta Risâle-i Nur'da en sık ismi geçen sahabi Hz. Ali'dir.1

    Bu çalışmamızda, Risâle-i Nur'da Hz. Ali'ninüzerinde durulan, atıfta bulunulan, önemsenen ve haliyle örnek olarakbizlere sunulan hususiyetleri ile Hz. Ali'nin Risâle-i Nur'la olanilgisi üzerinde durulacaktır.

    Bediüzzaman, eserlerinde Âl-i Beyt'in mânevî şahsiyetinin mümessilihasebiyle, Hz. Ali'ye çok ehemmiyet verir. Bunun en önemli sebebi,İslâm tarihinden bu yana Al-i Beyt tarafından yerine getirilmiş olanKur'ân ve İslâm'a hizmet metodu ve misyonunun Risâle-i Nurtalebelerince tevarüs edilmiş olması ve bu mirasa sahip çıkılmasıdır.

    Bediüzzaman, hem kendisi hem de Risâle-i Nur ve Risâle-i Nur talebeleriile Hz. Ali, Hz. Hasan ve başta Şâh-ı Geylani olmak üzere Ehl-i Beytarasında ciddi mânevî bir münasebet görür. Bu hususta Risâle-i Nurmetinleri içinde telif edilmiş olan "Sekizinci Şuâ", "On SekizinciLem'a", "Yirmi Sekizinci Lem'a" ile Gavs-ı Azam'ın Kerâmet-i Gaybiyesihakkındaki "Sekizinci Lem'a"da genişçe izahlar ve değerlendirmeleryapılmıştır.

    Bediüzzaman, kendisini Hz. Ali'nin mânevî bir evladı, Al-i Beyt'in bir ferdi olarak takdim eder. Kendiifadesi ile: "Gerçi manen ben Hz. Ali'nin (r.a.) bir veled-i mânevîsihükmünde, ondan hakikat dersini aldım. Ve Âl-i Muhammed Aleyhisselam'ınbir mânâda hakikî Nur şakirtlerine şamil olmasından ben de Âl-iBeyt'ten sayılırım."2 der. Nesep olarak da kendisinin hem Hasenî hem deHüseynî olduğunu ifade ettiği bazı kaynaklarda yer almaktadır.3

    Bediüzzaman'ın yukarıdaki mânâyı teyid eden başka bir ifadesi de şu şekildedir: Benüveysi bir tarzda bir kısım hakikat ilmini Hüccetü'l-İslâm İmam-ıGazali'den almışım. Şimdi anlıyorum ki, İmam-ı Gazali aynı dersi üveysibir tarzda İmam-ı Ali'den almıştır. "Demek İmam-ı Ali'nin mühim birşakirdi olan İmam-ı Gazali'nin (k.s) başı üstünde bu biçare talebesineşefkatkârane, tesellidarane, en sıkıntılı bir anda bakması, acib değilbelki lazımdır."4

    Bilindiği gibi, üveysilik, üveysi tarz v.b. ıstılahlar özellikle İslâmtasavvufunda Veysel Karani (r.a.) ile Peygamber Efendimiz arasındavicahen ve şifahen; yani yüz yüze olmayan, mânevî olarak tesis edilenbağlılık ve münasebete telmihen kullanılmaktadır. Veysel Karani nasılki, Hz. Peygamber'i görmeden onun dersini talim etmişse, Bediüzzamanda, Gavs-ı Azam (k.s), Zeynelabidin (r.a.), Hz. Hasan ve Hüseyinvasıtası ile Hz. Ali'nin dersini talim emiştir.5

    İşte Bediüzzaman, kendisi ile Hz. Ali arasında da bu duruma benzer birilişki olduğunu ve dolayısıyla kendisi ve Nur Talebelerinin hizmetdairelerinin bu sayılan zatların hizmet daireleri ile aynı olduğunubeyan etmektedir. Keza Bediüzzaman, Emirdağ Lahikası isimli eserinde,Hz. Ali'nin, Risâle-i Nur'un üstadı ve kendisinin de hakaik-i imaniyedehususi üstadı olduğunu ve Risâle-i Nur'a Celcelutiye kasidesinderumuzlu işaretiyle pek çok alakadarlık gösterdiğini beyan eder.6

    Nur Külliyatı'nda, "Risâle-i Nur, Âl-i Beyt ve İmam-ı Ali'nin bir mânevî hediyesi ve eseri olarak"takdim edilir.7 Ayrıca " Nur Şakirtleri'nin üstadı İmam-ı Ali olduğu"8ve "Nurun mesleğinde hubb-u Âl-i Beyt'in esas olduğu"9 beyan edilir.

