+ Konu Cevaplama Paneli
5. Sayfa - Toplam 37 Sayfa var BirinciBirinci ... 3 4 5 6 7 15 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 41 ile 50 ve 361
Like Tree3Beğeni

Konu: Risale-i Nur'lardan Kısa Sorularım

  1. #41
    Ehil Üye Bilal-i Sivasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2007
    Bulunduğu yer
    İzmir
    Mesajlar
    1.298

    Standart

    Değerli Kardeşimiz;

    1-Her varl?ğ?n kendisine muhtaç olduğu, onun ise, hiç bir şeye muhtaç olmad?ğ? anlam?na gelen, Samed isminin insandaki tecellisini, 22. sözde geçen şu ifadelerde, çok veciz ve tatmin edici bir üslupla anlat?lmaktad?r.

    "Hem o zîhayat, kâinat?n bir misâl-i musağğar? ve şecere-i hilkatin bir meyvesi hükmünde olduğu için, kâinat kadar ihtiyacât?n? birden kolayl?kla küçücük daire-i hayat?na yetiştirmek, Samediyet turras?n? gösteriyor. Yani o hal gösteriyor ki, onun öyle bir Rabbi var ki, ona, her şeye bedel bir teveccühü var ve bütün eşyan?n yerini tutar bir nazar? var. Bütün eşya, Onun bir teveccühünün yerini tutamaz.
    Hem o hal gösteriyor ki, onun o Rabbi, hiçbir şeye muhtaç olmad?ğ? gibi, hazînesinden hiçbir şey eksilmez ve kudretine de hiçbir şey ağ?r gelmez. ?şte Samediyetin gölgesini gösteren bir turras?"

    Kalbin, Samed ayinesi olmas? ise 11. lem'a da şöyle izah edilmektedir;
    Hem bu küçük insan?n küçücük kalbinde kâinat kadar bir aşk yerleşir. Evet, kalbin mercimek kadar bir sandukças? olan kuvve-i haf?za, bir kütüphane hükmünde binler kitap kadar yaz?, içinde yaz?lmas? gösteriyor ki, kalb-i insan, kâinat? içine alabilir ve o kadar muhabbet taş?yabilir.

    Madem f?trat-? beşeriyede ihsan ve cemal ve kemâle karş? böyle hadsiz bir istidad-? muhabbet vard?r. Ve madem bu kâinat?n Hâl?k?, kâinatta tezahür eden âsâr?yla bilbedâhe tahakkuku sabit olan hadsiz cemâl-i mukaddesi, bu mevcudatta tezahür eden nukuş-u san'at?yla bizzarure sübutu tahakkuk eden hadsiz kemâl-i kudsîsi ve bütün zîhayatlarda tezahür eden hadsiz envâ-? ihsan ve in'âmât?yla bilyakin ve belki bilmüşahede vücudu tahakkuk eden hadsiz ihsânât? vard?r. Elbette, zîşuurlar?n en câmii ve en muhtac? ve en mütefekkiri ve en müştâk? olan beşerden, hadsiz bir muhabbeti iktiza ediyor.

    2- Peygamber efendimiz(sas), hem ism-i azama ve hem de bütün esman?n tecelliyi azam?na mazhard?r. ?zah ve aç?klamas? için 24. sözün ikinci dal?na bak?labilir.

    http://www.sorularlarisaleinur.com/s...w_qna&id=12809
    Ey muhataplarım!
    Ben çok bağırıyorum. Zîra, asr-ı salis-i aşrın, yani on üçüncü asrın minaresinin başında durmuşum,

    sûreten medenî ve
    dinde lakayd ve
    fikren mazinin en derin derelerinde olanları
    camie davet ediyorum.


  2. #42
    Ehil Üye Bilal-i Sivasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2007
    Bulunduğu yer
    İzmir
    Mesajlar
    1.298

    Standart

    Bât?n-? kalp, âyine-i Samed’dir.” (Sözler) Ne demektir?



    Günlük hayat?m?zda, yer yer, “falan?n kalbi bozuk” yahut, “filânca kalp ameliyat? geçirmiş” gibi sözler ederiz. Bu konuşmalar?m?zda, kalbi, iki ayr? mânâs?yla kullan?r?z. Bunlardan biri maddî, diğeri ise mânevîdir. Bir başka ifadeyle, biri zâhirî, diğeri bât?nî...

