+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 5 ve 5

Konu: Mülk Cihetinin Mülevves Olması...

  1. #1
    Ehil Üye BiKeS_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    2.770

    Standart Mülk Cihetinin Mülevves Olması...

    İ’lem eyyühe’l-aziz!
    Ulühiyetin azameti, izzeti, istiklaliyeti, herşeyin küçük olsun, büyük olsun, yüksek olsun, alçak olsun taht-ı tasarrufunda bulunduğunu istiyor. Senin hissetin veya hakaretin, Onun tasarrufundan hariç kalmasına sebep olamaz. Çünkü senin Ondan bu’dun varsa da, Onun senden bu’du yoktur. Veya senin bir sıfatının hakareti, vücudunun hakaretini istilzam etmez. Veya mülk cihetinin mülevves olması, meleküt cihetinin de mülevves olmasını iktiza etmez. Ve keza, Halıkın azameti, çirkin şeylerin, tasarrufundan çıkmasını istilzam etmez. Bilakis, azamet-i hakikiye, icad hususunda infiradı, tasarruf cihetiyle de ihatayı iktiza eder.

    Mülk cihetinin mülevves olması, meleküt cihetinin de mülevves olmasını iktiza etmez cümlesinden anlamamız gereken nedir?


    Yâ Rab, garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvânem, alîlem, âcizem, ihtiyarem,


    Bî-ihtiyarem, el-aman-gûyem, afv-cûyem, meded-hâhem, zidergâhet İlâhî!




  2. #2
    acizizfakiriz
    Guest acizizfakiriz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    Ey esbâbperest gàfil! Esbâb, bir perdedir. Çünkü, izzet ve azamet öyle ister. Fakat, iş gören kudret-i Samedâniyedir. Çünkü, tevhid ve celâl öyle ister ve istiklâli iktizâ eder. Sultan-ı Ezelînin memurları, saltanat-ı rubûbiyetin icraatçıları değillerdir. Belki o saltanatın dellâllarıdırlar ve o rubûbiyetin temâşâger nâzırlarıdırlar. Ve o memurlar, o vâsıtalar; kudretin izzetini, Rubûbiyetin haşmetini izhâr içindir; tâ umûr-u hasîse ile kudretin mübâşereti görünmesin. Aczâlûd, fakrpîşe olan insanî bir sultan gibi, acz ve ihtiyaç için memurları şerik ittihaz etmiş değildir.
    Demek esbâb vaz’ edilmiş, tâ aklın nazar-ı zâhirîsine karşı kudretin izzeti muhâfaza edilsin. Zîrâ aynanın iki vechi gibi, her şeyin bir mülk ciheti var ki, aynanın mülevven yüzüne benzer, muhtelif renklere ve hâlâta medâr olabilir; biri melekûttur ki, aynanın parlak yüzüne benzer. Mülk ve zâhir vechinde, Kudret-i Samedâniyenin izzetine ve kemâline münâfi hâlât vardır; esbâb, o hâlâta hem mercî, hem medâr olmak için vaz’ edilmişler. Fakat, melekûtiyet ve hakikat cânibinde, her şey şeffaftır, güzeldir, kudretin bizzat mübâşeretine münâsiptir, izzetine münâfi değildir. Onun için, esbâb sırf zâhirîdir, melekûtiyette ve hakikatte tesir-i hakikileri yoktur.
    Hem, esbâb-ı zâhiriyenin diğer bir hikmeti şudur ki: Haksız şekvâları ve bâtıl itirazları âdil-i Mutlaka tevcih etmemek için, o şekvâlara, o itirazlara hedef olacak esbâb vaz’ edilmiştir. Çünkü, kusur onlardan çıkıyor, onların kabiliyetsizliğinden ileri geliyor. Bu sırra bir misâl-i latîf sûretinde bir temsil-i mânevî rivâyet ediliyor ki:

    Hem, esbâb-ı zâhiriyenin diğer bir hikmeti şudur ki: Haksız şekvâları ve bâtıl itirazları âdil-i Mutlaka tevcih etmemek için, o şekvâlara, o itirazlara hedef olacak esbâb vaz’ edilmiştir. Çünkü, kusur onlardan çıkıyor, onların kabiliyetsizliğinden ileri geliyor. Bu sırra bir misâl-i latîf sûretinde bir temsil-i mânevî rivâyet ediliyor ki:
    Hazret-i Azrâil Aleyhisselâm, Cenâb-ı Hakka demiş ki: "Kabz-ı ervâh vazifesinde Senin ibâdın benden şekvâ edecekler, benden küsecekler."
    Cenâb-ı Hak lisân-ı hikmetle ona demiş ki, "Seninle ibâdımın ortasında musîbetler, hastalıklar perdesini bırakacağım; tâ şekvâları onlara gidip, senden küsmesinler."


    İşte bak: Nasıl hastalıklar perdedir, ecelde tevehhüm olunan fenâlıklara mercîdirler ve kabz-ı ervâhta hakikat olarak olan güzellik, Azrâil Aleyhisselâmın vazifesine mütealliktir; öyle de, Hazret-i Azrâil dahi bir perdedir, kabz-ı ervâhta zâhiren merhametsiz görünen ve rahmetin kemâline münâsip düşmeyen bâzı hâlâta mercî olmak için, o memuriyete bir nâzır ve kudret-i İlâhiyeye bir perdedir. Evet, izzet ve azamet ister ki, esbâb perdedâr-ı dest-i kudret ola aklın nazarında; tevhid ve celâl ister ki, esbâb ellerini çeksinler tesir-i hakikiden. 22.söz

  3. #3
    Yasaklı Üye bekke - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2007
    Mesajlar
    299

    Standart

    Alıntı serraben Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    İ’lem eyyühe’l-aziz!
    Ulühiyetin azameti, izzeti, istiklaliyeti, herşeyin küçük olsun, büyük olsun, yüksek olsun, alçak olsun taht-ı tasarrufunda bulunduğunu istiyor. Senin hissetin veya hakaretin, Onun tasarrufundan hariç kalmasına sebep olamaz. Çünkü senin Ondan bu’dun varsa da, Onun senden bu’du yoktur. Veya senin bir sıfatının hakareti, vücudunun hakaretini istilzam etmez. Veya mülk cihetinin mülevves olması, meleküt cihetinin de mülevves olmasını iktiza etmez. Ve keza, Halıkın azameti, çirkin şeylerin, tasarrufundan çıkmasını istilzam etmez. Bilakis, azamet-i hakikiye, icad hususunda infiradı, tasarruf cihetiyle de ihatayı iktiza eder.

    Mülk cihetinin mülevves olması, meleküt cihetinin de mülevves olmasını iktiza etmez cümlesinden anlamamız gereken nedir?

    MÜLEVVES : Kirli, bulaşık.

    MELEKÛT : Eşyanın Cenab-ı Hakk`a bakan ve herşey için mutlak güzel olan, çirkinliğin bulunmadığı yüzü.

    MÜLK : eşyanın zahiri yüzü

    Yani eşyanın zahiri yüzündeki görünen pislikler o eşyanın uzerinde tecelliyatı ilahiyi kaldırmaz, zira melekutu yani iç yüzü kirli, pis değildir, tecelliyat ve tasarruf-u ilahi an be an devam eder demektir. Hiç bir şey kirli ve pis veya kafir veya murdar olması durumunda tasarruf-u ilahiden çıkamaz demektir.

  4. #4
    Ehil Üye Selim Akif - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    2.965

    Standart

    Her şeyin biri mülk, diğeri melekût; yani biri d?ş, diğeri iç olmak üzere iki ciheti vard?r. Mülk ciheti, baz? şeylerde güzeldir, baz? şeylerde de çirkin görünür; âyinenin arka yüzü gibi. Melekût ciheti ise, her şeyde güzeldir ve şeffaft?r. Âyinenin d?ş yüzü gibi. Öyle ise, çirkin görünen şeyin yarat?l?ş?, çirkin değildir, güzeldir. Ve ayn? zamanda o gibi çirkinlerin yarat?l?ş?, mehasini ikmal içindir. Öyle ise, çirkinin de bir nevi güzelliği vard?r. Binaenaleyh bu hususta ehl-i i'tizal'in "Çirkin şeylerin halk? Allah'a ait değildir" dedikleri safsataya mahal kalmad?. ?.?caz

    Bismillahirrahmanirrahim


    Elif, Lâm, Mîm.
    İnsanlar, imtihandan geçirilmeden,
    sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?