    Hz. Ali, Risâle-i Nur'da, Kur'ân-ı Mucizü'l-Beyan'ın en mühim birtalebesi, Kur'ân ilimlerinin birinci naşiri10 ve Âli Beyt'in mânevîşahsiyetinin temsilcisi11 olarak vasıflandırılmıştır.

    Risâle-i Nur'da; Peygamber Efendimizin, nazar-ı nübüvvetle ileride Hz.Ali'nin çok musibet ve ithamlara maruz kalacağını görerek onuümitsizlikten ve ümmeti de onun hakkında su-i zandan kurtarmak için"Ben kimin efendisiysem, Ali de onun efendisidir."12 mealindeki hadis-işerif nakledilir.13

    Ayrıca, Nur Külliyatı'nda, Hz. Peygamber'in, kendisi dahil olmak üzere,abasını Hz. Ali'nin de içlerinde bulunduğu beş kişi üzerine örtmesi ile"Hamse-iÂl-i Aba"dan sayıldığı ve Hz. Peygamberin bu hareketiyle Hz. Ali'yiistikbalde çıkacak olan dahili fitneler dolayısıyla onu ümmet nazarındaaklama gayesini güttüğü ifade edilmektedir.14

    Bediüzzaman, Hz. Peygamber'in (a.s.m) Hz. Ali'nin şiasına olanövgüsünün, Ehl-i Sünnet ve Cemaat'e ait olduğuna, zira Hz. Ali'ye olanmuhabbetlerinin dengeli ve istikametli muhabbeti temsil ettiğine vehadisçe bildirilen tehlikeli ifrat-ı muhabbetten sakındıklarına dikkatiçeker.15

    Risâle-i Nur'da, halifeliğin kendisinden zorla alındığı bağlamındakibir soruya cevap sadedinde, Hz. Ali'nin kendisinden önceki halifelerinşeyhülislamlığını yaptığını, şâyet onları ve onların idaresinibenimsemezse kesinlikle bu görevi kabul etmeyeceğini, haliylehalifeliğin kendisinden zorla alındığını iddia edenlerin sözlerininhakikat olmadığını ve bu iddianın, Hz. Ali'yi, "olduğu gibi görünmeme",yani "takiyye" yaptığı şeklinde bir istifhamı ihtiva ettiği beyanedilir.16

    Hz. Peygamber'in neslinin devam ettiricisi olarak Hz. Ali üzerinde durulur. Peygamberimizin "Allahher peygamberin neslini kendi sulbüne koydu, benim sulbümü ise Ali'ninsulbüne koydu" keza, "Ben ilmin şehriyim, Ali ise onun kapısıdır" hadis-i şerifleri nakledilir.17

    Bediüzzaman, Fetih Sûresi'nin son âyetinin18 Hz. Ali ile ilişkisinikurar. Bu âyeti; saltanat ve hilâfete tam liyakatle ve kahramanlıklagirdiği halde, zühd, ibadet, fakr ve iktisadı seçen, rüku ve sücuddakidevamı herkesçe teslim edilen Hz. Ali'nin, (r.a.) gelecekteki durumunuve o fitneler içindeki çarpışmalar sebebiyle mesul olmadığını,isteğinin Allah rızasını kazanmak olduğunu haber verdiği şeklindetefsir eder.19

    İsm-i Azam'ın herkes için bir olmadığı, Meselâ Hz. Ali için İsm-iAzam'ın, "Ferd, Hay, Kayyum, Hakem, Adl ve Kuddüs" olmak üzere altıolduğunu izah sadedinde Hz. Ali'nin ismi geçer.20 Hz. Ali'nin budeğerlendirmesini Bediüzzaman aynen kabul etmiş olmalı ki, bu isimleringenişçe izah edildiği "Esma-i Sitte" Risâlesi olarak bilinen 30.Lem'a'yı telif etmiştir.

    Hz. Ali'nin, tahdis-i nimet olarak ilminin genişliğine ve şümulüneişareten "Evvel-i dünyadan kıyamete kadar ulum-u esrar-ı mühimme bizemeşhud derecesinde inkişaf etmiş, kim ne isterse sorsun. Sözümüze şüpheedenler zelil olur." sözüne dikkat çekilir.21

    Yine Risâle-i Nur'da, Hz. Ali, esrar-ı huruf ve cifir ilminde üstad-ı mutlak olarak tavsif edilmektedir.22