    Maddî kalp, bedenin her yan?na kan pompalayan harika bir cihaz. Bu kalp bütün bir kâinata muhtaç. Kâinattan insan? süzen ve insan fabrikas?nda g?dalar? ete, kemiğe, kana, iliğe çeviren bir kudret, o kalbi çal?şt?rmakta ve kan? bedenin her köşesine sevketmektedir.

    Evet, kalbin zâhiri bütün kâinata muhtaçt?r. Ve kalp bu hâliyle Allah’?n Samed ismine âyinedir. Maddî kalbin kâinata ve içindeki eşyaya olan ihtiyac?n?, ancak her muhtac?n ihtiyac?n? gören ve hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah yerine getiriyor, Samed isminin tecellisiyle... Kalp bu yönüyle bir ağaçtan, bir çiçekten pek fazla ileri değil. Onlar da kâinat?n her şeyine muhtaç. Onlar da bu ihtiyaçlar?n?n görülmesiyle Samed ismine âyine oluyorlar.

    Kalbin bât?n?na gelince, Samediyete en büyük âyine odur.

    “Bât?n-? kalp âyine-i Samed’dir.”

    Bu hakikat?: “Kalpler ancak Allah’?n zikriyle mutmain olur.” âyet-i kerimesi ders verir.

    Bedendeki her organ?n kendine göre bir çeşit tatmini söz konusudur. Göz görmekle, kulak işitmekle tatmin oluyor. Dilin tatmini tat ile, mideninki g?da iledir. Kalbin ise en büyük ihtiyac?, imand?r.

    Ben kimin mahlûkuyum? Şu âlem kimin mülkü? Bu dünyada kimin misafiriyim? Daha sonra nereye gideceğim? Beni misafir eden zât, benden ne istiyor?

    ?şte kalbin bât?n?, bu gibi sorular?n cevaplar?yla tatmin oluyor. Onun talebi mârifetullah olunca, elbette, Samediyete en büyük âyine o olacakt?r. Maddî kalb bu kâinat?n maddesine muhtaçt?r; bat?n-? kalb ise bu âlemin sahibini tan?maya, bilmeye, O’na iman ve itaat etmeye.

    Kalbin Rabbi, onun ancak zikirle tatmin olacağ?n? bildiriyor bize. Nedir zikir? Kelime mânâs?yla “hat?rlama„. Allah’? hat?rlatan her hâdise, her levha, her ilmî eser birer zikir vesilesidir.

    Kalp, bu kâinat?n özüyle beslenir, mânâs?yla ilgilenir. Onun işi bu âlemle değil, onda tecelli eden ?lâhî isimlerledir. Göz elmaya bakadursun, kalp esmaya nazar eder.

    Ve böylece kalp, Samediyete ulvî bir âyine olur.

    http://www.risale-inur.org/yenisite/...ex.php?tid=415
    Ey muhataplarım!
    Ben çok bağırıyorum. Zîra, asr-ı salis-i aşrın, yani on üçüncü asrın minaresinin başında durmuşum,

    sûreten medenî ve
    dinde lakayd ve
    fikren mazinin en derin derelerinde olanları
    camie davet ediyorum.


  3. #43
    Ehil Üye _MerHeM_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    Alem-i şehadet
    Mesajlar
    2.225

    Standart

    Nasılki kainatın kalbi dünyadır.

    hayatın merkez noktası ise kalbdir.

    Yani kainatı içine alır bir çekirdektir.

    O kalbe dünyayı versen içine alır.

    Kainatı herşeyi ile beraber versen yine içine alır doymaz


    O arşa müteveccihtir. Ebed den başkası onu tatmin etmez.

    İhtiyacı ebeddir.Veren ise Baki-i hakiki olan Allah tır.

    İhtiyacın sonsuzluğu o ihtiyacı karşılıyanın Hazinesinin sonsuzluğunu iktiza eder.

    Ve hiçbir şey'e ihtiyacı olmamalı herşey ona muhtac olmalıdır.


    İşte kalb Zıddiyet noktasında Rabbine ayinedarlık eder.

    Kalbinde halıkını sevgilisini mabudunu mahbubunu bulur.

    Yani herşeyi bulur.