    Do men think that they will be left alone on saying,
    "We believe", and that they will not be tested?


  5. #5
    acizizfakiriz
    Guest acizizfakiriz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart

    Herbir unsurun, her bir nevin,her bir mevcudun, külli ve cüz i müteaddit vazifeleri ve o her bir vazifenin çok neticeleri ve meyveleri var. Ve ekseriyet-i mutlakası, maslahat ve güzel ve hayır ve rahmettirler. Ve az bir kısmı, kabiliyetsizlere ve yanlış mübaşeret edenlere veya ceza ve terbiyeye müstehak olanlara veya çok hayırları sünbül vermeye vesile olanlara rast gelir; zahiri, cüz’i bir şer, bir çirkinlik olur, bir merhametsizlik görünür. Eğer o cüz’i şer gelmemek için rahmet tarafından o unsur, o külli mevcud o vazifesinden menedilse, o vakit bütün hayırlı, güzel sair neticeleri vücud bulmaz. Bir hayrın ademi şer ve bir güzelliğin bozulması çirkinlik olması itibariyle, o neticeler adedince şerler, çirkinlikler husul bulur. Demek, birtek şer gelmemek için yüzer şerler, merhametsizlikler irtikab edilir ki, bütün bütün hikmete, maslahata, rububiyettteki rahmete muhalif düşer. Mesela, kar, soğuk, ateş, yağmur gibi nevilerin yüzer hikmetleri, maslahatlan içinde bazı dikkatsiz ve ihtiyatsızlar, su-i ihtiyarlarıyla kendileri hakkında şer yapsa, mesela elini ateşe soksa, "Ateşin hilkatinde rahmet yoktur" dese, ateşin had ve hesaba gelmeyen hayırlı, maslahatlı, merhametli faydalan onu tekzib edip ağzına vurur.

    Hem, insanın hodgam hevesatı ve süfli ve akıbeti görmeyen hissiyatı, kâinatta cereyan eden rahmaniyet ve hakimiyet ve rububiyet kanunlarına mikyas ve mehenk ve mizan olamaz. Kendi ayinesinin rengine göre görür. Merhametsiz siyah bir kalb, kâinatı ağlar, çirkin, zulüm ve zulümat suretinde görür. Fakat, iman gözüyle baksa, yetmiş güzel hulleler giymiş bir Cennet hurisi gibi, rahmetler ve hayırlar ve hikmetleden dikilmiş yetmiş binler güzel libasları birbiri üstüne giymiş, daima güler, rahmetle tebessüm eder bir insan-ı ekber ve ondaki insan nevini bir kâinat-ı suğra ve her bir insanı bir alem-i asgar müşahede eder. 15.şua

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Mülk Suresi
    By fanidünya... in forum İslami Konular ve İman Hakikatleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.11.13, 19:27
  2. Kur'an-ı Kerim Tilaveti / Mülk Sûresi / Ahmed El Acemi
    By DENİS in forum Ezgi, İlahi ve Kur'an-ı Kerim Tilavetleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 22.08.13, 18:33
  3. 100.000 Mülk Suresi Kampanyası
    By lale-gül in forum Dualar
    Cevaplar: 134
    Son Mesaj: 14.07.09, 19:19
  4. Bir Mülk Var, Mülkten İçeri
    By KıL_BeNi_Ey_NaMaZ in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10.12.08, 14:35
  5. Mülk Suresi'ni Neden Çokca Okumalıyız?
    By LeMaLaR in forum İslami Konular ve İman Hakikatleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 09.07.06, 00:58

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0