    Bediüzzaman'ın vefatından önce talebelerine verdiği önemli bir dersolan son mektubunda "Kur'ân'a hizmetteki acib ihlası nereden dersaldın?" mealindeki bir soruya cevap sadedinde "iki noktadan" diye cevapveriyor. Verilen cevabın ikinci noktasında, Hz. Ali'nin ihlas veubudiyetteki hassasiyetini şu örnekle nazar-ı dikkate sunuyor: Kendişahsını ve hayatını düşünmeyerek, tam huzur içinde namazını edaedebilmek için, namaz esnasında kendisine tam bir emniyet sağlayacakbir muhafız ifriti dergâh-ı İlâhî'den niyaz etmiş.23 Yine aynı yerdeHz. Ali kahraman-ı İslâm olarak nitelendirilir.24

    Risâle-i Nur'da, Hz. Ali'nin çok önemsenen bir yönü de adalet timsalioluşudur. Hz. Ali hilâfet-i İslâmiye'yi Kur'ân'da mevcut ve kendisindenönceki üç halife döneminde de tatbik edilmiş olan "adalet-i mahza"esasları üzerine oturtmak istemiş ve bu istikamette içtihaddabulunmuştur. "Cemel Vak'ası" olarak tarihe geçmiş olan hadise aslındaHz. Ali'nin temsil ettiği "adalet-i mahza" ile muhaliflerinin temsilettiği "adalet-i izafiye"nin çatışmasıdır. Bediüzzaman bu tartışmadaHz. Ali'nin isabet; muhaliflerinin ise hata ettiğini beyan eder.25

    Nur Külliyatı'nın en önemli Risâlelerinden olan Uhuvvet Risâlesi'nde,Hz. Ali ihlâs timsali olarak tanıtılır ve bu bağlamda aşağıdaki menkıbebize örnek olmak üzere aktarılır. "Bir vakit İmam-ı Ali bir kâfiri yereatmış, kılıncını çekip keseceği zaman, o kâfir ona tükürmüş. O, kâfiribırakmış, kesmemiş. O kâfir, ona demiş ki: 'Neden beni kesmedin?' Dedi:Seni Allah için kesecektim. Fakat bana tükürdün, hiddete geldim,nefsimin hissesi karıştığı için ihlâsım zedelendi. Onun için senikesmedim. O kâfir ona dedi 'Beni çabuk kesmen için (maksadım) senihiddete getirmekti. Madem dininiz bu derece safi ve halistir; o dinhaktır.' dedi."26

    Bediüzzaman sair İslâm âlimleri gibi Hz. Ali için, "Şah-ı Velâyet" ve "fütuhat-ı İslâmiye'nin pehlivanı" unvanını kullanır.27

    Risâle-i Nur ile Hz. Ali arasındaki önemli bir bağlantı ve kesişmenoktası da Bediüzzaman'ın, dolayısıyla "Nur Talebelerinin" evradlarıiçine girmiş duâ metinlerinde görülmektedir. Bunları çok kısa birşekilde tanıttıktan sonra bunlarla irtibatlı olarak sayabileceğimizebced ve cifir ilmine de atıfta bulunacağız.

    a- Celcelutiye: Hz. Ali'ye ait birkaside olan ve menşei vahye dayanan28 bu kaside, İmam-ı Gazali gibi birçok imamların şerhine mazhar olmuştur. Cifirli, ebcedli ve sırlı birkaside olarak tavsif edilmektedir.29 Bu kasidenin özellikleri ileRisâle-i Nur ve müellifine olan işaretleri "Sekizinci Şuâ" ile "YirmiSekizinci Lem'a" da etraflı bir şekilde anlatılmaktadır.

    b- Ercuze: Hz. Ali tarafından vezinliolarak yazılan ve gelecekten haber veren meşhur bir kasidedir.Bediüzzaman, bu kasideden hem İslâm'ın ilk dönemi, hem de Risâle-iNur'la ilgili bir kısım vakaları cifir ve ebced hesabıyla istihraceder.30 Bu kaside ile ilgili geniş malumat "On Sekizinci Lem'a" da yeralmaktadır.