  4. #44
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Batın-ı kalp Samed ismine ayine olması hasebiyle nasıl es - Samed ;hiç bir şeye muhtaç olmayıp herşeyin O ' na muhtaç olması şeklinde mana itibariyle kısa olsada tarifi böyledir ; batn-ı kalbin dahi Cenab-ı Hakk ' ın masivasına ihtiyacı yoktur . O ' ndan başka hiç bir şeye muhtaç değildir sadece O ' nun marifeti-muhabbeti ile mutmain olur ve mahiyetinin böyle olması ile okyanusda zerre miskal kalsa bile Samed ismini çok güzel yansıtıyor.
    Batn-ı kalbin ne dünyevi mahbublar ne yemek ne içmek ne dünyevi süsler kısacası masiva olarak yer alan ve dünyanın 3. yüzüne bakan ne varsa , hiç birşeye ihtiyacı yoktur yani onlar bunu tatmin edemez.

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  5. #45
    Vefakar Üye emaneten - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Yaş
    38
    Mesajlar
    445

    Standart

    Alıntı sami Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    @emaneten Kardeşim dikkatlice okursanız meseleyi kendi kendinize anlayacaksınız. bilmediğiniz kelimelere ÇİFT TIKLAYIN manasını görüceksiniz.

    Biz Perde olmadan siz kendiniz istifade edeceksiniz. Okuduktan sonra ben kendi anladığım şeyleri yazacağım:

    İkinci esas: Medeniyet, taaddüd-ü ezvâcı kabul etmiyor; Kur'ân'ın o hükmünü, kendine muhalif-i hikmet ve maslahat-ı beşeriyeye münâfi telâkki eder.
    Evet, eğer izdivaçtaki hikmet, yalnız kazâ-yı şehvet olsa, taaddüt bilâkis olmalı. Halbuki, hattâ bütün hayvânâtın şehadetiyle ve izdivac eden nebâtâtın tasdikiyle sabittir ki, izdivacın hikmeti ve gayesi, tenasüldür. Kazâ-yı şehvet lezzeti ise, o vazifeyi gördürmek için rahmet tarafından verilen bir ücret-i cüz'iyedir. Madem hikmeten, hakikaten, izdivaç nesil içindir, nev'in bekası içindir.
    Elbette, bir senede yalnız bir defa tevellüde kabil ve ayın yalnız yarısında kabil-i telâkkuh olan ve elli senede ye'se düşen bir kadın, ekserî vakitte tâ yüz seneye kadar kabil-i telkih bir erkeğe kâfi gelmediğinden, medeniyet pek çok fahişehâneleri kabul etmeye mecburdur.


    ...seriütteessür ve hassas olan memâlik-i harredeki insanların hevesât-ı nefsâniyesini mütemadiyen tehyiç edecek açık saçıklık, elbette çok sû-i istimâlâta ve isrâfâta ve neslin zaafiyetine ve sukut-u kuvvete sebeptir. Bir ayda veya yirmi günde ihtiyac-ı fıtrîye mukabil, her birkaç günde kendini bir israfa mecbur zanneder. O vakit, her ayda on beş gün kadar hayız gibi arızalar münasebetiyle kadından tecennüp etmeye mecbur olduğundan, nefsine mağlûp ise fuhşiyata da meyleder.

    ------------------------------------------------------------

    Ayın yanlız yarısında kabil-i tellakkuh (hamile kalabilen) 50 sene de ye'se düşen kadın çoğu zaman 100 sende kabil-i telkih (hamile bırakabilen) erkeğe kafi gelmediğinden...

    karatoprak1975 Kardeşim her münasebetin sonu hamilelikle sonuçlanacak diye bir şey yok. Birçok sebebden dolayı hamilelik meydana gelmiyebiliyor. (Halk arasında döl tutmadı denir.) Bazen aileler çocuk yapmayı istedikleri halde birkaç yıl çocukları olmuyor. Kadınların ayın yarısında Kabil-i tellakkuh olmaları çocuk olma ihtimalini %50 oranında düşürüyor.

    50 yılda ye'se düşmeleri mevzusunda bir kadın 50 yaşına kadar en fazla 10-15 çocuk yapabilir. İzdivacı asıl hikmeti kesret-i Nesil olmasıyla daha fazla çocuk için 2. bir kadın gerekiyor. Hemen bu durum da aklımıza bir soru takılabilir. Bu kadar çok çocuğa ne gerek var diye.

    Mesela balıklar bir milyon yumurtacıklarıyla denizleri şenlendiriyorlar. Bunların büyük çoğunluğu olgunluğa erişemeden ölüyor. Eski zamanlarda da medeniyet tazammmum etmediğinden ölümler daha fazla, hele çocuk ölümleri... Kesret-i nesili garanti altına almak için çok çocuk matlub.