    c- Sekine: Sükun ve itminan, temkin,nefisteki telaşın kesilmesi ile hasıl olan kalp huzuru ve sükunetişeklinde tanımlanır. Hz. Ali'ye atfedilen ve menşe itibariyle aslıvahye31 dayanan, kalp rahatlığı ve kuvveti veren çok mühim bir duâdır.İçerisinde 19 harfli 19 âyet bulunmakta olup, İsm-i Azam'ı da ihtivaettiği rivâyet edilmektedir. Bediüzzaman, her gün bir çok kere buisimleri zikir suretinde tekrar etmiştir.32

    d- Cevşenü'l Kebir: Matbu Cevşen'inhemen girişinde bu duâ ile ilgili olarak; "Hz. Peygamber'e (asm)Cebrail Aleyhisselam'ın vahiy ile getirdiği ve 'zırhı çıkar bunu oku.'dediği gâyet yüksek ve çok kıymettar bir münâcât-ı Peygamberîdir ki;Zeynelabidin'den (r.a.) tevatürle rivâyet edilmiştir." notubulunmaktadır. Bu duânın Peygamberimiz (asm) tarafından hususî olarakHz. Ali'ye talim edildiği rivâyet edilmektedir. Bediüzzaman, Sünnî anakaynaklarda yer almayan Cevşenü'l Kebir'i Ehl-i Sünnet'e tekrartanıtır.33 Ve Cevşen'i Ehl-i Beyt'in mânevî gâyet mühim bir mirası vemaden-i feyzi olarak vasıflandırır.34

    Bediüzzaman, Cevşenü'l Kebir'i kendisine üstad yaptığını ve günlükvird olarak okuduğunu beyan etmektedir.35 Gerek Bediüzzaman'ınhayatında ve gerekse Risâle-i Nur'a menşe ve mehaz olması açısındanCevşen'in yeri ve etkisi büyüktür.36

    e- Cifir ve ebced ilmi: Bediüzzaman'ınHz. Ali ile münasebetini gösteren unsurlardan biri de ebced ve cifirilmidir.37 Hz. Ali'nin istikbale ait bir çok işareti bu ilimlerikullanarak verdiği, Nur Külliyatı'nın muhtelif yerlerindegeçmektedir.38 Hz. Ali, Nur müellifini adeta verdiği bu gaybîhaberlerin şifresini çözecek bir muhatap olarak görmüştür. Risâle-iNur'da, Hz. Ali'ye atfedilen ehemmiyet hem ondaki mesajlarınçokluğundan, hem de Bediüzzaman'ın, küfrü mutlaka karşı İsevilerindindar ruhanileri dahil, bütün iman ehlini, birlik ve beraberliğeçağırma dâvâsında, Hz. Ali sevgisini öne çıkaran Şiî ve AlevîMüslümanlara ulaşmada Hz. Ali'nin bir ortak payda, sağlam bir köprüoluşu etkili olmuş olabilir.39


    SONUÇ

    Hz Ali'nin Risâle-i Nur'a bu derece alâkadarlığı ve Risâle-i Nur'da,Hz. Ali'nin gerek şahsının sahip olduğu yüksek meziyetlerin ve gereksehilâfeti zamanında uyguladığı "adalet-i mahza" anlayışının çağımız imanve Kur'ân hizmetkârlarına numune-i imtisal olarak takdimi elbette çokanlamlıdır. Bu durum şükrü gerektiren bir mazhariyet olduğu kadar;büyük ve ağır bir vazifeyi omzuna almış olmanın büyük ve hassassorumluluğunu da beraberinde getirmektedir. Bu sorumluluğun ana ögesiniise "ihlâs "oluşturmaktadır. Bediüzzaman, bu hususu, havf-reca,celâl-cemal, takdir ve ikazı içinde barındıran bir üslûpla, şöyle dilegetiriyor:

    "Bilirsiniz ki, Hazret-i Ali (r.a.), o mucizevâri kerametiyle veHazret-i Gavs-ı Âzam (k.s.) o harika keramet-i gaybiyesiyle, sizlere busırr-ı ihlâsa binaen iltifat ediyorlar. Ve himâyetkârâne teselli veriphizmetinizi mânen alkışlıyorlar. Evet, hiç şüphe etmeyiniz ki, buteveccühleri ihlâsa binaen gelir. Eğer bilerek bu ihlâsı kırsanız,onların tokadını yersiniz."40


    Dipnotlar
    1. Hz. Ebubekir'in 44, Hz. Ömer'in 41, Hz. Osman'ın 17 ayrı yerde ismigeçmesine mukabil H. Ali'nin tam 157 yerde ismi geçmektedir.
    2. Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, s. 261.
    3. Abdulkadir Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayat, C. I, s. 36.
    4. Bediüzzaman Said Nursî, Lem'alar, s. 327.
    5. Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, s. 61.
    6. Nursî, a.g.e., s. 200.
    7. Nursî, a.g.e., s. 143.
    8. Nursî, a.g.e., s. 210.
    9. aynı yer.
    10. Bediüzzaman Said Nursî, Lem'alar, s. 424.
    11. Nursî, a.g.e., s. 29.
    12. Tirmizi, Menakıb:19.
    13. Lem'alar, s. 29.
    14. a.g.e., s. 97.
    15. a.g.e., s. 30.
    16. a.g.e., s. 31.
    17. a.g.e., s. 335.
    18. Fetih Sûresi: 29.
    19. Lem'alar, s. 37.
    20. a.g.e., s. 332.
    21. Risâle-i Nur Külliyatı, Nesil Yay., s. 2079.
    22. Nursî, Lem'alar, s. 325.
    23. Nursî, Emirdağ Lâhikası, s. 218-19. Bu niyazda, İkinci Lem'a'dazikredilen, Hz. Eyyub'un, şahsının çektiği sıkıntıyı nazara almayıp,şifa için duâsını erteleyip ne zaman ki hastalığı ibadet yapmasınaengel olmaya başladı, ellerini açıp "Ya Rab! Zarar bana dokundu.Lisanen zikrime ve kalben ubudiyetime halel veriyor" diye duâetmesindeki incelik ve nükteyi görmek mümkündür.
    24. a.g.e., aynı yer.
    25. Nursî, Mektubat, s. 50.
    26. a.g.e., s. 259.
    27. Bediüzzaman Said Nursî, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 113.
    28. a.g.e., s. 112.
    29. Nursî, Lem'alar, s. 325.
    30. a.g.e., s. 191.
    31. Buradaki vahiy kavramının Peygamberlere gelen vahiy ilekarıştırılmaması gerekir. Zira arada mahiyet ve derece farkı vardır.
    32. Nursî, Lem'alar, a.g.e., s. 197,336; Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 109.
    33. Bediüzzaman'ın Ehl-i Sünnet ve Şia arasındaki birleştirici vasfı burada da kendisini gösterir.
    34. Nursî, Lem'alar, a.g.e., s. 336.
    35. aynı yer.
    36. Cevşen ile ilgili geniş bilgi için bkz. Peygamberimizin CevşenDuâsı, İttihad Yayınları, İstanbul 1996; Abdulkadir Badıllı, Risâle-iNur'un Kudsi Kaynakları, Envar Neş. İstanbul 1994, s. 412.
    37. Bu ilim ile ilgili olarak Bkz. Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı TarihDeyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1993. C. I, s. 287-88.
    38. Badıllı, a.g e., s. 925-995.
    39. İbrahim Canan, Alevilik Sünnilik Meselesi, İstanbul 2002. s. 53.Benzer bir değerlendirme Türk-Kürt ilişkisi noktasında da yapılabilir.Bediüzzaman'ın Kürt bir coğrafyada dünyaya gelmesine, zamanın tedrisdilinin Arapça olmasına rağmen, eserlerini Türkçe olarak yazması,hayatının önemli bir kısmının Türkler arasında geçmiş olması vekendisine hizmet eden talebelerinin ekserisinin Türk olması ve meşhurbir siyasetçinin deyimi ile, "Nur Talebelerinin Türk'ü, Türkçü değil;Kürd'ü, Kürtçü değil" tesbitinden de yola çıkarak, Türk-Kürtgerginliğinin giderilmesinde Risâle-i Nur, şimdiye kadar olduğu gibibundan sonrada ortak payda oluşturma, iman kardeşliğini pekiştirmefonksiyonunu icra edecektir.
    40. Nursî, Lem'alar, s. 224.

    http://www.risaleara.com/makaleler.asp?id=9&islem=oku&p=1

    http://www.koprudergisi.com/index.asp?Bolum=EskiSayilar&Goster=Yazi&YaziNo=726
    • Ey alem-i İslam! Uyan,Kur'an'a sarıl,İslamiyete maddî ve manevî bütün varlığınla müteveccih ol...Tarihçe-i hayat
    • Ümitvar Olunuz; Şu İstikbal İnkılabâtı İçinde En Yüksek Gür Sada,İslamın Sadası Olacaktır!...Tarihçe-i Hayat
    • İnsandaki en tehlikeli damar ENANİYET damarıdır.Ve en zaif damarı da odur.Onu Okşamakla çok fena şeyleri yaptırabilirler...Mektubât
    • İlgi, Bilgiden Ziyade Önemlidir.




  2. #2
    Yasaklı Üye umut46 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    231

    Standart

    Üstad?m Hz.Ali'dir(r.a) benim

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Risale-i Nurda Bir Risale Var ki Bir Kutb-u Azamdan Beklenen Feyzi Verebilir....?
    By MuM in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 22.02.09, 01:47
  2. Risale-i Nur Nedir ve Hakikatler Muvacehesinde Risale-i Nur ve Tercümanı Ne Mahiyette
    By ubeyde_21 in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 24.08.07, 22:39

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0