    Yani sırf 50 yaşındaki adam bazı ihtiyaçlarını karşılasın diye kızı yaşındakilerle evlendirme diye bişey yok. Bilakis asıl maksat Kesret-i Nesil.

    Bu noktada mimsiz medeniyet şehevani baktığı için: her ayda on beş gün kadar hayız gibi arızalar münasebetiyle kadından tecennüp etmeye mecbur olduğundan, nefsine mağlûp ise fuhşiyata da meyleder.
    sırrını gösterek 55 yaşındaki bazı ihtiyaçlarını karşılamak için fuhuşa meyleder.

    masallah çok güzel açıklamıssınız anladım inş tesekkur ederim

    ne attan düşmedik yiğit ne de

    sürçmedik at vardır...


  6. #46
    Ehil Üye karatoprak1975 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Yaş
    48
    Mesajlar
    1.126

    Standart

    Alıntı emaneten Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    masallah çok güzel açıklamıssınız anladım inş tesekkur ederim


    valla size helal olsun anlamışsınız ben henüz anlayamadım

    kafama takılan bu soruyada cevap verenlere teşekkür ediyorum

  7. #47
    Vefakar Üye emaneten - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Yaş
    38
    Mesajlar
    445

    Standart

    50 y?lda ye'se düşmeleri mevzusunda bir kad?n 50 yaş?na kadar en fazla 10-15 çocuk yapabilir. ?zdivac? as?l hikmeti kesret-i Nesil olmas?yla daha fazla çocuk için 2. bir kad?n gerekiyor. Hemen bu durum da akl?m?za bir soru tak?labilir. Bu kadar çok çocuğa ne gerek var diye.



    sizin tak?ld?g?n?z su değil mi karatoprak on on bes cocukla da kesret-i tesil tahakkuk ne diye bir ikinci han?m ve bir o kadar cocuk??

    asl?nda dediğiniz gibi bir kad?n max on cocuk doğurabilir belki ama bir kad?n cok fazla cocuk doğurdugunda kad?n?n sağl?ğ?nda da problemler olur hatta yas ilerledikçe doğurma esnas?na ölüm riski de artar...hani üstad diyor ya erkekleri fuhsiyata sevk etmemek...belki buna mahal vermemek için bir ikinci es de mahzur dğl hayr var kimi zaman...
    bu şimdi akl?ma geldi bilmiyorum doğru muyanl?s?m varsa düzelt?n arkadaslar?
    umara?m anlatabilmisimdir karatoprak

    ne attan düşmedik yiğit ne de

    sürçmedik at vardır...


  8. #48
    Ehil Üye karatoprak1975 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Yaş
    48
    Mesajlar
    1.126

    Standart

    Alıntı emaneten Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    50 yılda ye'se düşmeleri mevzusunda bir kadın 50 yaşına kadar en fazla 10-15 çocuk yapabilir. İzdivacı asıl hikmeti kesret-i Nesil olmasıyla daha fazla çocuk için 2. bir kadın gerekiyor. Hemen bu durum da aklımıza bir soru takılabilir. Bu kadar çok çocuğa ne gerek var diye.



    sizin takıldıgınız su değil mi karatoprak on on bes cocukla da kesret-i tesil tahakkuk ne diye bir ikinci hanım ve bir o kadar cocuk??

    aslında dediğiniz gibi bir kadın max on cocuk doğurabilir belki ama bir kadın cok fazla cocuk doğurdugunda kadının sağlığında da problemler olur hatta yas ilerledikçe doğurma esnasına ölüm riski de artar...hani üstad diyor ya erkekleri fuhsiyata sevk etmemek...belki buna mahal vermemek için bir ikinci es de mahzur dğl hayr var kimi zaman...
    bu şimdi aklıma geldi bilmiyorum doğru muyanlısım varsa düzeltın arkadaslar?
    umaraım anlatabilmisimdir karatoprak

    ya muhterem bu zamanda değil 10 çocuk birisine bakmak bile büyük özveri istiyor birde ikinci hanım aldınızmı yandı gülüm keten helva zaman ayıramamakmı deseniz ekonomimi deseniz birde ikinci eşinizin yakınlarıda akraba olacaklar birde siz bayan olsanız ikinci eşe izin verirmiydiniz sanırım üstadın bakış açısı bazı şartlara göredir bu zamanda çok zor hem kadının mazereti erkek için bir perhiz olabilir diye düşünüyorum düşünüyorum ama isabet ediyormuyum bilemiyorum

  9. #49
    Vefakar Üye emaneten - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Yaş
    38
    Mesajlar
    445

    Standart

    ya muhterem bu zamanda değil 10 çocuk birisine bakmak bile büyük özveri istiyor birde ikinci hanım aldınızmı yandı gülüm keten helva zaman ayıramamakmı deseniz ekonomimi deseniz birde ikinci eşinizin yakınlarıda akraba olacaklar birde siz bayan olsanız ikinci eşe izin verirmiydiniz sanırım üstadın bakış açısı bazı şartlara göredir bu zamanda çok zor hem kadının mazereti erkek için bir perhiz olabilir diye düşünüyorum düşünüyorum ama isabet ediyormuyum bilemiyorum


    haklısınız...ben de izin vermem ikinci bir es gibi durumuna...abi hem sizin dedıklerınız mantıklı geliyor hem de yukarıdakıler...
    ama dediğiniz gibi zaman değiştikçe sartlar da değişiyor bence canınızı sıkmanıza gerek yok zaten maddi durum esler hakkında muvazeneyi sağlayamama vs gibi durumlar söz konusuysa tek es en matıklısı değil mi...


    düşünüyorum zaman değiştikçe yeni seyler giriyor hayatımıza...basta peygamberımızle beraber olmayıp da sonrada cıkan adetler...en basitinden aklıma simdi gelen toplu teravih namazı hz ömer bunun için ne güzel bidat demiş...
    üstadın dediklerinin de zamanla desteklenmesi ya da baska acıdan açıklanması daha güzel olmaz mı mesela bu cok eslilik mevzuusu üstat yanlış dememiş hata da yapmamıs ama zamanımıza uyarlamaya calıstıgımızda tıkanıyoruz siz ne düşünüyoruz karatoprak?

    ne attan düşmedik yiğit ne de

    sürçmedik at vardır...


  10. #50
    Pürheves sami - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    211

    Standart

    Alıntı karatoprak1975 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    ya muhterem bu zamanda değil 10 çocuk birisine bakmak bile büyük özveri istiyor birde ikinci han?m ald?n?zm? yand? gülüm keten helva zaman ay?ramamakm? deseniz ekonomimi deseniz birde ikinci eşinizin yak?nlar?da akraba olacaklar birde siz bayan olsan?z ikinci eşe izin verirmiydiniz san?r?m üstad?n bak?ş aç?s? baz? şartlara göredir bu zamanda çok zor hem kad?n?n mazereti erkek için bir perhiz olabilir diye düşünüyorum düşünüyorum ama isabet ediyormuyum bilemiyorum
    Alıntı emaneten Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    üstad?n dediklerinin de zamanla desteklenmesi ya da baska ac?dan aç?klanmas? daha güzel olmaz m? mesela bu cok eslilik mevzuusu üstat yanl?ş dememiş hata da yapmam?s ama zaman?m?za uyarlamaya cal?st?g?m?zda t?kan?yoruz siz ne düşünüyoruz karatoprak?
    karatoprak1975 ve emaneten kardeşlerim lütfen dikkatlice okuyunuz. Çünkü taaddüd-ü ezvâc? kuran?n izin verdiği şeylerdedir. Kuranda bulunan en ufak bir şeyle ilgili şüphe imana zaaf gelmesine neden olur. O yüzden bu meselerde vesvese ve şüphe varsa bunlar?n tam izale edilmesi gerekir. Eğer ben perde olursam, anlatamazsam ilgili yerleri kendiniz mütaalal? okuyunuz anlamazsan?z bir bilenle müzakere ediniz.

    Kuran?n emirleri sadece 20. ve 21. yy lara bakm?yor. asr-? saadetten k?yamete kadar hüküm ferma. bu zaman?n şartlar?yla düşünürsen bir eş-iki çocuk bile fazla. Hatta ben s?rf bu yüzden evlenmiyorum. Ama zaman?n beynimize zorlad?ğ? kay?tlardan bir s?yr?l. 6-7.yy öncesine git öyle düşün. Mesela Peygamberimizin (s.a.v.) Efendimiz bazen günlerce yemediği olurmuş. bu şartlarda eşleri ve çocuklar? geçinmişler. Evet bu zaman da çok zor. Efendimiz 7 çocuğu olmuştur. Bunlardan 6 tanesi efendimizden önce vefat etmiştir. Tek kalan Fat?ma annemiz de Efendimizin vefat?ndan 6 ay sonra 25 yaş?nda vefat etmiş...
    Bak 7 çocuktan sadece bir tane... onunda 2 çocuğu var...

    Bu zamanda tek çocuk yap bir çok hastal?ğ?n tedavisi olduğu için sağl?kl? bir şekilde büyüsün...

    O vakit, her ayda on beş gün kadar hay?z gibi ar?zalar münasebetiyle kad?ndan tecennüp etmeye mecbur olduğundan, n e f s i n e m a ğ l û p i s e fuhşiyata da meyleder

    ...m e d e n i y e t pek çok fahişehâneleri kabul etmeye mecburdur.

    Buradaki nokta-i nazar medeniyet aç?s?ndan. Medeniyetin getirdiği aç?k saç?kl? vs. insan?n nefsine mağlub olmas?n? neden oluyor. Ayn? medeniyet taaddüd-ü ezvâc? kalbul etmediği için fahişehaneleri kabul etmeye mecburdur.

    Yoksa mütteki müslümana tek de yeter. Ama medeniyet hem şehveti tahrik ediyor. Hem de aş?r? şehvetin teskin olacağ? taaddüd-ü ezvâc? kalbul etmiyor.

    Kar?şt?rd?ğ?n?z nokta şan?r?m şuras?:

    Evet, eğer izdivaçtaki hikmet, yaln?z kazâ-y? şehvet olsa, taaddüt bilâkis olmal?.

    taaddüt bilakis olmal? yani: taaddüt tam tersi olmal?, 1 Kad?n 4 erkek almal?..

    Şehveti teskin noktas?nda 1 kad?na 4 erkek ancak kafi geliyor. ama maksat nesli çoğaltmak. o yüzden 1 erkek 4 kad?n al?yor.

    eee diceksiniz Erkek kad?nlar?n özel hallerinden dolay? yaklaşamad?ğ? için başka kad?n al?yor. sanki erkek şehvetini teskin etmek için kald?n al?yormuş gibi görünüyor.

    ?şte iltibas noktas? bu. Erkeğe aş?lamada yani hamile b?rakmada ömürlerinin 4te 1nde hizmet d?ş? olan kad?nlar kafi gelmediğinden 4 kad?n al?yor.

    1 kad?n 50 yaş?ndan sonra çocuk yapam?yor 50 den öncenin yar?s?nda da çocuk yapam?yor yani ömrünün 4te 1inde ancak kabil-i telekkuhdur(hamile kalbilir). 4 tane 4te bir, 1 tam yapar, yani ömrünün tamam?nda kabil-i telkih(hamile b?rakan) bir erkeğe denk gelir.

    ama şehveti teskin etme noktas?nda bir erkek bir kad?na kafi gelmez. 4 erkek ancak 1 kad?na kafi geliyor.

    ?şte erkek şehvetini teskin etmek veya kad?nlar?n özel durumlar?nda yaklaşamad?ğ? için için 2. bir eş alm?yor. Hamileliğin sorunsuz olmas? için, hamileliğin garantiye al?nmas? için al?yor. Fazla çocuk yapmak için al?yor.

    Fakat medeniyet erkekleri tahrik ettiği için normalde şehveti yettiği hatta fazla geldiği kad?n? çeşitli sebeperden (ay hali, kad?n?n çirkinli, ilgisizliği gibi..) terk ederek d?şar? yöneliyor fakat bunun da çözümü taaddüd-ü ezvâc da var. Fakat medeniyet bunu da kabul etmiyor. Öyleyse Genelevleri kabul etmeğe mecburdur.

    .
    Konu Ebu Hasan tarafından (14.12.07 Saat 09:56 ) değiştirilmiştir.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Risale-i Nurlar Dan Kısa Kısa Açıklamalı
    By _vatan_ in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 25.05.14, 17:18
  2. Risale-i Nurdan Kısa Parçalar - Resimli Orjinal Tasarım!
    By temha2001 in forum Resim - Fotoğraf Galeri
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 26.05.11, 19:50
  3. Risale i Nur'lardan Nasıl İstifade Edebiliriz
    By asyanur_filiz in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 21.11.08, 00:34
  4. Risale'den Kısa Vecizeler...
    By vekar in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 09.02.08, 09:48
  5. Tarihçe-i Hayattan Kısa Kısa Sorularım...
    By tenaxwe in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 12
    Son Mesaj: 21.11.07, 13:16

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Var
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0